“Pandemi Seferi” düzenleyenler için hızlandırılmış Bodrum tarihi
Heredot’un memleketine dair…
Vakanüvis
Korona nedeniyle “tam kapanma”ya geçen Türkiye’nin “kapanmayan” yerlerinden birisi de Bodrum. Tarihte pek çok akınla karşı karşıya kalan Bodrum, son olarak pandemi etkili bir akın yaşadı. Bu vesileyle geçmişi 3 bin yıl öncesine uzanan Bodrum’a akın edenler için küçük bir tarih turu…
HALİKARNASOS’TAKİ İLK KAVİM LELEGLER’Dİ
Bodrum’la ilgili ilk kayda değer kayıtlar, kendisi de Halikarnassos doğumlu olan Yunanlı tarihçi Heredot’a ait. Tabiî, “tarihin babası”nın, kimi anlatılarında “deve büyüklüğünde karıncalar”dan bahsettiği dikkate alınacak olursa, Heredot’un şahitliği ne kadar makbuldür, tartışılır.
BÜYÜK İSKENDER’İN MANEVİ ANNESİ BODRUM KRALİÇESİ’YDİ
Antik Yunan Makedonya Krallığını global bir güç haline getiren İskender’in “büyük” lakabını kazanma yolunda Bodrum da önemli bir rol oynamıştı. Otuzüç yıllık ömründe devasa bir impratorluğu sığdıran İskender, ülkesini Doğu Akdeniz’e doğru genişletirken Bodrum’a da gelmişti. İskender burada, Bodrum ve çevresini Persler adına yöneten Kraliçe Ada’yla tanışmış, Ada İskender’i çok sevmiş ve onu manevî oğlu ilan etmişti. İkili arasındaki bu muhabbet, Perslerin bir valilik kaybetmesine, İskender’in ise zahmetsizce Anadolu’dan Doğu Akdeniz’e, Ortadoğu’ya uzanıp Pers, Antik Mısır ve Babil gibi efsanevî medeniyetlerin temsilcilerini dize getirmesini sağlamıştı. Bugün Bodrum Su Altı Arkeoloji Müzesi’nde Kraliçe Ada’nın iskeleti ile ona ait eşyaların bulunduğu, uluslararası arkeoloji çevrelerince de kabul ediliyor.
ÇELEBİ MEHMET, RODOS ŞÖVALYELERİNE BODRUM İZNİ VERMİŞTİ
Kent, bir dönem de Hırıstiyanlığın piskoposluk merkezi olarak anılmıştı. Onbirinci yüzyıl sonlarında ise Halikarnassos Türk hâkimiyetine geçmiş, 13. yüzyıl ortalarında da Menteşe Beyliğine bağlanmıştı. Rodos Şövalyeleri, 1415 yılında Osmanlı hükümdarı Çelebi Mehmet’in izniyle Rodos ve Halikarnassos’a yerleşmişlerdi. Ancak “merhametten maraz doğar” deyişini doğrulamak istercesine, şövalyeler bir süre sonra buralarda muhtariyet ilan etmişti. Bunun üzerine Kanuni Sultan Süleyman, 1552’de Rodos’a sefer düzenlemiş, Rodos Şövalyeleri’ni etkisiz hale getirip, kaleyi, şehri ve Bodrum’u tekrar Osmanlı hâkimiyetine almıştı. Bodrum, bu tarihten itibaren sakin iki asır geçirdikten sonra, 1770’te Rus donanmasının hücumuna uğramıştı. Bodrum, Yunan isyanında (1824) ise Osmanlı üssü olmuştu. Sultan II. Abdülhamit döneminde Bodrum kalesi siyasi mahkumların hapishanesi olarak kullanılmıştı.
“DÜNYANIN 7 HARİKASI”NDAN BİRİ BODRUM’DAYDI AMA…
Pers, Antik Yunan ve Roma döneminden pek çok eseri barındıran Bodrum’un bu özelliğini farkeden arkeolog görünümlü fırsatçılar, kolayca tahmin edilebileceği gibi “Halkarnassos”u talan eeceklerdi. Özellikle İngiliz araştırmacılar, 1856’dan 1865’e kadar olan dönemde bölgede yoğun arkelolojik kazılar yapmışlardı. Bu kazılar içerisinde, 1857 yılında Charles Thomas Newton tarafından gerçekleştirileni ise dünya çapında yankı uyandırmıştı. Çünkü bu kazıyla “dünyanın 7 harikası”ndan biri olarak kabul edilen “Halikarnassos Mozolesi”nin bazı frizleri (sütunları) bulunmuş ve Londra’daki British Museum’a kaçırılmıştı.
“PETRİUM”DEMEK ZOR GELİNCE “BODRUM” DEMİŞİZ
Antik çağlardan itibaren Halikarnassos olarak bilinen, anılan bu yerleşim birimine, sadece bizler “Bodrum” diyoruz. Müslüman Türkler, Rodos Şövalyeleri’nden birinin adından hareketle bu ismi dolaşıma sokmuştu. Rodos şövalye grupları arasında yer alan ve Bodrum’daki kaleyi de inşa ettiren St. Petrium şövalyeleri, Osmanlı Türkleri’nce telafuzu zor gelen “Petrium” olarak değil “Bodrum” biçiminde anılır olmuştu. Bu telaffuz zamanla Halkarnasos’un adı olmuş, Cumhuriyet döneminde ise Bodrum ismi resmiyet kazanmıştı.