Çin’in Hong Kong Özel İdari Bölgesi’nde halk, zanlıların Anakara Çin’e iadesini kolaylaştıracak yasal düzenlemeye karşı geniş katılımlı protesto gösterileri düzenlerken, bölge yönetimi söz konusu tasarıdan geri atmamakta kararlı bir tavır sergiliyor.
Hong Kong Özel İdari Bölge Başyöneticisi Carrie Lam, söz konusu yasanın uluslararası hukuki yükümlülüklerini yerine getirmelerine yardımcı olacağını savunuyor ancak tasarıya karşı olan on binlerce kişi hükümet binalarının önünde toplanarak tepkilerini dile getiriyor.
Bölgede bu tasarıya karşı duran güçlü halk muhalefetinin arkasında, bu adımın siyasi muhalifler ve aktivistleri de kapsayarak, Çin Komünist Partisi (ÇKP) yönetiminin Hong Kong üzerinde özgürlükleri kısıtlayan bir zemin hazırlayacağı endişesi yatıyor.
PEKİN’İN SİYASİ MUHALİFLERİ HEDEF ALACAĞI KAYGISI
Yasa planının karşısındaki yaygın görüş, bölgedeki herhangi bir vatandaşın, Pekin’in talimatları doğrultusunda alıkonulup Anakara Çin’de ÇKP’ye bağlı yargıçların karşısında “hesap vermeye” zorlanacağı yönünde.
Pekin merkezi yönetiminin olası yasayla sadece cinayet, dolandırıcılık gibi suçlardan şüpheli olanları değil, aynı zamanda siyasi muhalifleri de hedefleyeceği kaygısı, tepkilerin şiddetini artıran unsurların başında geliyor.
Parlamentoda bugün ele alınması planlanan görüşmeler, yetkililerin tüm kararlı tavırlarına rağmen yoğun protesto gösterileri üzerine ertelendi.
Görüşmelerin ne zamana ertelendiğine ilişkin bilgi vermeyen parlamento yetkilileri, Hong Kong’da hükümetin bu tasarının yasalaşması konusundaki ısrarının süreceği vurgusunu yaptı.
TASARININ İÇERİĞİ
Düzenlemeler, suçluların Anakara Çin, Çin’in Makao Özel İdari Bölgesi ve Tayvan’a iadesini kolaylaştırmayı öngörüyor.
Tasarı, Çin, Tayvan ve Makao’daki yetkililerin cinayet ve tecavüz gibi suçlarla yargılanan şüpheliler için iade başvurusu yapmasına izin verilmesini, son kararın ise özel yetkili mahkemeler tarafından verilmesini öngörüyor.
Tasarıda siyasi ya da dini suçlardan yargılanan kişilerin iade edilmeyeceği belirtiliyor.
Hükümet sadece hapis cezası en az 7 yıl olan mahkumların iade edilmesi gibi bazı tavizlerle kamuoyundaki tepkileri azaltma yoluna gidiyor.
Ancak halen halkın büyük bölümü, insanların Çin’in yargı sistemi altında keyfi gözaltılar, adil olmayan yargı süreçleri ve hatta işkenceye maruz kalacağı kaygısını paylaşıyor.
37 SUÇ TÜRÜNÜ KAPSIYOR
İade planı, cinayet, dolandırıcılık ve tecavüzün aralarında olduğu 37 suç türünü kapsıyor. Tasarı, politik suçları kapsam dışında tutuyor. Ancak halkın büyük bir bölümü, yasaların son yıllarda Hong Kong’da gerçekleştiği iddia edilen Anakara Çin’e kaçırılma vakalarını yasallaştıracağı görüşünü savunuyor.
Protestoların odağındaki yasa tasarısının oylanacağı 20 Haziran’daki parlamento oturumunun merakla beklendiği Hong Kong’da aktivistler, yasanın yürürlüğe girmesi durumunda sahip oldukları özgürlüklerin büyük oranda zarar göreceğini ileri sürüyor.
Protestoların fitilini ateşleyen süreç, şüphelilerin Anakara Çin’e iadesini kolaylaştıran yasal düzenlemelerin 3 Nisan’da bölge parlamentosuna sunulmasıyla başlamıştı.
Hong Kong parlamentosunda, geçen ay değişikliğe karşı çıkan milletvekilleriyle değişiklik yanlıları arasındaki kavgada birçok milletvekili yaralanmıştı.
PROTESTOLAR
Bölgede ay başından bu yana hukukçulardan öğrencilere, iş insanlarından aktivistlere ve dini grup temsilcilerine kadar farklı kesimlerden çok sayıda kişi protestolara katılmıştı.
Son olarak geçen pazar düzenlenen geniş katılımlı protesto gösterilerinde, organizatör gruplarca sayısı yaklaşık 1 milyonu bulduğu açıklanan göstericiler, sokaklara çıkarak tasarıya karşı tepkisini dile getirmişti.
Çoğunlukla barışçıl ortamda geçen gösterilerde, geç saatlere kadar sokakta kalan protestocular ile polis arasında çıkan çatışmalarda bazı göstericiler ile 3 polis ve 1 gazeteci yaralanmıştı.
Güvenlik görevlileri, göstericilere zaman zaman biber gazı ve coplarla müdahale etmişti.
NASIL GÜNDEME GELDİ?
Tasarı, geçen yıl 19 yaşındaki Hong Konglu bir adamın, 20 yaşındaki hamile kız arkadaşını Tayvan’da tatilde olduğu sırada öldürdüğü iddiaları sonrası gündeme gelmişti.
Zanlının, cinayetin ardından Tayvan’dan kaçarak geçen yıl Hong Kong’a döndüğü ortaya çıkmıştı. Tayvanlı makamları, zanlının Tayvan’a iade edilmesi talebinde bulunmuş ancak Hong Kong tarafı, iki ülke arasında bir iade anlaşması olmadığı gerekçesiyle bu talebi geri çevirmişti.
Hong Kong, İngiltere ve ABD’nin de aralarında olduğu 20 ülke ile daha önce iade anlaşmaları yapmıştı ancak Anakara Çin şu ana kadar bir anlaşma sağlayamamıştı.
HONG KONG’UN STATÜSÜ
Hong Kong, 1898’de imzalanan “kira sözleşmesiyle” uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997’de Çin’e devredilmişti. İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong’a, 2047 yılına kadar Çin’e sadece dış politika ve savunma gibi alanlarda bağlı kalarak “tek ülke, iki sistem” politikasıyla idari bağımsızlığını ve yapısını koruma hakkı tanınmıştı.
Çin, Ağustos 2014’te Hong Kong halkının 2017’de yapılması planlanan seçimde kendi liderlerini seçebileceğini ancak adayların geniş temsilli bir komite tarafından belirleneceğini açıklamıştı. Bunun üzerine bağımsızlık yanlıları, Hong Kong’da gösteriler düzenlemişti.
“Occupy Central” sloganıyla başlayan olaylar, göstericilerin polisin kullandığı göz yaşartıcı gaza karşı kendilerini korumak için şemsiye açması nedeniyle uluslararası kamuoyunda “Şemsiye Devrimi” olarak adlandırılmıştı.
Çin’den bağımsızlığı savunanlar, kademeli seçim sisteminin yerine bölgede evrensel standartlarda seçimlerin yapılmasını savunuyor.