Konuk mesajında, “Çözümün ilk şartı, tarımsal üretimin dolayısıyla da gıda güvenliğinin tıpkı askeri güvenlik gibi milli güvenlik meselesi olduğunun kabulüdür. Şükür ki, bugün o irade mevcut ve yine şükür ki tarımsal üretimimizi arttırma, verimliliği yükseltme konusunda siyasetten, akademik dünyaya, ekonominin aktör ve kurumlarından medyamıza, sanayiciden, tüccardan mutfakta tencereyi kaynatanlara kadar herkes tam mutabakat halinde. Bu mutabakatın sonuç vermesini ise en çok destekleyen, sonuca ulaşılmasını en çok isteyen şüphesiz bu özel günün asıl aktörleri, çitçiler. Maalesef çiftçilerin beklemekten, temenni etmekten, meselelere çare üretilmesini istemekten başka yapabileceği çok şey yok. Çünkü çiftçi tek başına ne yapısal problemleri çözebilir ne girdi maliyetlerine kooperatif çatısı altında buluşup toplu alımla köpüğü sıyırmak hariç müdahil olabilir, ne tarladan pazara ulaşan zinciri tek başına kırabilir, ne de tarımsal AR-GE için bütçe ayırabilir. O en iyi bildiği en iyi işi yine en iyi şekilde yapar, bir tohumla alınabilecek en çok mahsulü alır, almaya devam eder” dedi.
Başkan Konuk, tarladaki faaliyetin tarımsal finansman, üretim planlaması, tarımsal AR-GE, verimliliği arttıracak güçlü bir pazar organizasyonu ile de desteklenmesi gerektiğini kaydetti. Konuk, “Bunun için herkese, sektörle ilgili veya ilintili herkese görev düşüyor. Bu görevler içinde öncelikli olan herhangi bir ürünün fiyatı oynadığında sanık koltuğuna çiftçinin oturtulmaması, çiftçiye parmak sallayıp, ithal ikamesi ile terbiye etmeye kalkmamak, el birliği ile daha ucuz üretmenin yolunu aramaktır. Verimliliği arttıracak çarelere odaklanmaktır. Üretimi arttıracak çareleri bulmaktır. Meseleleri çözmek için adım atmaktır” diye konuştu.