Burada sürekli birbirinden ilginç, tuhaf; hatta saçma sapan trendlerden bahsedip duruyoruz. Meğer bu trendler büyük bir pazarlama stratejisinin parçasıymış.
Son yıllarda tasarım ve moda dünyasında her zaman daha ilginç olanı yapma gibi bir trend var.
Aslında bu tür bir yarış her zaman vardı; özellikle defilelerde, moda haftalarında tasarımcılar şov için ilginçlik yarışına girerdi.
Sosyal medya çağı öncesi “bunları kim giyiyor?” der geçerdik. Genellikle asıl modeller şov amaçlı olarak biraz değiştirilir ve daha giyilebilir versiyonları satışa sunulurdu.
Şimdi ünlüler ve fenomenler sayesinde tuhaf trendler kolayca gündelik hayata adapte olabiliyor.
Bu ilgiyi fark eden markaların, tuhaflığı pazarlama stratejisi olarak kullandığı ortaya çıktı.
Özellikle yeni tasarımcılar ve markalar, adlarını duyurmak için özellikle viral olmaya çalışıyor.
Eğer tasarımınız sosyal medyada konuşulmaya başlarsa tanınıyorsunuz ve kazancınız artıyor.
Bir de ünlü isimler ve fenomenler de giydiyse işiniz tamam.
Özellikle bu tip kıyafetleri giydirmek için ünlü isimlerle anlaşılıyor.
İnternet alışveriş siteleri ünlülerle ortak koleksiyonlar çıkararak sosyal medyada yayılmayı artırmayı hedefliyor.
Küçük ölçekli markalar, yeni mezun tasarımcılar için ideal gibi görünen bu yöntem; gerçek yaratıcılığı önlediği ve daha fazla satış uğruna insanları moda kurbanına çevirdiği iddiasıyla da eleştiriliyor.
Özellikle genç neslin sosyal medyada ilgi çekici gördüğü her markayı hemen yüceltip, arzu nesnesi haline getirmesi de marka bağımlılığına sebep olabiliyor.
Kısacası maddi kazanç ve şöhret uğruna insanların zevkleri ve algılarına oynanıyor.
Ancak günümüz şartları için doğru göründüğünden, bir süre daha tuhaf trendlerle karşı karşıya kalacağız gibi görünüyor.
Siz ne düşünüyorsunuz?