Gündemin merak edilen konularından biri olan Mavi Vatan, Türkiye Cumhuriyeti’nin Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz’deki denizci politikasını şekillendiren bir doktrindir.
Türkiye’nin savunmasının sınır ötesi alanlardan başlatılması ve bu stratejiyi uygulamaya yönelik bir askeri endüstriyel kompleksin geliştirilmesi ile karakterize edilmiştir.
Peki Mavi Vatan’ın Türkiye için önemi nedir? Mavi Vatan Doktrini hakkında bilgiler..
MAVİ VATAN NEDİR?
Mavi Vatan, Türkiye’nin Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz’deki sınırlarını belirleyen bir kavramdır. Türkiye’nin farklı hak ve egemenliğini içeren deniz alanlarının bütünüdür.
Mavi Vatan, 2015 sonrası Türkiye’nin deniz alanlarındaki aktif ve askeri güce dayalı stratejisinin temelini oluşturmuştur.
MAVİ VATAN NASIL ORTAYA ÇIKTI?
‘Mavi Vatan’ terimi ilk olarak Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan emekli Tümamiral Cem Gürdeniz tarafından ortaya atılmıştır.
14 Haziran 2006 tarihinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda düzenlenen Karadeniz ve Deniz Güvenliği konulu sempozyumda ilk kez yine Tümamiral Cem Gürdeniz tarafından ilk kez kullanılmıştır.
Cem Gürdeniz’in emekliliği sonrasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı tarafından geliştirilmiş ve daha spesifik hale dönüştürülmüştür.
Türkiye ile Libya arasında gerçekleşen deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşması, Mavi Vatan doktrinin somut adımlarından biri oldu. BM’ye bildirilmesiyle dünyaya ilan edilen bu anlaşma sayesinde Libya ile Türkiye denizden komşu oldu.
MAVİ VATAN SINIRIMIZ NE KADAR?
Türkiye’nin yüzölçümü takriben 780 bin kilometrekaredir. Yapılan araştırmalara göre Karadeniz 172 bin, Marmara 12 bin, Ege 89 bin ve Akdeniz 189 bin kilometrekaredir.
MAVİ VATAN DOKTRİNİ VE ÖNEMİ
Son zamanlarda çokça defa duyduğumuz Mavi Vatan teriminin ortaya çıkışını sağlayan süreci 1947 yılına kadar indirmek mümkündür.
1947 yılında ABD Başkanı Truman tarafından bahsedilen ‘Kıta Sahanlığı’ meselesi ülkelerin denizler üzerindeki hâkimiyetini tekrardan tanımlayan ve deniz/okyanusun da ülkenin bir parçası olduğunu söyleyen bir anlayış çıkarmıştır. Dönemin ABD Başkanı Truman elbette bu meseleyi ABD’nin batısında yapılacak petrol arama ve çıkarma işlemleri için gündeme getirmiştir.
1958 yılında Cenevre Deniz Hukuku Sözleşmesi ile beraber resmen tarif edilen ‘Kıta Sahanlığı’ kavramı Mavi Vatan’ın temellerini oluşturmuştur. Bu konuda en önemli madde deniz kaynaklarından faydalanarak deniz zenginliklerinin vatan gelirlerine dahil edilmesi olmuştur.
Kıta Sahanlığı meselesi özellikle Türkiye gibi her tarafı sularla çevrili ülkeler için önemli bir mesele olurken 1982 yılında çıkarılan ‘Münhasır Ekonomik Bölge’ terimi muhtemel ki anlaşmazlığın temelini teşkil etmiştir.
Cem Gürdeniz’in ifadesine göre Mavi Vatan; değişen ve dönüşen dünya şartlarında kara parçasına yakın olan su varlığının bir ihtiyaç olarak kullanılması gerekliliğini gösterir. Nitekim toprakların yanı başında bulunan deniz de anavatan gibi Mavi Vatan’ı ifade eder. Nitekim geçmiş dönemlerde Türkiye karasularında görülen hukuki aykırılıkların bu kavramın kullanılması gerekliliğini kanıtlar.
Ayrıca Mavi Vatan Türkiye’nin denizcileşme sürecinin sembolüdür. Mavi Vatan hem Kıta Sahanlığı hem de Münhasır Ekonomik Bölge tanımlamasının yol açtığı anlaşmazlığı ortadan kaldırarak Türkiye’nin güvenliğini ve çıkarlarını tehdit edecek oluşumlara engel olunmasını hedefliyor.
Özellikle Doğu Akdeniz’de gerçekleşecek petrol arama ve çıkarma faaliyetleri öncesinde pek çok siyasi aktörün karşılaştığı ortamda uluslararası siyasete farklı bakış açısı getiren böyle bir doktrinin başarılı olması muhtemel.
Mavi Vatan siyaset üstü bir kavramdır. Görüşü her ne olursa olsun vatanını seven her bir ferdin kutsal görmesi gereken; vazgeçilemez, vatan toprağından farkı olmayan milli değerdir.