Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, G20 ülkelerine çağrıda bulunarak, “Deniz çöpleri ve mikroplastiklere ilişkin uluslararası bir anlaşmanın hazırlanması son derece önemlidir. Daha fazla zaman kaybetmemeliyiz. Bu denizler, bu dünya hepimizin.” dedi.
Kurum, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile Japonya’nın Nagano kentine bağlı Karuizawa kasabasında düzenlenen “G20 Çevre ve Enerji Bakanları Toplantısı”na katıldı. Toplantının ortak oturumunda konuşan Kurum, G20’nin küresel sorunlarda en önemli aktörleri bir araya getirmeyi hedefleyen bir platform olduğuna dikkati çekti.
Japonya tarafından enerji ve çevre bakanlarının bir araya getirilerek yapıcı bir diyalog kurulması çabasının takdire şayan olduğunu dile getiren Kurum, enerji ve çevre konularının birbirini etkilediğini ve bir arada yürütülmesi gerektiğini söyledi.
Enerji ve çevre alanında eyleme geçilmesinde zaruret içeren konuların bulunduğuna işaret eden Kurum, “Hızla sanayileşen ülkemizde, yeşil üretime dayalı, kaynak ve enerji etkin bir sanayiye geçiş için çalışıyoruz. Sera gazı emisyonlarımızın yarısından fazlasını sanayi tesisleri bazında izliyor, raporluyor ve doğruluyoruz. Ormanların önemli yutak alanlar olduğu bilinciyle ormanlık alanlarımızı 2023 yılında yüzde 30’a çıkarmayı hedefliyoruz.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan himayelerinde 2017’de bakanlık olarak Sıfır Atık Projesi’ni başlattıklarına da değinen Kurum, 2023’e kadar ulusal düzeyde Sıfır Atık Sistemi’nin kurulumunun tamamlanmasını hedeflediklerini, böylece yıllık 4 milyar dolar tasarruf edileceğini ve 100 bin kişiye de istihdam sağlanacağını bildirdi.
Bu kapsamda 2019 itibarıyla, Türkiye’de plastik poşetlerin ücretli hale getirildiğini hatırlatan Kurum, “Vatandaşlarımızın da verdiği destekle 6 ay gibi kısa bir sürede plastik poşet kullanımını yüzde 80 azalttık.” dedi.
“KIZILCAHAMAM’A ÇÖP KAMYONU GİRMEYECEK”
Japonya’da bulunan Kamikastu kasabasının 2003’te dünyanın ilk “sıfır atık kasabası” olarak kabul edildiğine işaret eden Kurum, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu kasabada atıkların yüzde 80’i geri dönüşüm için kategorilendirilmekte, yüzde 20’si de depolama alanında depolanmaktadır. Biz de ülkemizde, Ankara Kızılcahamam ilçemizi pilot bölge olarak seçtik. Birkaç yıla kadar yeşiliyle, doğasıyla, termal enerjisiyle ünlü bu ilçemize çöp kamyonu girmeyecek.”
Kurum, denizlerin korunmasının önemine de dikkati çekerek, Sıfır Atık Projesi kapsamında tüm dünyayı eşit şekilde ilgilendiren deniz çöpleri için de harekete geçtiklerini vurguladı. İklim değişikliği konusuna değinen Kurum, küresel iklim değişikliğinin de etkisiyle Türkiye’nin özellikle Karadeniz bölgesinde, sel, taşkın ve heyelan gibi önemli ekonomik, sosyal ve çevresel zararlara sebep olan afetlerin sayı ve sıklığının arttığına işaret etti.
Bu nedenle Karadeniz Bölgesi İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı çalışmalarını başlattıklarını ve bunu Türkiye’nin tüm bölgelerinde yaygınlaştıracaklarını aktaran Kurum, toplantı kapsamında gerçekleştirilecek eylemlerin katılımcı ülkeler ve bütün dünya için hayırlara vesile olması temennilerini dile getirdi.
“DENİZLERİMİZİ KORUMAK İÇİN EKSTRA ÇABA GÖSTERİYORUZ”
Daha sonra “Deniz Çöpleri ve Kaynak Verimliliği” başlıklı birinci Çevre Oturumunda söz alan Kurum, burada yaptığı konuşmada, ülke olarak dünya kaynaklarının korunması ve gelecek kuşaklara temiz bir doğa bırakılması için gereken özveriyi gösterdiklerini anlattı.
Bakanlık olarak başlattıkları projelerle çevre bilincini yükseltip, çevreye duyarlı şehirler inşa ettiklerine vurgu yapan Kurum, “Vatanımızın bir parçası olan denizlerimizin güzelliği bizim için gurur kaynağıdır. Denizlerimizi korumak için ekstra çaba gösteriyoruz.” diye konuştu.
Deniz çevresinin korunmasına yönelik tüm çabaların, tarafı oldukları MARPOL, Barselona ve Bükreş çalışmalarına göre yürütüldüğünü anlatan Kurum, Türkiye’nin Barselona sözleşmesi dönem başkanlığı sırasında gösterdiği yoğun çabalar sayesinde de deniz çöplerine ilişkin Karadeniz Bölgesel Eylem Planının bu yıl nihai hale getirildiğini söyledi.
Deniz çevresini ve ekosistemini en çok tehdit eden unsurların başında plastiklerin geldiğini vurgulayan Kurum, şunları kaydetti:
“Hafta başında, Sayın Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayelerinde kıyılarımızın deniz çöplerinden temizlenmesine ilişkin ‘Sıfır Atık Mavi Hareketi’ni başlattık. Ayrıca ülkemizdeki sıfır atık kampanyasının devamı niteliğinde olan bu hareket ile deniz çöplerine ilişkin bir mevzuat yayımladık. 2019’un sonuna kadar, kaynakta önleme, temizlik ve bilinçlendirme çalışmalarını içeren Deniz Çöpleri Eylem Planlarını, denize kıyısı bulunan tüm illerimiz için hazırlamış olacağız. Ülkemizin sahillerini koruma noktasında kararlıyız.” Kurum, bir sahildeki kirliliğin sahile kıyısı bulunan tüm ülkeleri tehdit ettiğine dikkati çekerek, “Deniz çöplerine sınır koyamıyor, zararlı sıvı atıklara pasaport soramıyorsunuz. Dolayısıyla kıyı temizliği ve özellikle de denizlerdeki atık plastik oranı global bir sorundur. Biz bu anlamda projelerimizle ve eylem planlarımızla meseleye ciddi hassasiyet gösteriyoruz.” dedi.
G20 ülkelerine de çağrıda bulunan Kurum, “Deniz çöpleri ve mikroplastiklere ilişkin uluslararası bir anlaşmanın hazırlanması son derece önemlidir. Daha fazla zaman kaybetmemeliyiz. Bu denizler, bu dünya hepimizin.” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin “mavi bayrak” sıralamasında dünyada 3’üncü sırada yer aldığının altını çizen Kurum, “Bugün itibarıyla, temiz denizlerimizin bir göstergesi olarak mavi bayrak alan plaj sayımız 463’e çıkmıştır. Hedefimiz ise 2023 yılında dünyada birinci sırada olmaktır.” diye konuştu.
Oturumun ardından G20 Bakanlarının katılımıyla aile fotoğrafı çekildi. Toplantıda, Kurum’a Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar ve Türkiye’nin Tokyo Büyükelçisi Hasan Murat Mercan da eşlik etti. G20 Çevre ve Enerji Bakanları toplantısı yarın sona erecek.