İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhubaşkanlığı Külliyesi'nde oturduğu sandalyenin kırılmasına ilişkin değerlendirmede bulundu. Sandalyenin neden kırıldığını bilmediğini ifade eden İmamoğlu, “Onu Cumhurbaşkanlığı araştırsın. Demek ki ya sandalye firmasında bir arıza var ya da bakımını yapanda. Niye ayakları içe doğruydu bilmiyorum” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 15 Temmuz Demokrasi Otogarı'nı ziyaret ederek incelemelerde bulundu. Otogarı gezen İmamoğlu daha sonra basına yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bugün bir ara tespit yapmak istedim otogarda. Önce otopark kısmını İSPARK olarak teslim aldık. Akabinde zaten sözleşmesi bitmiş olan bu alanın otobüs giriş çıkışlarını da denetim altına aldık. Tümüyle İBB tarafından yönetilmekte. Pazartesi itibariyle alındı. Bugün aslında baktığınızda 3 gün oldu. Bayrampaşa Otogarının otopark ve otobüs giriş-çıkışları bizim kontrolümüzde. Burada bulunan otobüs işletmeleri, benzin istasyonları ve bunu gibi birtakım işletmelerin tümü Büyükşehir Belediyesi’ne aittir. Dolayısıyla Emlak İstimlak Müdürlüğümüz şu anda bununla ilgili tespit yapıyor. Buradaki bütün işletmelerin ecrimisil usulüyle ücretlerini Büyükşehir Belediyesine ödemek zorundadır. Bütün kiracıların muhatabı artık İstanbul Büyükşehir Belediyesi'dir. Burada tapu diye bir şey yoktur. Burası işletmecilik olarak verilmiştir tümüyle artık İBB bünyesine geçmiştir.”
“Yeni otogarın nerede olması gerektiği konusunda ortak karar alacağız”
“Dolayısıyla İBB mal sahibidir. Başkası değildir. Bu bir lütuf değil, 16 milyon insanın hakkını teslim almaktır.” diyen İmamoğlu, “Geçmişe dönük de usulsüz işlem varsa onlarla ilgili arkadaşlarım da takipçisi olacaktır. Bu işlemleri Emlak İstimlak Müdürlüğü yönetecektir. Otogarın taşınması düşüncemizi de burada beyan edelim. Biz otogarın, yeni bir otogara taşınmasını önemsiyoruz. Bu konuda hem sektör temsilcileriyle hem de işletmecilerle ortak karar vermek adına oturup konuşacağız. Yeni otogarın nerede olması gerektiği konusunda ortak karar alacağız. Buraların yapımını da üstleneceğiz. Bunu bir ihaleyle de yapabiliriz, yap-işlet-devret usulüyle de yapabiliriz. Kendimiz yapıp işletebiliriz de. Yeni otogarın da bilime, eğitime dönük bir merkez olması konusunda bir ön düşüncemiz var. Buranın sorunlarının çözümü için tarih vermek işitiyorum. Ekim sonu burayı tekrar ziyarete geleceğim. ” diye konuştu.
“Oturma düzeni alfabetik sıraya göreydi”
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nden belediye başkanlarını ağırladığı toplantıda İBB Başkanı İmamoğlu'nun sandalyesi kırılmıştı. Gazeteciler, bu talihsiz olayı da sordu İmamoğlu'na. İmamoğlu şöyle yanıtladı:
“Oturduğumuz koltuk, durup dururken kırıldı. Biraz yere düşer gibi olduk, düştük aslında. Sonra ayağa kalktık. Sayın Cumhurbaşkanı, ‘İsraf yaptın’ dedi. ‘Parasını öde’ falan duymadım. Ben de ‘Bu israf değil, sandalye kırık, benle ilgili bir sorun yok. Ama olsun ikinci sandalyeye daha sağlam oturuyoruz’ dedim. Bu ilginç magazin bir durumdu. Tabi sandalye neden çürüktü, neden kırıldı, onu Cumhurbaşkanlığı araştırsın. Demek ki ya sandalye firmasında bir arıza var ya da bakımını yapanda.”
İmamoğlu, “Oturacağınız yerler belli miydi?” sorusuna, “Alfabetik sıraya göre oturma düzeni vardı. Benim sağımda Yılmaz Büyükerşen, solumda da Tunç Soyer vardı ve belirli olan sandalyeler. Masa düzenine göre oturduk” cevabını verdi. Ardından gelen “Sizin aklınızda soru işareti var mı?” sorusuna İmamoğlu'nun yanıtı şöyle oldu:
“Ben, hayatta hiç kötü düşünerek yoluma bakmadım. Ben iyi düşünceyle baktım. Dün verimli bir toplantı oldu. İyi bir iletişim toplantısıydı. Elbette daha iyi olabilirdi. Sadece tümüyle seçilmiş belediye başkanları orada olabilirdi. Tabi demokrasi adına bazı sıkıntılar yaşanıyor. Bunun söyleminden vazgeçmiş değilim. Keşke orada da o arkadaşlarımızda olsaydı. Ama her şeye rağmen verimli iyi bir iletişimdir. Umuyorum orada kalmasın, devam etsin. Ben bu tarafına bakıyorum. Ama sandalye konusunda bir açıklama yapacaksa cumhurbaşkanlığının o işe bakan kişileri sorumluları yapsın. Niye sandalye öyleydi. Niye ayakları içe doğruydu bilmiyorum?”
Ne olmuştu?