İslamiyet’te Cuma namazları kadar Cuma hutbeleri de büyük kıymet taşıyor. İnsanları dini hususlarda bilgilendirmek gayesiyle okunan Cuma hutbeleri, her hafta Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirleniyor. Geçtiğimiz haftanın mevzu ise ”İdealler Uğruna Çıkılan Kutlu Bir Sefer” olarak belirlenmişti. Bu haftanın konusu ise şimdiden araştırılmaya başlandı. Pekala Cuma hutbesinin konusu açıklandı mı? İşte 28 Temmuz Cuma hutbesinin konusu.
Cuma günleri öğlen vaktinde cemaatle kılınması farz olan Cuma namazları İslamiyet’te büyük bir kıymet taşıyor.
Cuma namazlarından evvel ise Cuma hutbeleri okunuyor. Cuma hutbeleri, her hafta Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirleniyor.
Bu haftanın Cuma hutbesinin konusu ise ”Muharrem Ayının Değeri Ve Ehl-İ Beyt-İ Mustafa” olarak belirlendi.
Aziz Müminler!
Kur’an-ı Kerim’de hürmet duyulması emredilen dört aydan biri olan Muharrem ayı içerisindeyiz ve bugün 10 Muharrem Âşûrâ günü. Muharrem ayı, Peygamber Efendimiz (sas)’in hürmete layık olarak nitelendirdiği mübarek bir aydır. Allah Resûlü (sas), “Ramazan’dan sonra tutulan en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur”[3] buyurarak bize, bu ayda oruç tutmayı tavsiye etmiştir.
Kıymetli Müslümanlar!
Sayısız lütuf ve faziletlerle dolu olan Muharrem ayı, tıpkı vakitte Müslümanları hüzne boğan Kerbelâ hadisesinin yaşandığı aydır. Kerbelâ hadisesi, kan ve gözyaşının, hüzün ve tasanın, acı ve ızdırabın sinelerde açtığı derin bir yaradır. Bu elim hadisede, Allah Resûlü (sas)’in “Benim dünyadaki çiçeğim, reyhanım”[4] diye sevdiği Hz. Hüseyin Efendimiz ve birden fazla Ehl-i beyt’ten yetmişi aşkın Müslüman bir yudum suya hasret bırakılıp şehit edilmiştir.
Değerli Müminler!
Kerbelâ hadisesi, bizler için çağları aşan bildiriler ihtiva etmektedir. Kerbelâ, her şeyden evvel adaletsizliğe karşı onurlu bir uğraşın ismidir. Kerbelâ, haksızlığın karşısında bahadır ve kararlı bir duruşun, zulmün karşısında asil bir yürüyüşün sembolüdür. Kerbelâ, adaletin, cüretin, yiğitliğin ve yüksek ahlakın Hz. Hüseyin Efendimizin şahsında beden bulmuş halidir.
O gün Kerbelâ’da şehit edilenler, müminler tarafından daima hayırla ve rahmetle yâd edilecektir. O mübarek canlara eziyeti reva görüp onları şehit edenler ise Müslümanların vicdanlarında mahkûm olmaya devam edecektir.
Aziz Kardeşlerim!
Bugün bize düşen Kerbelâ’yı yanlışsız okumak, hakikat anlamak ve ondan gereken dersleri çıkarmaktır. Ehl-i beyt-i Mustafa’nın muhabbetini her daim yüreklerimizde canlı tutmaktır. Hz. Hüseyin ve Ehl-i beyt’in temsil ettiği pahaları hayata hâkim kılmaya çaba etmektir. Bütün ümmeti ıstıraba boğan böylesi bir hadiseyi kin ve nefrete, ayrılık gayrılığa değil; birlik ve beraberliğe vesile kılmaktır. وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّٰهِ جَم۪يعاً وَلَا تَفَرَّقُواۖ “Hep birlikte Allah’ın ipine sıkı sıkıya sarılın, parçalanıp bölünmeyin”[5] ilahi fermanına gönülden bağlı kalmaktır. اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ “Müminler lakin kardeştirler”[6] ilahi hitabındaki din kardeşliğini yürekten hissetmektir. Irk, lisan, renk, mezhep ve coğrafya ayrımı gözetmeksizin müminler topluluğu olarak omuz omuza vermek, dayanışma ahlakını kuşanmaktır. Kardeşlik hukukumuza ziyan verecek her türlü kelam, tavır ve davranıştan kaçınmaktır.
Bu vesileyle başta şehitlerin efendisi, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sas)’in ciğerparesi Hz. Hüseyin Efendimiz ve Kerbelâ şehitleri olmak üzere, hak ve hakikat uğruna canlarını feda eden bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Öbür yandan bu hafta sonu KPSS’ye girecek olan bütün kardeşlerimize muvaffakiyetler diliyorum. Rabbim zihinlerini açık, ömürlerini bereketli eylesin.