Allahım para gönder, ben de Günel’in yaptırdığı estetiklerden yaptırmak istiyorum acil!
Armudun dalda, Burcu Esmersoy’un camda sallandığı “Didem” isimli şarkının klibini hatırlayanlar olacaktır aranızda. Dışardaki bu kız çocuğu, Didem’e çeşitli mesajlar götüren elçi Günel’den başkası değildi.
Didem olayını bir kenara bırakırsak, Azeri Kızı Günel’in Türkiye’de ünlü olması gerçekten bir başarı diyebiliriz. İbo’nun Bakü konserinde sahneye atlayıp “Sibel Can’ın Padişah” şarkısını söylemesi olayları bu noktaya getirdi desek yalan değil.
Ülkemizde küçük şarkıcıların anlaşılamaz ses güzelliğine tanık olmamız bizler için yeni bir durum değildi. Fakat bu kızın sempatikliği, duru güzelliği olayı sesten çok daha başka bir sempatiye getirmişti.
Günel artık küçüklükten ergenliğe geçiş yaptığında, ortası birleşik kaşları alıştığımız standart güzellik anlayışını dürtmeye başlamıştı. Fakat Günel bu kaş olayının kültürel bir durum olduğunu, hatta almasının ayıp sayıldığını ve almayı da düşünmediğini söylüyordu.
Gel zaman git zaman Günel’in artık genç bir kadın olmasıyla başlayan süreç, onun küçük müdahaleleri hayatına katmasını da sağladı. Zaten güzel bir kızdı, neden iyice güzelleşmesindi? İşe önce kaşlardan başladı.
Bu arada işin içine tabii bir de aşk eklendi. İran Azerisi iş insanı Reza Zarrab’la önce sevgili oldular, daha sonra da nişanlandılar. Herkes bu büyük aşkı konuşuyordu sağda solda.
Ancak bu aşkın son dönemlerine başka bir kadının adı karışmıştı. İddialara göre Reza Zarrab, ünlü şarkıcı Ebru Gündeş’le görüşmeye başlamıştı. Günel bu iddiaların yalan olduğunu, Reza’nın kendisine hâlâ daha çiçekler gönderdiğini söylüyordu.
Ve hatta çiçeğin üstünde yer alan notu da magazincilerle paylaşmayı ihmal etmiyordu…
Fakat Günel ne kadar inkar ederse etsin, çok sevdiği nişanlısı Reza tarafından ihanete uğramıştı. Ayrılığın ardından birkaç kez laf sokmalı açıklamalar yaptı, yapmadı değil.
Açıklamalar hız kesmeyince bu kez Reza Efendi “Ben Ebru Gündeş’e tapıyorum. Birileri artık sussun yoksa rezil olur” şeklinde eski sevgilisine göz dağı vermeyi ihmal etmedi.
Geçen bu zaman içerisinde ne Reza kaldı ne bir şey tabii… Bu arada Günel çok dikkat çekici bir kadın olmayı başardı.
Hız kesmeden başvurduğu estetik ameliyatlar ve medikal estetik uygulamaları, onu bambaşka bir kadın yapmak için yetti de arttı bile.
Dolgu dudaklar, hatları belirginleştirilmiş bir çene, astırılmış kaşların yanına sürekli değişen saç renkleri de eklendi.
Bu fotoğrafa bakıp “Didem’in camının önünde abidik gubidik hareketler yapan küçük kız bu” der misiniz? Sanmıyoruz…
Fakat şu da bir gerçek, ihanet tarihinin en büyük bedduasını etmiş olabilir Günel. Kadının canı nasıl yandıysa artık sadece muhatabının hayatı değil, koca bir memleket karıştı.
Bakın en son hali de böyle Günel’in. Yetişin komşular, koşun a dostlar! Güzel bir sonuç, yalan yok.
Vallahi aklımı kaçırıcam şimdi…
