Ağrı’nın karlı dağların ardında okul öncesi öğretmenliği yapan Şeyma Durmuş (26), bir öğrencisinin “Öğretmenim kar erise de, ağacın altında kitap okusak” demesi üzerine harekete geçti. Önce gerçek bir portakal ağacı yetiştirmek istedi ancak köyün -30’ları gören hava şartları buna izin vermedi. Daha sonra “Hayal ettikten sonra neden olmasın?” diyen Durmuş, Cumaçay İlkokulu’ndaki sınıfa metal teller ve alçıyla yaprakları tavana kadar uzanan bir ağaç dikti. Sınıfa bahar getiren ağacın adı ise ünlü romandan esinlenerek Şeker Portakalı oldu.
HER OKULA BİR AĞAÇ
Hayatı boyunca bir çivi dahi çakmamış olan Durmuş, öğrencileri için adeta marangoz oldu. Başlangıçta doğru malzemeleri seçmekte zorlansa da deneye yanıla bir ağaç inşa etmeyi başardı. Artık işin ustası olan Durmuş, birkaç ay önce göreve başladığı, yine Ağrı’da bulunan Mehmet Şerafettin Yaltıkaya İlkokulu’nda da bir limon ağaç yaptı. Göreve devam ettiği sürece gittiği her okula ağaçlı bir okuma köşe yapmak isteyen Durmuş, “Çocukluğum ağacın altında kitap okuyarak geçti, doğayla iç içe büyüdüm. Öğrencilerimin bunu çok istediği halde yapamaması beni derinden etkiledi. Hayatım boyunca bir çivi dahi çakmış değildim, yüksekten de korkarım. Aldım elime çekiç ve fırçaları, çıktım merdivene. Ağrı gibi iklimin soğuk olduğu yerlerde çalışmaya devam ettiğim sürece kendime verdiğim bir söz var; gittiğim her okulda bir ağaç kazandıracağım” diyerek bu çalışmayı büyük bir proje haline getirmek istediğini belirtiyor.
ÇOK OKUDUM, ARTIK YAZMAK İSTİYORUM
Durmuş, çocuklara kitap sevgisini aşılamak için rol model olma yönetimi seçmiş. Sınıfa girip “Haydi çocuklar bugün kitap okuyoruz” demek yerine teneffüslerde kitap okuyarak çocukların ilgisi çekmiş. Okumayı gözlemleyerek seven öğrenciler artık, oyun oynayabilecekleri serbest zamanlarda bile kitap okuyor. Hatta Durmuş’un öğrencilerinden bazıları okumakla yetinmiyor. “Öğretmenim ben çok okudum, artık yazmak istiyorum” diyerek yazar olmanın hayalini kuruyorlar.
7’DEN 70’E KİTAP SEVGİSİ
Şeyma Öğretmen’in ağacı, yalnızca çocuklara değil köydeki yaşlı kadınlara da kitap sevgisi aşılıyor. Durmuş, başından geçen bir hadiseyi şöyle anlatıyor:
“Sınıfın temizliğini yapan 50 yaşlarında görevli, bir gün çekinerek yanıma geldi. ‘Hocam, ben her gün temizliği bitirdikten sonra, ağacın altına oturup kitap okuyorum. Kızdın mı?’ dedi. Ağaçtan mahalledeki diğer kadınlara da bahsetmiş. Onlar da çok merak etmiş. Pandemi biter bitmez mahalledeki tüm kadınları okulda ağırlayıp onlarla kitap okuma saati yapmak istiyorum”
OKUL HAYATIN KENDİSİ
Okulun hayatın sorunlarına çözüm üreten bir yer olması gerektiğini düşünen Durmuş, 3yıldır öğretmenlik yapıyor ve göreve başladığı ilk günden beri farklı projeler hayata geçiriyor. “Projeye ihtiyaç duyulmasının sebebi, bir eksiklik olması. Ben gittiğim okulda bir gözlemciydim” diyen Durmuş, diğer projelerini şöyle özetliyor:
“İlk gördüğüm problem, kız çocukları ve babalar arasındaki iletişim kopukluğuydu. Bu yüzden babaların duygularını rahat ifade edebilmesi için 2018 yılında ‘Baba Bağrı’ projesini başlattım. Proje kapsamında babaların kızlarıyla birlikte yapabileceği etkinlikler ürettim. Babalar sınıfa geldiler, kızlarına kitap okudular, masal anlattılar, sobanın üstünde çorba pişirdiler, onların saçlarını taradılar… Çocuklarına sarılmanın ayıp olduğunu düşünen bir baba topluluk önünde kızına sarıldı. Daha sonra köyden gelen, üretime önem bir ailenin çocuğu olarak Ağrı’da üretimle ilgili bir şey yapılmadığını gördüm. Okulu; üreten, hayatın içinde yer alan bir yere dönüştürmek için 2019 yılında ‘Yaşayan Okul’ projesini başlattım. Bu projenin amacı, bölgede yok denecek kadar az olan tarımsal faaliyetleri artırmaktı. Öğrenci ve velilerle tarım yapmaya başladık, şimdi köyde hemen her hane kendi meyve sebzesini üretiyor. Son zamanlarda bölge halkını ekonomik yönden kalkındırmayı hedefleyen ‘Lavanta Bahçesi’ projesi üzerinde çalışıyorum. Ağrı’da lavanta yetişip yetişemeyeceğini öğrenmek için Tarım İl Müdürlüğü’nden mühendislere danıştım ve lavantanın soğuk iklimlerde de yetişebildiğini öğrendim. Proje kapsamında önce okulun bahçesine ekmeyi denenecek, bitki uyum sağlarsa Ağrı genelinde lavanta bahçeleri kurulacak. Lavanta, özellikle kozmetik sektöründe çok kullanılan bir bitki, eğer başarırsak buradaki insanlara yeni bir iş alanı açılacak böylece göç azalacak.”