Son dakika haberine göre, İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, ‘Pozitif vaka sayılarında yüzde 33 oranında bir azalma var. Vakaların ise yüzde 88’i İngiliz varyantı’ diye konuştu.
Sağlık Bakanlığı, 3 Mayıs koronavirüs tablosu’nu paylaştı. Tabloya göre, 243 bin 648 Kovid-19 testi yapıldı, 24 bin 733 kişinin testi pozitif çıktı, 347 kişi hayatını kaybetti. Ağır hasta sayısı 3 bin 438 oldu, 35 bin 438 kişinin Kovid-19 tedavisinin/karantinasının sona ermesiyle iyileşen sayısı 4 milyon 515 bin 819’a yükseldi.
Türkiye, tam kapanmada 5. güne girdi. Peki, tam kapanma etkisini ne oranda gösterdi, İstanbul’da vakalar azalıyor mu? İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, TRT Haber’de İstanbul’daki son durumu anlattı.
Memişoğlu’nun açıklamalarından satır başları şu şekilde: Pozitif vaka sayılarında yüzde 33 oranında bir azalma var. Yatan hastalarda yüzde 13’lük bir azalma var. Yoğun bakımlardaki hasta sayısı yüzde 6,5 oranında düştü, ölümlerde de azalma bekliyoruz.
Salgın sürecinde önce hasta sayısı ve yatanlar azalıyor daha sonra yoğun bakım ve ölüm sayıları düşüyor. Hastalık azalma trendini devam ettiriyor. Hem kısıtlamalar hem farkındalık, arkadaşlarımızın da çabalarıyla bu başarılmış durumda. En önemli silahlardan birisi aşı.
65 yaş üzerinde aşılama yüzde 82 oranındayız. Açtığımız kapasitelerin yüzde 50-60’ı doluyor. İnsanların aşı konusunda tereddüt etmemeleri gerekiyor. İstanbul’da vakaların yüzde 88’i İngiliz varyantı. Varyantlar ne olursa olsun öncelik önlem alınması. Varyantlarla ilgili Bakanlığımız ayrı bir çalışma yapıyor.
YÜZDE 25 HEDEFİNE YAKLAŞILDI
Öte yandan Kovid-19 küresel salgınıyla mücadele kapsamında “Toplumsal bağışıklık” stratejini benimseyen Türkiye’de, yaklaşık 9 milyon 600 bin kişinin ikinci doz aşısını yaptırması, 5 milyona yakın kişinin ise hastalığı geçirmesiyle yüzde 25 hedefine yaklaşıldığı bildirildi.
Sağlık Bakanlığı Toplum Bilim Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, AA muhabirine, salgınla mücadelede aşılamanın önemi ve Türkiye’nin aşı stratejisi üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Uluslararası literatürde ve Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre, salgın söz konusu olduğunda bulaş yollarını engellemek ve aynı zamanda bağışıklık oluşturulması gerektiğini vurgulayan İlhan, salgınla mücadelede aşısı olan her virüs için de aşılama programının hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti.
İlhan, “DSÖ, mücadelenin hastalığın kontrol altına alınarak kazanılabilmesi için özellikle solunum yolu ile bulaşan koronavirüslerde yüzde 60-70 oranındaki grubunun aşılanması ya da hastalık geçirerek bağışık olmasının gerektiğini söylüyor. Bu nedenle aşı olmadan koronavirüsle mücadele etme şansı söz konusu değil.” dedi.
‘TOPLUMSAL BAĞIŞIKLIK STRATEJİSİ’
Salgının kontrol altına alınabilmesinde “sürü bağışıklığı” ve “toplumsal bağışıklık” stratejilerinin uygulanabildiğini dile getiren İlhan, şu açıklamalarda bulundu:
“Sürü bağışıklığı, sürecin başında İngiltere ve İsveç’in denediği bir yöntemdi. Sürü bağışıklığı, toplumun kendi haline bırakılarak virüsün toplum içinde yüzde 60-70 oranında bulaşmasıyla kişilerin virüsle tanışması şeklindedir.
Yani toplumun serbest bırakılmasıdır. Toplumsal bağışıklık ise bu sürecin yani yüzde 60-70 oranında toplumun bağışık olma halinin belirli bir plan dahilinde aşılanma ile sağlanması şeklindedir.”
Salgının başından beri Türkiye’nin bu konudaki stratejisinin net olduğunu belirten İlhan, “Başından bu yana Türkiye’de ‘toplumsal bağışıklık’ stratejisi uygulanıyor.” diye konuştu.
Prof. Dr. İlhan, Türkiye’de ilk Kovid-19 vakasının tespit edildiği 11 Mart 2020’den itibaren olabildiğince az kişinin enfekte olması için çalışmalar yapıldığını dile getirerek, tedbir kararları ile aşı geliştirilinceye ve erişimi sağlanıncaya kadar az kişinin enfekte olabilmesi için mücadele verildiğini…
Aşıların devreye girmesiyle Türkiye’de de toplumsal bağışıklık için aşılama planlaması yapıldığını anımsattı. Toplumsal bağışıklığın oluşturulabilmesi için hedef grubun yüzde 60-70’inin aşılanması gerektiğinin altını çizen İlhan, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye’de 18 yaş üzeri vatandaşlara bakıldığında yaklaşık yaklaşık 60 milyon kişiden bahsetmek mümkün. Çünkü, 23 milyon 18 yaş altı gencimiz var. Bu doğrultuda Türkiye’de, 60 milyonun bağışıklanması gerekiyor. Şu an baktığımızda ülkemizde ikinci doz aşısı yapılan 9 milyon 600 bin kadar vatandaşımız var.
Aynı zamanda şu an için koronavirüsü geçiren de yaklaşık 5 milyon vatandaşımız bulunuyor. Bu doğrultuda 15 milyon seviyesine gelindiği düşünülürse, yüzde 25 hedefine yaklaşıldığını söylemek mümkün.”
Toplumsal bağışıklığın kazanılmasında aşı teminin de büyük önem taşıdığını dile getiren İlhan, “Türkiye, dünyada farklı aşıları yapan nadir ülkelerden biri. Aşı çeşitliliği, aşı temininde elde edilen önemli bir kazanımdır.” dedi.
‘ÖLÜM RİSKİ DAHA DA AZALACAK’
Prof. Dr. İlhan, toplumsal bağışıklığın kazanılması için uygulanan strateji kapsamında yüksek risk gruplarından başlanarak aşının uygulandığını hatırlattı. İlhan, 40 yaş üzeri vatandaşların aşılanmasıyla hastalığa bağlı ölüm oranlarının önemli oranda düşmesinin öngörüldüğünü anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çünkü, kronik hastalıklar genellikle 40 yaşlarında başlıyor ve koronavirüs ölümlerine bakıldığında da en az bir kronik hastalığı olanların ölüm riskinin olmayanlara göre daha yüksek olduğuna şahit oluyoruz. Bu nedenle 40 yaş üzeri aşılandığında, ölüm riski toplumda daha da azalacak.”
Toplum Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. İlhan, toplumsal bağışıklığın kazanılmasının 18 yaş üstündekilerin aşılanmasıyla mümkün olacağını belirterek, “Aşı temininde sıkıntı olmaması halinde 18 yaş üstüne aşı yapılmasıyla birlikte, toplumsal bağışıklığın kazanılması için gerekli olan yüzde 60-70 hedefi güz döneminde gerçekleşebilir.” diye konuştu.
Sağlık Bakanlığı Covid-19 Aşısı Bilgilendirme Platformu’nda 4 Mayıs 2021 saat 15.00 itibarıyla yer verilen tabloya göre 1.doz uygulanan kişi sayısı 14 milyon 182 bin 727, ikinci doz uygulanan kişi sayısı 9 milyon 685 bin 833 oldu. Uygulanan aşı dozu sayısı ise 23 milyon 868 bin 550 olarak kayıtlara geçti.