Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ABD ile güvenli bölge mutabakatına ilişkin, “Henüz detaylandırılması gereken birçok konu var” dedi. “ABD Başkanı Donald Trump'ın burada 20 mil sözü var” diyen Çavuşoğlu, F-35'lerle ilgili de açıklamada bulundu ve “Türkiye'nin F-35 programından resmi olarak çıkarılması söz konusu değildir” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Sierra Leone Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Nabeela Tunis ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Bakan Çavuşoğlu ve mevkidaşı Tunis, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ile Sierra Leone Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanlığı arasında “İşbirliği Hakkında Mutabakat Muhtırası” ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Sierra Leone Cumhuriyeti Hükümeti arasında “Diplomatik, Hizmet ve Hususi Pasaportlar için Vize Muafiyeti Anlaşması”nı imzaladı.
“Ön mutabakatın bir başlangıç olduğunu söyledik”
Suriye sınırında ABD ile tesis edilmesi planlanan güvenli bölgeyle ilgili soru üzerine Çavuşoğlu, teknik ve istihbari düzeydeki çalışmalardan sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve kendisinin açıklamalarda bulunduğunu hatırlattı.
Çavuşoğlu, “Ön mutabakatın bir başlangıç olduğunu söyledik.” diyerek, şöyle devam etti:
“Henüz daha detaylandırılması gereken birçok konu var. Bunun için müşterek harekat merkezinin kurulmasını kararlaştırdık. ABD'den bu merkezin kurulması için bazı askerlerin gelmekte olduğunu sizler de takip ediyorsunuzdur. Bugün ABD Avrupa Kuvvetler Komutan Yardımcısı başkanlığındaki heyet Şanlıurfa'ya gelecek.
İnsansız hava araçlarımız bölgede uçuşlarına başladı. Buralarda tabii ki gözlem noktaları olacak, birlikte devriyeler de gezilecek ama bunlar işin bir detayı. Buradaki amaç bir güvenli bölgenin oluşturulması ve (ABD Başkanı Donald) Trump'ın da burada '20 mil sözü' vardır ve bu güvenli bölgeden de YPG ve PKK'lıların çıkartılmasıdır ancak o zaman güvenli bölge olabilir.”
“Maalesef Münbiç'te bir oyalamaya gittiler, sözlerini tutmadılar”
“Burada başından beri söylediğimiz bir şey var, ABD'nin bir oyalama taktiğinin geçerli olmayacağıdır.” diyen Çavuşoğlu, şunları söyledi:
“Maalesef Münbiç'te böyle bir oyalamaya gittiler, sözlerini tutmadılar. Fırat'ın doğusundaki bölge terör yuvası oldu. Bunları görüşürken ABD bu teröristlere silah yardımını devam ettiriyor. Geçenlerde de yine tırlarca silahları getirdiler. Burada bir, samimi olmaları gerekiyor, iki, bir oyalama sürecinin Türkiye tarafından tolere edilmeyeceğini anlamaları gerekiyor. Başlangıç ilk adım doğru ama bunu nihayete kavuşturmamız gerekiyor. Yapılan ve yapılacak çalışmaların amacı budur.”
“Türkiye'nin programdan çıkartılması söz konusu değildir”
Çavuşoğlu, F-35 programı hakkındaki soruya, “Türkiye'nin resmi olarak programdan çıkartılması söz konusu değildir.” yanıtını verdi.
ABD'de bulunan bazı Türk askerlerinin ve teknik personelin F-35 programlarına dahil edilmediğini, bir kısmının da döndüğünü hatırlatan Çavuşoğlu, F-35 programının 9 ülkenin içinde bulunduğu ortak program olduğunu vurguladı.
Çavuşoğlu, “Türkiye çok önemli katkılar sağlamıştır. Bugüne kadar 1,4 milyar dolar civarında para ödemesi yapmıştır. Türkiye'de üretimler halen devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin S-400 alımından sonra ABD'nin tepki gösterdiğini anımsatan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü
“Ama karşılıklı anlayış çerçevesinde biz bu işleri yoluna koyabileceğimizi düşünüyoruz. S-400'lerden bağımsız bir şekilde yoluna koyabileceğimizi düşünüyoruz. Aksi taktirde iki ülke de karşılıklı adımlar atar, ilişkiler gereksiz yere gerilir, bunun da kimseye faydası yoktur. Biz bunu tercih etmeyiz ama olumsuz bir tavır takındığı zaman cevabını vereceğimizi bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız defalarca söylemiştir.
Bu aşamada bunları konuşmak yerine var olan sorunları çözmeye odaklanıyoruz. Bunlardan bir tanesi de Fırat'ın doğusundaki durum ve oluşturulacak güvenli bölge. Orayla ilgili ve Suriye'nin geneliyle ilgili görüşmelerimizi de Rusya ve diğer aktörlerle de sürdürüyoruz. Bir taraftan İdlib'de sükunetin tam hakim olması, bir taraftan Anayasa Komisyonu'nun kurulması ve PKK/YPG'nin bu bölgeden arındırılması. Gördüğümüz kadarıyla rejim de bunu çok istiyor ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması için çalışmalarımızı gerek Astana platformunda gerekse Cenevre başta olmak üzere diğer platformlar sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Olumlu neticeleri elde etmek için gayretimiz devam edecek.”