FOX TV ekranlarında yayımlanan ve büyük bir ilgiyle izlenen Masumiyet dizisinin dün akşamki bölümünde İlker karakteri, yaşadığı olaylar nedeniyle terapi almaya gitti.
Bu sahnenin ardından narsist kişilik bozukluğunun ne olduğu merak konusu oldu. İzleyiciler, ‘Narsist nedir, belirtileri nelerdir? Narsist kişilik bozukluğu tedavisi var mı?’ sorularına yanıt aramaya başladı.
Peki, Narsist nedir, beliritleri nelerdir? Narsist kişilik bozukluğu tedavisi var mı? İşte, Narsist kişilik bozukluğu ile ilgili bilgiler..
NARSİST KİŞİLİK BOZUKLUĞU NEDİR?
Narsist diğer bir adıyla özsevici kişilik bozukluğu olan kişiler, fiziksel ve ruhsal açıdan kendilerini aşırı beğenmektedir. Diğer insanlara göre kendilerini üstün görmekte, sürekli beğenilme, ilgi ve onay beklentisine girmektedir. Her yerde özel ilgi göreceklerini düşünen bu kişiler, her zaman üstün yerleri hak ettikleri inancına sahiptir.
Narsist birey, benlik saygısını bu şekilde beslemektedir. Ona göre en güzel, en yakışıklı, en parlak, en zeki odur ve daima o olacaktır. Ancak böyle bir özsevicilikte hayal kırıklarına ve incinmelere sık rastlanmaktadır. Beklentileri karşılanmayınca özsaygıları düşmekte ve bu nedenle depresif hissedebilmektedir.
Eleştiriye dayanamayan narsist kişiler, sürekli övgü beklentisi içindedir ve bu nedenle de davranışları bunu elde etmeye yöneliktir. Bu kişiler, kendilerini daha üstün göstermek için başkalarını kullanabilmekte ve onların haklarını hiçe sayabilmektedir. Çıkar ilişkilerine açık olan bu kişiler, başkalarının duygu ve düşüncelerini, gereksinimlerini anlamakta zorluk çekmekte ve bu nedenle kuracakları ilişkiler, bencil ve benmerkezci olarak tanımlanmaktadır.
NARSİST KİŞİLİK NEDEN GELİŞİR?
0-6 yaş, kişilik bozukluğunun gelişiminde çok önemli bir dönemdir. Bu dönemde çocuk aileyle ilişki kurmakta ve özellikle anneyle kurduğu ilişki, onun kişilik gelişiminde ve sonraki yaşamında etkili olmaktadır.
Çocuk aileden gelen beklentileri karşılamak durumundadır ve aile çocuğu bu beklentileri karşılaması için belli bir seviyede tutmaktadır. O, aile içindeki en zeki, en başarılı, en uslusu olmalıdır. Hal böyle olunca, çocuk kendi potansiyelini ortaya koyamamakta ve kendi kararlarını alamaz hale gelmektedir.
Narsist kişilik bozukluğunun temelinde, erken çocukluk döneminde anne babanın yeterli eşduyum göstermemesi ve çocuğun gerçek dünyanın düş kırıklıkları ile yeterince karşılaşamaması yatmaktadır.
Anne babanın çocuğun özelliklerini aşırı yüceltmeleri ve vurgulamaları ile beslenen çocuk, gereğinden fazla büyüyen özbenlik duygusu oluşturmaktadır. Bunun da ‘narsizm’in oluşumunda önemli bir payı vardır.
Ayrıca narsistlerin öykülerinde, çocuklukta duygusal ihmal belirgindir. Narsist kişilerin derinlerine bakıldığında, yoğun bir değersizliğin hakim olduğu görülmektedir. Kişi, bu duygudan kurtulabilmek için sürekli değerlerini yükselten aktiviteler içinde bulunmaktadır. Örneğin; başarılı olmaya çalışmak ve başarı peşinde koşmak gibi.
Ancak tüm bu süreçlerin farkında olmayan bu kişiler, bunları bilinçsizce yapmaktadır.
Narsistik kişilik bozukluğu olan kişilerin düşünceleri şu şekildedir:
- Ben çok özel bir insanım.
- Üstün biri olduğum için, özel davranılmayı ve bir takım ayrıcalıklar tanınmasını hak ediyorum.
- Başkalarına uygulanan kurallar beni bağlamaz.
- Tanınmak, övülmek ve hayran olmak çok önemlidir.
- Benim konumuma saygı göstermeyenlerin cezalandırılması gerekir.
- Diğer insanlar, benim gerekmelerimi karşılamadılar.
- Hak ettiğim saygıyı görememem ya da hak ettiklerimin verilmemesi bağışlanamaz.
- Başkaları, kendilerine duyulan hayranlığı ve sahip oldukları varlığı hak etmiyor.
- İnsanların beni eleştirme hakları yok.
- Ben çok yetenekliyim, başkalarının benim durumuma gelebilmeleri için, kendilerine yeni yollar bulmaları gerekir.
- Ancak benim kadar zeki ve parlak olanlar beni anlayabilirler.
- Büyük şeyler istemek için her türlü nedenim var.
Narsistler, çevrelerindeki insanları tartmakta ve kendilerine saygı gösterecek olan kişileri hemen ayırt etmektedir. Narsistler, karşılarında hürmetle eğilecek ve karşılık beklemeyecek ‘düşünceli’ bağımlı bir kişiyi bulup çıkarmaktadır.
İnsan ilişkilerinde sorun yaşayan narsist kişiler, sıklıkla sevgili ile yakınlaşma ve sonra ayrılma sorunları yaşamaktadır. Sıklıkla sevgili değiştirebilmekte ve aynı kişiyle sürekli tartışabilmektedir. Genellikle politikacı, yönetici, bilim adamı, liderler narsist kişilik olmaktadır. Bu kişilerin iş yaşamı, sevgili ilişkileri, çocuklarıyla olan ilişkilerinin hemen hemen hepsinde problem vardır.
Narsist kişiler, özellikle Borderline kişilik yapısında olan sevgililer edinmektedir. Bu kişiler ulaşılmaz kişiler olabilir ve elde ettiklerindeyse onları değersizleştirmektedirler. Bu nedenle partnere sık sık öfke duyarlar. İlişkileri iyi gitmediğinde de alternatif partner arayışına geçmekte, değersizlik duygularından kurtulabilmek için sık sık mastürbasyon yapmaktadırlar.
Tehlikeli sporlara yönelebilmekte, alkol ya da esrar tüketebilmkete, pornografi ve sapkın ilişkiler içinde olabilmektedir. Bunlar kişinin savunma mekanizmasını oluşturmakta ve narsistik duygusal, kırılmalar arttıkça bu tür uğraşlar artış göstermektedir. Bu tarz kırılmalar, örneğin başarısız olma, hoşlandığı kadını elde edememe, eleştirilme, terk edilme gibi durumlarda, vücutta somatik hastalıklar belirebilmektedir. Örneğin kişinin beli, başı, sırtı ağrımakta, nefes almada güçlük çekmekte, aşırı yeme ya da tam tersi, iştahta azalma olmaktadır. Kişi boşalma, sertleşme, başka kadınlara aşırı ilgili, sık mastürbasyon, eşcinsel olabileceğine dair korkular yaşayabilmektedir.
NARSİST KİŞİLİK BOZUKLUĞU TEDAVİSİ VAR MI?
Narsistik kişilere göre, terapiye gelmek zayıflık göstergesidir. Bu nedenle, temel sebebin ruhsal sorunlar olduğunu düşünmeyip terapiye gitmeyi tercih etmemektedir.
Narsistik kişilik bozukluğuna sahip olan kişilerin içinde çok fazla sahte kişilikler bulunmaktadır. Bulunduğu ortama ve çevreye göre insanlara davranışları ve konuşmaları değişmektedir.
Narsistik kişilik bozukluğu, dinamik psikoterapi ile tedavi edilebilmektedir. Tedavi, ortalama iki yıl ile dört yıl süren uzun süreli bir tedavidir. Yani tedavi süresi, kişiden kişiye değişkenlik göstermektedir.
Kişi tedavide değersizlik duygusuyla tanıştıkça, başkalarının takdirine ve onayına ne kadar ihtiyaç duyduğunu farkettikçe kendi benliğini bulmaktadır. Kendisiyle tanıştıkça diğerlerinin onu övmesine olan ihtiyacı giderek azalmaktadır.