Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, Türkiye’nin faizleri aşağı çekerek enflasyonu düşürmek yönündeki sıradışı politikasının başarılı olma şansının çok düşük olduğunu ve Türk lirasının daha uzun bir süre çalkantılı bir dönemden geçebileceğini yazdı.
Faiz indirimleri olasılık dahilinde
Ancak bu durumun Türkiye açısından çok da geçerli olmayabileceği yorumu yapıldı ve şu ifadelere yer verildi:
Analizde, Batılı ülkelerde faizlerle enflasyon arasında teoride kurulan bağın pratikte çok da güçlü olmayabileceği ancak kur şoklarının görüldüğü gelişmekte olan ülkeler için durumun farklı olduğu öne sürüldü.
Sindreu, gelişmekte olan ülkelerde para biriminin değer kaybetmesinin ithal malların maliyetini artırdığını ve bu nedenle de merkez bankalarının odaklandığı konunun da para biriminin değeri olduğunu yazdı.
Rezervler -20 milyar dolarda
Sindreu, “Para birimini güçlendirmek için de en önemli araç faizlerin artırılması. Ekonomistlerin de yeniden değerlendirmeye başladığı gibi kur çıpası ve sermaye kontrolleri gibi daha az geleneksel politikalar da yardımcı olabilir. Ancak bunun için bu politikaların tutarlı bir şekilde uygulanması gerekiyor. Türkiye, bu tarz politikaları uzun vadeli bir kur stratejisinin parçasından ziyade, piyasalardaki paniği bastırmak için kaotik bir şekilde kullandı” dedi.
Analizde, Türkiye’nin döviz rezervlerinin eksiye düştüğü değerlendirmesine de yer verildi.
Merkez Bankası’nın Kasım ayında faiz artırımlarına başlamadan önce rezervlerden ayda ortalama 4 milyar dolarlık döviz satışı yapıldığını yazan Sindreu, Türkiye’nin swap işlemleri çıkartıldığında net rezervlerinin eksi 20 milyar dolar düzeyinde olduğunu aktardı.
Ekonomistler ve muhalefet, 2018 yılındaki kur krizinden bu yana Türkiye’nin döviz kurunu aşağıda tutmak için rezervlerinden satış gerçekleştirdiğini öne sürüyor. Son olarak, Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’nin rezervlerinin eski 47 milyar dolara gerilediği öne sürüldü.
Erdoğan ise bu iddiaları reddetti ve rezervlerin 95 milyar dolar seviyesinde olduğunu söyledi.
Ancak Erdoğan, eldeki rezervlerin önemli bir bölümünün “ekonomik tuzaklarla mücadele ederken salgın bahanesiyle yeni bir finansal dalgalanma oluşturmak isteyenlere” karşı kullanıldığını belirtti.