Pandemi döneminin kendisini için faydalı geçtiğini ifade eden Alper Boğuşlu, “Şu anda çalışmadığım için daha çok maç izleme şansım oluyor. Yeterince zamanım var ve bu dönemin benim için faydalı geçtiğine inanıyorum. Türkiye’den ve dünyadan yeterince kaleci izleyebiliyorum. Onun dışında boş zamanlarımda formumu korumak için gün içerisinde çeşitli fiziksel çalışmalar yapıyorum. Bir yerde çalışmadığım için buna ihtiyacım var. Ayrıca bugüne kadar çalıştığım kulüplerdeki çalışmalarımı gözden geçiriyor, neleri eksik neleri fazla yaptığımı kontrol ediyorum ve yeni şeyleri güncelliyorum” diye konuştu.
“2013 YILINDA BİRÇOK TÜRK TAKIMININ ZAMANLA YERLİ KALECİ OYNATACAĞINI SAVUNMUŞTUM”
Yerli kalecilerin son zamanlarda sayısının artmasının kendisini şaşırtmadığını söyleyen deneyimli antrenör, “2013 senesinde çok az Türk kaleci varken, ben birçok Türk takımı zaman içerisinde yerli kaleci oynatacak ve bunların çoğu da yurt dışına gidecek tezini savunuyordum. Türk kalecilerin verimliliğini ben de şaşkınlıkla izliyorum. Ayrıca da mutluyum. Bu iler ki senelerde daha da artacak ve yurt dışında oynama kısmının da önümüzdeki seneden itibaren gerçekleşeceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“ALTAY İLE UĞURCAN ARASINDAKİ TEK FARK YAŞLARI”
Fenerbahçe kalecisi Altay Bayındır ile Trabzonspor kalecisi Uğurcan Çakır’ın önemli ve değerli isimler olduğunu belirten Boğuşlu, “Onlara yakın olan kişilerin tercihleri bana göre en doğru tercihtir. Ben gerçekten böyle düşünüyorum. Uğurcan iki yaş daha büyük. İkisi de çok çok yetenekli. Kendi yaş gruplarının en iyileri. Ben A Milli Takım’dayken Uğurcan, Ümit Milli Takım’da çok iyi performans sergiliyordu. Ben onun bu performansını o tarihlerde öngörebiliyordum, şaşırmadım. Daha da iyi olacağını düşünüyorum. Yaşı itibariyle en verimli çağında değil. Yurtdışında da bizi çok iyi temsil edecektir. Altay’ın da sırası geldiğinde en iyi şekilde oynayacağını düşünüyorum. İkisi arasındaki tek fark, birisinin 96, diğerinin 98 doğumlu olması. Ayrıca İrfan Can Eğribayat çok yetenekli bir kaleci. Onun da bu performansa ulaşacağı öngörüsünde bulunmuştum. O da gayet iyi devam etti. Daha da iyi devam edecektir” ifadelerini kullandı.
“ALTAY DA UĞURCAN DA 5 BÜYÜK LİGDE OYNAYABİLECEK DÜZEYDE”
Bu sezon performanslarıyla dikkat çeken milli kaleciler Uğurcan Çakır ve Altay Bayındır’ın da Avrupa’da rahatlıkla oynayabilecek düzeye geldiklerini söyleyen Boğuşlu, “Bu gidişattaki öngörüm, aynı şekilde devam edeceklerdir. İyi oynayacaklarını ve kalıcı olacaklarını düşünüyorum. Ayrıca Avrupa Şampiyonası’nda iz bırakacaklardır ve bu durum olası transferlerini katkı sağlayacaktır. İki kaleci de bence 5 büyük ligde, ihtiyacı olan takımlarda oynayabilecek ve o takımlara katkı sağlayabilecek düzeyde. Kesinlikle bizi çok iyi temsil edeceklerdir. Kalecilikte kendilerinden sonraki nesillere hem yurtiçinde hem de yurtdışında olumlu bir bakış açısı çizeceklerdir” şeklinde konuştu.
“AVRUPA’DA TÜRK KALECİLİĞİ DİYE BİR EKOLDEN BAHSEDİLECEK”
Türk kalecilerinin önümüzdeki dönemlerde bir ekol yaratabileceğinin altını çizen deneyimli antrenör, “Diliyorum ki, Türk kaleciliği diye bir ekolden bahsedilsin Avrupa’da. Ve bu ekolün temsilcileri Avrupa’da boy göstersin. Berke Özer, 17 yaşında A Milli Takımımıza gelmişti. Milenyum doğumlu bir kaleci. Bu daveti alan ilk kaleciydi. Hala daha Belçika 2’nci Ligi’nde başarılı müsabakalar oynuyor. Cenk Gönen’in bir İspanya macerası oldu, burada şu anda güzel maçlar çıkarıyor. Bunun artarak devam edeceğini düşünüyorum” dedi.
“HER KALECİ PARMAK İZİ GİBİ BİRBİRİNDEN FARKLI ÖZELLİKLER TAŞIR”
Bir kaleci antrenörünün sürekli olarak yeniliklere açık olması ve yeni metotlar geliştirmesi gerektiğine vurgu yapan Boğuşlu, “Süper Lig seviyesindeki kalecilerin, yeteri donanıma sahip olduğunu düşünüyorum. Bu özelliği iyi bir antrenman performansıyla da birleştirince çok iyi ürünler alabileceğinizin kanısındayım. Bunun örneklerini geçmiş dönemde hem ben yaptım hem de başka kaleci antrenörü arkadaşlarım yaptı. Bunun için ayrıca gururluyum. Her kaleci parmak izi gibi birbirinden farklı özellikler taşır. Bunun yanında, oynadığı son maç ile bir sonraki maç arasında farklılıklar da oluyor. Bundan dolayı kişinin ruh hali de değişiyor. Antrenörü de bu değişikliklere ayak uyduracak ve bunlara katkı sağlayacak programlar üretmeli” açıklamasında bulundu.
“KALECİ ANTRENÖRLERİ EN KRİTİK MEVKİYİ ÇALIŞTIRIYOR”
Kalecinin bir takımdaki yerine de vurgu yapan Alper Boğuşlu, “Bir takımdaki bütün parçalar çok değerli ama ben bir kaleci antrenörü olduğum için bir pozitif ayrımcılık yapmak istiyorum. Kaleci antrenörleri, futboldaki en kritik mevkilerden birisini çalıştırıyor. Bu çok önemli bir ayrım. Bu noktada kaleci iyi bir performansla takımının kurtarıcısı da oluyor. Hücumun son, savunmanın ilk adamı. Tekrardan dünyaya gelsem kaleci antrenörü olur, kalecimle o iletişimi sağlamak isterim” diye konuştu.
“MÜKEMMELLİĞE ERİŞEBİLMEK İÇİN TEKRAR ÇOK ÖNEMLİ”
Hayata geçirmek istediği bir hayalini de açıklayan deneyimli antrenör, “Pandemi zamanı olmasa okulların teneffüslerini takip edip hangi genç, kaleciliğe daha yatkın diye tespit etmek isterdim, böyle bir hayalim var. Umarım gerçekleştirebilirim. Çok küçük yaşlardan itibaren dokunmalıyız bir kaleciye. Mükemmelliğe erişebilmek için tekrar yapmak çok önemli. Başarıyı getiren en önemli etkenlerden biri bu” şeklinde konuştu.
“ŞENOL GÜNEŞ BANA BÜYÜK KATKI SAĞLADI”
A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş’in kariyerinden en önemli isim olduğuna değinen Boğuşlu, “Şenol hoca ile onun veliahttı unvanıyla çalıştım, antrenörü unvanıyla çalışmadığım için otorite hep ondaydı. O dönemde yedek kaleciler as kaleciyi çalıştırırdı. Benim şu anki mesleğim için büyük katkı sağladı. O tarihlerde kaleci antrenörlüğü diye bir müessese yoktu. Doğal olarak oynayan kaleciyi, oynamayan kaleci antrene ediyordu. Ben de hem antrenmanlarda hem de maçlarda bu hizmeti ona sağlıyordum. Herkesin çalışarak, araştırma yaparak yapmak durumunda olduğu şeyi ben zaman içerisinde doğallıkla yapabildiğimi fark ettim. Tabii ki bu yönümü de geliştirebildiğim için kalecilerime bir katkı sağlayabildim” ifadelerini kullandı.