Genişleme politikasının önemi her yıl artmaktadır. Türkiye’de raporda yer alan tutarlı ve makul eleştirileri tabiki not edecek ancak raporda yer alan haksız ve orantısız eleştirileri kabul etmemiz mümkün değildir. Ayrıntılı bir değerlendirmemiz komisyonla tartışılacaktır. Bu rapor AB’nin kendi, varoluşsal krizlerini yansıtmaktadır. AB ülkemize maalesef tarafsız yaklaşamamakta Türkiye’deki mevcut durumu tespit edememektedir. Popülist bakış açısı kurumlara sirayet etmiştir.
Tüm aday ülkelerden sadece aday ülke olarak bahsedilirken Türkiye için öncelikle aday ülke, stratejik ortak ve bölgesel aktör olarak da gösterildi. Raporda Türkiye’nin AB değerlerinden uzaklaştığına dair geçersiz bazı ifadeler var. Türkiye sapasağlam yerinde duruyor. Türkiye Avrupa’nın parçasıdır. Türkiye, engellere rağmen sürece sahip çıkıyor. AB’yi AB değerlerinden uzaklaştırmaya çalışan bazı çevreler de var. Biz bunlara Türkiye ve Avrupa’nın lehine gelişmeler olmadığı için itibar etmek istemiyoruz.
Türkiye 20 fasılda ilerleme kaydetti. Siyaseten 14 fasıl engellenmiş durumda. Güney Kıbrıs’ın AB üyesi olması büyük hata.
Güney Kıbrıs ya da Yunanistan istedi diye AB sınırlarımızı belirleyemez.
Raporda gümrük birliğine ilişkin negatif bir engelleme olmaması dikkat çekici. Raporda vize serbestisi ve çalışma gruplarımızın kaydettiği gelişmelere atıflar var, belli çevrelerin iddialarını yansıtmıyor. Vize serbestisinde 66 kriter yerine getirildi. Vize serbestisi sürecinde ilerleme gerekli ve yararlı. Pasaportlarımız AB standartları ile uyumlu hale gelmiştir. Son 6 kriterin de en kısa sürede tamamlanması için çalışmalar sürmektedir.
Türkiye, özgürlük-güvenlik dengesi için çaba harcıyor.
FETÖ’den bir sivil toplum örgütüymüş gibi bahsedilmesi kabul edilemez.
Raporda OHAL kaldırıldıktan sonra siyasi reform sürecine yönelik attığımız önemli adımlara yeterince atıf yapılmamıştır.
Yargı alanında önemli adımlar atılıyor. Yargı reformu strateji belgesi yarın açıklanacak.