Beslenme ile ilgili araştırmaların ortaya koyduğu kesin bir veri var: İyi beslenirseniz, depresyona girmezsiniz! Yapılan araştırmalar da bunu kanıtlıyor: Örneğin daha çok sebze yemek, depresyon riskini yüzde 62 oranında düşürüyor. Ruh sağlığınız iyiyse fiziksel sağlığınız da iyi oluyor. Çünkü yedikleriniz hem zihni hem vücudu destekliyor. Örneğin yeşil yapraklı sebzelerde ve domateste bulunan maddeler, beyin kimyasını olumlu etkileyip depresyonu önlüyor. İşte Diyetisyen Emre Uzun’dan sadece midemize değil, ruhumuza da iyi gelecek beslenme önerileri…
Beslenme ve Diyet Uzmanı Emre Uzun’un açıklamalarına göre depresyon riskini bertaraf etmeye yardımcı en önemli üç kalkan likopen, folat ile organik asitler ve krosin!
- Likopen, domateste bol bol var.
- Folat bakliyatta ve yeşil sebzelerde bulunan bir B vitamini türü.
- Folatın önemi: Yeterince folat almayanların depresyona girme riski üç kat daha fazla!
- Krosin safranda bol miktarda bulunuyor. Fitoterapik tedavilerde ruh sağlığı ile ilgili en fazla kullanılan ürün safran. İçeriğindeki maddeler sayesinde bünyede depresyona neden olan asit dengesinin bozulmasını önlüyor, ruh sağlığını güçlendiriyor.
Depresyona karşı öncelikle sebze ağırlıklı beslenmemiz gerekiyor. Yeşil yapraklı sebzeler ve domates bu noktada cankurtaran gibi! Çünkü yeşil yapraklı sebzelerde ve domateste bulunan maddeler, beyin kimyasını olumlu etkileyip depresyonu önlüyor.
Lavanta, melisa ve safran gibi baharatlar da depresyona karşı koruyucu. Bunları sadece koklamak bile beynin sinir iletimlerini güçlendirip ruh halini pozitif yönde etkiliyor. Daha çok sebze yemek, depresyon riskini yüzde 62 oranında düşürüyor.
Frambuaz, böğürtlen, yaban mersini, mavi yemiş gibi üzümsü meyveler; üzüm, elma, soğan, yeşil çay, karanfil, yabani mercanköşk, tarçın ve Hindistan cevizi gibi meyveler, baharatlar, içecekler kendinizi sakin, enerjik ve mutlu hissetmenizi sağlıyor.
İşte huzurun reçetesi!
Gerçekte depresyondan kaçınmak için günde 7-8 porsiyon meyve ve yine 7-8 porsiyon sebze öneriliyor ancak bunun için önce şeker, tansiyon, kolesterol gibi taramalardan geçmeniz gerekiyor.
Peki ya depresyona neden olan beslenme hataları neler? Emre Uzun, depresyonu tetikleyen beslenme hatalarına da değiniyor ve depresyon riskini artıran yiyecekleri şöyle sıralıyor:
Depresyon riskini artıran yiyecekler
– Tavukta ve yumurtada bulunan ve depresyon riskini artıran araşidonik asit. Bu, enflamasyon artırıcı bir bileşen ve beyin enflamasyonunu artırıp ruhsal dengemizi bozabiliyor.
– Ruh haliniz bozuksa tatlandırıcılardan uzak durun. Aspartam içeren tüm gazlı içecekler buna örnek.
– Her tülü fast food ürünü de depresyonu tetikliyor. Hamburger, sosisli sandviç, pizza gibi yiyecekler depresyon riskini yüzde 51 oranında artırıyor.
Depresyona karşı şekersiz kahve
Kahve de depresyondan uzaklaştıran içeceklerden biri. Ancak günde en fazla 4-5 fincan ve şekersiz, tatlandırıcısız kahve içebilirsiniz. Kahvenize şeker ya da tatlandırıcı eklediğinizde sizi depresyondan uzaklaştırmak yerine tam tersi etkide bulunuyor.
Evet, hemen fark ettiğiniz gibi, tatlandırıcılar depresyonu tetikliyor. Bu da demek oluyor ki kahveyi sade içmekle tatlandırıcılardan kurtulamıyorsunuz. Sadece ABD’de tespit edilmiş 6 binden fazla üründe tatlandırıcı var. Sakız, reçel, jöle, meyve suları, tahıllı barlar ve yoğurtlarda dahi tatlandırıcı bulunabiliyor. Bu nedenle yediğiniz içerikleri kontrol etmeniz, iyi etiket okumanız gerekiyor.
Bitkisel beslenme depresyona karşı koruyucu
Diyetisyen Emre Uzun, bitki temelli beslenenlerin, ayrım yapmaksızın yemek yiyenlere kıyasla kendilerini daha dinç ve depresyondan daha uzak hissettiklerini belirtiyor. “Bitkisel beslenenler kanser gibi ölümcül hastalıklara, hemoroit, ülser, varis gibi psikolojiyi altüst eden rahatsızlıklara daha az yakalanıyor. Daha az hastaneye yatıyor. Doktorların bitkisel beslenenlere reçete ettiği sakinleştirici, aspirin, insülin, tansiyon ilacı, ağrı kesici, antiasit, laksatif ve uyku ilacı gibi çözüm arayışları da yarı yarıya azalıyor!”