İstanbul ve Ankara’nın karmaşasından iki günlüğüne uzaklaşmak için ideal bir rota Safranbolu. İstanbul’dan araçla 5, Ankara’dan 2.5 saatte Safranbolu’dasınız. Müze kent Safranbolu, Batı Karadeniz bölgesinde Karabük iline bağlı, birbirinden güzel ahşap evleri ve çevresindeki cami, türbe, lonca çarşıları gibi tarihi eserleri, günümüze kadar kent ölçeğinde korumasıyla ünlenmiş tarihi bir ilçe. Ayrıca 1994 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirasları Listesi’ne girmiş.
Sonbahar ve ilkbahar Safranbolu’nun tadını çıkartmak için en güzel zamanlar… ‘Eski Safranbolu’ olarak adlandırılan bölgede birden çok pansiyon ve butik otel bulunuyor. Çoğu eski Safranbolu konaklarını restore ederek kullanıma açmışlar. Her Safranbolu seyahatimde uğradığım iki önerim olabilir size.
Bunlardan ilki eski Safranbolu bölgesinde yer alan Gül Evi. Burada zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum, içeri girdiğiniz anda sanki bir başka bir boyuta geçiyorsunuz. Kocaman bahçesi, çalan enfes müzikleri, huzurla yayılabileceğiniz sedirleri kendine hayran bırakıyor. Bir diğer favorimse, Gökçüoğlu Konağı ve içinde yer alan Marmelat Cafe… 1896 yılında yapılmış Gökçüoğlu Mustafa Bey tarafından yaptırılan bu konak, tarihi dokusu bozulmadan restore edilmiş. Gün boyu keyifle dinleneceğiniz nefis de bir bahçesi var.
Gezilmesi gereken yerlerin başında, Safranbolu Kent Müzesi geliyor. Eskiden Hükümet Konağı olarak kullanılan bu güzel bina, bir yangın sonucu zarar gördükten sonra müze olarak ziyarete açılmış. Kent müzesinin hemen yanında Tarihi Saat Kulesi bulunuyor. Kuleye çıkmak mümkün… İpekyolu’nun önemli kervansaraylarından biri olan Tarihi Cinci Hanı’nı, Safranbolu eski çarşı içinde bulabilirsiniz. İki katlı bu han, restore edilerek tekrar hizmete açılmış. Eski Safranbolu evlerini şöyle tepeden görmek isterseniz, Hıdırlık Tepesi’ne çıkmanızı mutlaka öneririm, eşsiz manzaraya hayran kalacaksınız.
Bundan sonrasında Safranbolu sokaklarında dolaşıp bol bol fotoğraf çekmek… Safranbolu sadece tarihi değil doğal güzellikleriyle de sizi kendine hayran bırakacak bir rota. Türkiye’nin en güzel kanyonlarından biri olan Tokatlı Kanyonu ve üzerine kurulmuş ve camdan yapılmış Kristal Teras mutlaka görmeniz gereken yerler arasında. Kanyona girmeden önce Tokatlı Kanyonu’na 100 metre mesafedeki İncekaya Su Kemeri’ni görün derim. Kemerin altından Tokatlı Deresi akıyor ve dere boyunca uzanan yürüyüş parkuru bu kanyonun en keyifli rotası.
Bunları yapmadan dönmeyin…
Ahşap dükkânların yan yana sıralandığı Yemeniciler ve Bakırcılar Çarşısı’nda dolaşın.
Ünlü Arasta Çarşısı içindeki Arasta Kahve’de közde Türk Kahvesi molası vermeyi unutmayın.
Çarşıdaki lokumculardan mutlaka Safranlı ya da fıstıklı çifte kavrulmuş lokum almalısınız…
Gerçek bir Safranbolu evi ve yaşantısı nasılmış diye merak ederseniz, mutlaka Kaymakamlar Gezi Evi’ni ziyaret etmelisiniz…