Haftalardır, kalan maçlar üzerinden kim kaç puan alır olasılık hesapları yaparak sezon sonunda şampiyonun kim olacağını tahmin etmeye çalışan futbol yorumcularının Galatasaray hanesine istisnasız üç puan yazdığı maçtı bu.
Bunun sebebi Konya’nın son haftalarda iyi sinyaller vermemesi, beş maçtır kazanamaması, son iki deplasmanında 8 gol yemiş olması, defansın kilit adamları Skubic ile Abdülkerim’in eksikliği ve ligin küme düşme hattından uzaklaşarak nispeten rahat ekiplerinden birine dönüşmesi değildi sadece.
FENA YANILTTILAR!
Galatasaray’ın kendi evinde oynarken hem Beşiktaş hem Fenerbahçe’nin zorlu deplasmanlara çıkacak olması da bu görüşü destekleyen faktörlerdi. Sarı kırmızılıların kendi evinde son 4 maçında galibiyet alamadığını bilmemize rağmen geçen hafta Antalya karşısında iyi futbolla gelen galibiyet sonrası şampiyonluk yarışına geri dönmesiyle kazanmak dışında çok da şansı olmadığını da ortadaydı. Tüm bu sebepler yüzünden maça hızlı, hırslı ve istekli çıkacağını düşünenler yanıldı.
DURARAK OYNAMA TAKTİĞİ
Ligin bitmesine 5 hafta var gibi görünen, şampiyonun belli olmasına sadece 15 gün kalan bu acayip sezonun 36. hafta maçında Galatasaray o kadar kötü, o kadar temposuz, o kadar isteksiz oynadı ki kimse inanamadı. Maçın son 15 dakikasına girilirken Galatasaray sanki üç farkla önde olan taraf kendisiymişçesine sahada yürüyerek oyun kurmaya çalışan bir takım görüntüsündeydi ve futbolda durarak oynamak gibi bir taktik varsa, belki biraz Gedson hariç, Galatasaray onu son derece iyi uyguluyordu.
Terim, son dakikalarda. Emre Akbaba ve Babel’i oyuna dahil etikten sonra, set oyunla aşamadığı Konya savunmasını uzaktan şutlarla açmayı denedi ve bu taktik tuttu. Maçın son dakikalarında Babel’in kaleciden dönen şutunu Emre Akbaba tamamladı ve derbiye kadar oyun açısından olmasa da puan farkı açısından umudunu korudu. Galatasaray bugüne kadar kötü oynadığı her maçı kaybetmişti, ilk defa kazanmış oldu.