Bir rüyaya dair: New York

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Gezilecek yerler, yeme-içme, konaklama, ulaşım konularını yazacağım ancak öncelikle New York hakkında kısa kısa bilgiler paylaşmak istiyorum. Yaklaşık 19 milyon nüfusa sahip New York, Amerika’nın en yüksek nüfuslu şehri ve dünyanın en kalabalık metropolleri arasında. Amerika’nın doğu kıyısında yer alıp; Los Angeles ile birlikte ikinci büyük ekonomi olarak kabul ediliyor. Tarihte ilk kez 16. Yüzyılda bir Fransız kaşif ayak basmış New York’a. Sonrasında ilk yerleşim Hollandalılar ile başlamış ve şehir hızlı bir şekilde büyüyerek, dünyanın her yerinden insanlara ev sahipliği yapmış; en önemli kozmopolit şehirlerinden. 100 yılı devirmiş binalar ve gökyüzüne uzanan gökdelenlerin arasında kayboluyorsunuz sokaklarda gezerken. Müthiş bir mimari düzen var New York’ta.

Birleşmiş Milletler Genel Konseyi binasının da bulunduğu New York sadece Amerika’nın değil dünyanın en önemli ticaret ve finans merkezlerinden. Toplamda beş bölgeden oluşuyor. Manhattan, Brooklyn, The Bronx, Queens ve Staten Island. Kentte 150 farklı dil konuşulduğu da ilginç özelliklerinden biri. Bilinler bilir; New York için ‘hiç uyumayan şehir’ derler. Kesinlikle bu cümlenin hakkını veriyor New York. Times Meydanı’na gece yarısı gidip sabahlayın. Ne demek istediğimi anlayacaksınız.

GEZİLECEK YERLER

Anlatmam gereken o kadar çok yer var ki bu başlık için. Ancak yazıyı uzatmamak için kısa kısa bahsedeceğim.

CENTRAL PARK, gönlümüzde taht kuran, damakta en güzel tadı bırakan yerlerin başında geliyor New York’ta. Park Manhattan’da bulunuyor. Yıllık ortalama ziyaretçi sayısı 25 milyon olarak geçiyor kayıtlarda. Muazzam değil mi? İki haftalık maceramızın içinde sık sık soluğu Central Park’ta aldık. Dinlendik, yürüdük, insanları izledik.

Bir diğer önemli durak TIMES SQUARE (MEYDANI). Burası için ‘Hiç uyumayan şehrin’ kalbi desek yanlış olmaz herhalde. Adını New York Times gazetesinden almış. Özellikle meydandaki merdivenlere oturup dünyanın her yerinden gelen insanları, çeşitli sokak şovlarını ve tabi ki rengarenk bilbordları izlemek çok keyifli. Bize en heyecan veren aktiviteyi gezinin son gününe bırakıp; Rockefeller Plaza’nın tepesinde yer alan TOP OF THE ROCK’a çıktık. Kesinlikle yapın dediğimiz türden bir deneyimdi bu. 42 saniyelik bir asansör yolculuğu ve 70. kattasınız. New York’u bir de böyle izlemek inanılmaz bir his. Kişi başı 41 Dolar verdik ancak buna değerdi. Biz gün batımına yakın bir vakitte çıktık. Kesinlikle öğle vakti vs değil de gün batımında çıkın. New York’a aşık olabilirsiniz. 

Amerikan tarihi çok çok eskilere dayanmasa da dünyanın en önemli müzelerinden birkaçı New York’ta kurulmuş. Metropolitan Museum of Art ve American Museum of Natural History bizim ziyaret ettiğimiz iki müze. Bu iki müzede de giriş ücreti için bağış sistemi oluşturulmuş. Önerilen bir ücret var ancak siz dilediğiniz kadar ücret verebiliyorsunuz.

Brooklyn Köprüsü ve Parkı, Manhattan High Line, Bryant Park, New York Public Library, Grand Central, Özgürlük Adası ve Heykeli, 9/11 Anıtı ve Müzesi, Broadway, Flat Iron Binası, Aziz Patrik Katedrali, Staten Adası ve feribotu, Washington Meydanı, Bronx Hayvanat Bahçesi, Chelsea Market, China Town, Little Italy, Madison Meydanı, Columbus Circle, Astoria ve Empire State planlarınız içinde olacak diğer önemli yer ve aktiviteler. Yazıyı kısa tutabilmek adını detaylara girmiyorum.

YEME İÇME

Bu konuda çok fazla seçenek sunuyor size New York. Bunun en büyük sebebi şehrin, dünyanın birçok yerinden insana ev sahipliği yapması ve dünyanın en önemli turistik noktalarından biri olması. Hint, Çin, İtalyan, Türk, Meksika ve onlarca mutfak kültürüne ait restorantı rahatlıkla deneyebilir; dünyaca ünlü Amerikan markalarını yerinde deneyimleyebilirsiniz.

Bunların en başında Shake&Shack geliyor. Türkiye’de de yer alan ünlü markanın kendine has hamburgerleri, özel birasını tatmanızı tavsiye ederim. İki kişi, hamburger-içeceğe yaklaşık 27 Dolar ödedik. Tadına bakıp damakta iz bırakan diğer lezzetlerden biri Five Guys Burgers and Fries. New York’ta birçok noktada bulabilirsiniz. Ayrıca içeri girdiğinizde kabuklu yer fıstığı dolu sepetler göreceksiniz. Siparişinizi beklerken dilediğiniz kadar alıp; tadına bakmayı unutmayın Yine gelmişken denememek olmaz dediğimiz, Amerikan kültürünün en meşhur lezzetlerinden biri donutu da test ettik, onayladık efendim. Adres tabi ki Dunkin’ Donuts. Kahvaltı için de ideal seçeneklerden.

Bu başlığın girişinde bahsettiğim diğer ülkelere özgü mutfak-restorantların ise en başında bence Meksika mutfağına ait Chipotle Mexican Grill geliyor. Kişi başı yaklaşık 10-12 dolara karnınızı doyurabileceğiniz ünlü restorant zincirini New York’a gittiğinizde denemelisiniz. Fazlasıyla lezzetli; benden söylemesi. Ayrıca Applebees ve American Cheescake Factory’de memnun kaldığımız diğer markalar oldu.

Aklınızda olsun; Amerika’daki oturarak yemek yediğiniz restorantlarda hesabın %10-20’si kadar bahşiş bırakmalısınız. Bu yazılı olmayan bir kural haline gelmiş. Hatta bazı yerlerde çalışan garson-komiler sadece toplanan bahşişler ile geçinip herhangi bir maaş almıyorlarmış. Bahşiş vermeyi unutur ya da atlarsanız da; sizinle ilgilenen garson; herhangi bir memnuniyetsizliğin olup olmadığını sorabiliyor. Bahşiş önemli.

Tüm bunların dışında tabi ki Starbucks’dan bahsetmezsek olmaz. New York’u detaylı gezince şu soruyu sorduk kendimize ‘’acaba burada kaç tane Starbucks şubesi var’’ Gerçekten çok fazla Starbucks göreceksiniz; özellikle Manhattan’da. Biz her sabah evden çıkıp, akşama kadar sokaklarda gezdik. Haliyle defalarca Starbuck’da aldık soluğu. En önemli sebep kahvaltı olayı oldu. İki kişi günlük 13-17 Dolar’a kahvaltıyı hallettik. Ayrıca tuvalet ve wifi konusunda da imdadımıza yetişti. Dolar-TL paritesini düşünmediğimizi varsayarsak; fiyatlar Türkiye’ye göre daha ucuz.

Son olarak genelde Arapların işlettiği ‘Helal Büfe’ler göreceksiniz köşe başlarında. Bu noktalardan çeşitli fastfood yiyecekler alıp en ucuz şekilde karnınızı doyurabilirsiniz. Genel olarak New York Amerika’nın, hatta dünyanın en pahalı şehirlerinden ancak her keseye uygun seçenekler mevcut yeme-içme konusunda.   

ALIŞVERİŞ

Tatilimizin ilk günü Amerika’nın özel günlerinden biri olan ‘Memorial Day’e denk geldik. Şanslıydık ve çılgın indirimler yakaladık. Alışveriş için gittiğimiz en önemli yerlerin başında Woodbury Common Premium Outlets geliyor. Büyük bir alana kurulmuş, onlarca markanın bir arada olduğu bir outlet konsept açık hava alışveriş merkezi burası. Bahsettiğim bu özel günde soluğu ayağımızın tozuyla Woodbury’de aldık. Dolar kuruna rağmen indirimlerden dolayı alışverişi abartıp aklımızdaki birçok şeyi ilk günden almış olduk.

Ayrıca TJMaxx, Macys, Century 21 alışveriş için gittiğimiz diğer yerler oldu. Genel olarak ülkemizde pahalı olan birçok markayı Amerika’da -hem tekstil hem elektronik- çok ucuza bulabiliyorsunuz.

ULAŞIM

Şehir içi ulaşımdan önce New York’a nasıl geldik; o konuyla ilgili bilgi verelim. Türk Hava Yolları’nın günlük direk seferleri mevcut ancak daha ucuza uçabilmek için bizim tercihimiz aktarmalı uçuş oldu. Varşova aktarmalı, Polonya Hava Yolları LOT’u tercih ettik. Gayet de memnun kaldık. LOT, Star Alliance sınıfında yer alan havayollarından biri. Dolayısıyla gönül rahatlığıyla uçabilirsiniz.  Direk-aktarmalı uçuş ile arasında neredeyse yarı yarıya maliyet farkı var. Aklınızda olsun.

Gelelim şehir içi ulaşımına. New York için hayatı son derece kolaylaştıran metro ağı, turistlerin de şehri rahatlıkla gezmesine olanak sunuyor. Metronun geçmişi 1904 yılına kadar gidiyor. 1850’lerden sonra ilk metro Londra’da açılırken; New York metrosu da en eski ikinci metro olarak geçmiş kayıtlara. Bu arada 24 saat hizmet veriyor ve dünyadaki en çok istasyona sahip. Hikayeleri eskilere dayanan grafitileri, müzisyenleri ve tabi ki fareleriyle iz bırakıyor.

New York’u hakkını vererek gezmek isterseniz tabi ki en keyifli olan gökdelenlerin arasında yürümek. Biz her gün ortalama 20.000 adım attık. Tüm yorgunluğa rağmen müthiş keyifliydi. Ancak metro ve otobüs ağını da fazlasıyla kullandık. İki hafta kalmamıza rağmen; hata yaparak her gün akbil doldurur gibi karta para yükledik. Metro/otobüs her biniş için 2,75 dolar ödüyorsunuz. Eğer 7 günden fazla kalacaksanız günlük kartlar var, onlara bir bakın derim. Bir de New York Pass var. Bunu aldığınızda ulaşımın yanı sıra bazı aktiviteleri ücretsiz yapıyorsunuz.

KONAKLAMA

New York’ta 2 hafta kaldık ancak arkadaşlarımızın evinde kaldığımız için sizlere bu konuyla ilgili detaylı bilgi veremiyorum. Yedi yıl öncesinde bir hayal kurup; peşinden gittik ve nihayet Avrupa seyahatlerine ara verip; Amerika kıtasına adım attık. Yapılacaklar listesine bir tik daha atarken; şimdi San Francisco tatilini planlıyoruz. Unutmayın; evde oturan erken ölür.

Bir rüyaya dair: New York

izmir escort

izmir escort

antalya escort

escort izmir

bursa escort

porno izle

türk porno

escort antalya

apkdownloadx.com

izmir escort

eskişehir escort

takipçi satın al

instagram takipçi satın al

tiktok takipçi satın al

tiktok beğeni satın al

gramtakipci.com.tr

smm panel

oyun forumu

antalya escort

istanbul escort

izmit escort

porno

escort beşiktaş

Darıca Kombi

porno izle

porno izle

porno izle

porno izle

porno izle

istanbul escort

porno izle

izmir escort

porno izle

istanbul escorts