Sabah yazarı Mehmet Barlas, tam kapanmada insanların kaçak içkiye yönelebileceğini belirterek “Dilerim kaçak içkiden ötürü can kaybı pek olmaz” dedi.
Barlas ayrıca, “Bu Fetullah Gülen ülkede yönetimi eline geçirip, İran benzeri bir Humeyni modeli darbeyle işbaşına gelseydi, herhalde ilk iş olarak alkollü içkileri yasaklardı” ifadesini kullandı.
Kaddafi örneği…
Aslında bu alkollü içkilerin yasaklanmasının geçmişteki en çarpıcı örneğinin Kaddafi Libyası olduğunu söyleyen Barlas, “1969’da Kaddafi darbe yapıp Sünusileri devirdiği zaman, bir günlüğüne içki yasağı da gelmişti. Ben Libya’ya iki kez Kaddafi ile söyleşi yapmak için gittiğimde, garip sahnelere tanık olmuştum. Örneğin, Trablus gümrüğünde bir İngiliz’in bavulunu açtılar ve bavuldaki bir şişe viskiyi taşa vurup kırdılar” diye yazdı. Barlas, şöyle devam etti:
“Ertesi sefer Libya’ya gittiğimde evlerde alkollü içki üretiliyordu. Bu arada Malta’dan, İtalya’dan gelen uçaklardaki Libyalılar zom sarhoştular. Bu arada Suudi Arabistan’daki alkollü içki yasağının, bu ülkenin çok varlıklı azınlığı için bir sorun olmadığını da biliyoruz. Yıllar önce Hindistan’a gittiğimde Bombay’ın bulunduğu Maharashtra Eyaleti’nde Başbakan olan Morarji Desai fanatik bir Hindu olduğu için içkiyi yasaklamıştı. Ama biz gazetecilere hükümet her gün bir şişe viski tahsis ederdi.”
FETÖ’yü hatırlattı…
“İnançlar nedeniyle alkollü içkilerin yasaklanması meselesine gelince… Bu Fetullah Gülen ülkede yönetimi eline geçirip, İran benzeri bir Humeyni modeli darbeyle işbaşına gelseydi, herhalde ilk iş olarak alkollü içkileri yasaklardı. Yani bazıları için darbe yapıp kendi halkına ateş açmak mübahtır ama alkollü içki de yasak olmalıdır.”
Barlas, bu tam kapanmanın son olmasını dilediğini söyledi. “Özgürce evlerimizden çıkıp dolaşabiliriz ve canı isteyen de gidip özgürce alkollü içkileri satın alabilir” diyen Barlas, “Ve dilerim bu geçici yasak süresince kaçak içkiden ötürü can kaybı pek olmaz” ifadesini kullandı.