Dünya Bankası geçtiğimiz günlerde Ankara’da düzenlediği bir konferans ile “Türkiye’de Firma Verimliliği ve Ekonomik Büyüme” başlıklı Ülke Ekonomik Memorandumu (CEM) raporunu tanıttı.
Raporda ekonomik istikrarın önemi vurgulanırken, Türkiye’nin özellikle hem katma değer hem de istihdam yaratan kalkınmayı destekleyici sektörlerde verimlilik artışını hızlandırarak sürdürülebilir büyümenin nasıl sağlanabileceği araştırılıyor.
Raporda sunulan analizlerde, özel sektör firmalarında verimliliği arttırma ihtiyacı vurgulanmakta ve hangi sektörlerin ülkenin kalkınmasına en fazla katkıda bulunma potansiyeline sahip olduğu, bunların nasıl daha hızlı büyüyebileceği, ekonomik entegrasyon, firma destekleri, insan sermayesi ve iş ortamı ile ilgili reformların verimliliği nasıl hızlandırabileceği gibi sorulara cevaplar aranarak Türkiye’nin iş dünyasına ve politika yapıcılara yol gösteriliyor.
Ekonomik entegrasyon ve yenilikçiliğin firma düzeyinde verimliliği yükselttiği ve reformlarla bu pozitif etkinin daha da artırılacağı, Ülke Ekonomik Memorandumu’nun ana mesajlarından biri olarak öne çıkmaktadır. Rapordaki analizler, Türkiye’de en verimli sektörlerin ve firmaların her zaman en fazla kaynağa sahip olamadığını göstermektedir. Motorlu taşıtlar, ana metaller ve tekstil sektörleri gibi birkaç sektör dışında imalat faaliyetlerindeki verimlilik son yıllarda durgunlaşmıştır. İnşaat ve hizmeter sektörleri hızlı bir şekilde büyümelerine rağmen, bu sektörlerde verimlilik düşük seviyelerdedir ve düşmeye devam etmektedir. Hizmetler sektöründe, imalat ve diğer sektörlerde verimliliği arttıran bilgi ve iletişim teknolojileri gibi daha sofistike sektörlerin büyümesini desteklemek için hareket alanı mevcuttur.
Rapor, büyüme ve kalkınmanın günümüz dünyasında rekabet edecek daha verimli firmalar gerektirdiğinin, bunun da yapısal reformlarla mümkün olabileceğinin altını çizmektedir. Firmalar teknik kapasite artışı ve yenilikçilik yoluyla verimliliklerini arttırdıklarında, verimli olmayan firmalar piyasadan çıkmaya zorlanır ve kaynaklar yeni giriş yapan firmalar dahil olmak üzere daha verimli firmaların kullanımına kalır. Sonuç olarak, sektör genişler. Sermaye ve insan kaynakları, verimlilik düzeyi daha düşük olan sektörlerden büyüyen ve daha fazla verimliliğe sahip olan sektörlere geçer – bu süreç, ekonomi çapında verimliliği ve büyümeyi hızlandıran bir yapısal dönüşüm sürecidir.
Ülke Ekonomik Memorandumu son olarak, Türkiye’deki politika yapıcıların verimlilik artışını desteklemek ve kaynakların daha verimli bir şekilde tahsisini sağlamak için uygulayabilecekleri reformların mevcut olduğu mesajını vermektedir. Örneğin; daha derin ekonomik entegrasyonun sağlanması, Türkiye’deki firmaların uluslararası işletmeler ve küresel değer zincirleri ile bağlantılarını arttıracak ve verimlilikte yeni kazanımlar sağlayacaktır. Genç işletmeler dahil olmak üzere yenilikçi şirketler ve yenilikçilik için iyi bir şekilde hedeflenmiş kamu teşvikleri de yeni iş kollarını, yeni teknolojileri ve daha verimli süreçleri teşvik edebilecektir.
-iDeal Haber Merkezi-