AB kurumlarının başkanlarını belirlemek üzere yapılan üçüncü deneme olan zirvede, 20 saat süren yoğun ve bir o kadar da gergin pazarlıklara rağmen karar alınamaması hem siyasi gruplar hem de üye ülkeler arasındaki çekişmenin boyutunu ortaya koydu. Romanya’nın AB Dönem Başkanlığı’nda başlayıp Finlandiya’nın AB Dönem Başkanlığı’nda devam eden toplantı, bir dönem başkanlığında başlayıp diğerinde devam eden ilk zirve olarak da AB tarihine geçti.
‘KAOTİK’ NİTELEMESİ
Osaka’daki G20 Zirvesi sırasında yapılan pazarlıklar sonunda, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in sürecin başından itibaren desteklediği, Hristiyan Demokrat çizgideki Avrupa Halk Partisi’nin (EPP) adayı Türkiye karşıtı Alman parlamenter Manfred Weber’in AB Komisyonu Başkanı olamayacağı kesinleşmişti. Bu görev için merkez solun adayı Hollandalı Frans Timmermans’ın adı öne çıksa da İtalya ve Polonya’nın başını çektiği bir grup ülke bu isme net muhalefet yaptı. Merkel’in danışmadan pazarlığa girdiği EPP de Timmermans’a karşı pozisyon aldı. Diplomatların ‘kaotik’ olarak nitelediği, bugün tekrar toplanacak zirvenin askıya alınmasının ardından konuşan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, çok sayıda gizli ajanda olduğunu belirterek, “Ciddi olmayan bir Avrupa imajı veriyoruz” dedi. Merkel ise durumun karmaşık olduğunu teyit etse de iyi niyet olması halinde çözümün mümkün olduğunu söyledi.
FİNLANDİYA BEKLENTİSİ
AB Dönem Başkanlığı dün altı aylığına Finlandiya’ya geçti. Genişleme konusuna başından bu yana sıcak bakan Finlandiya, geleneksel olarak Türkiye’nin üyelik sürecine yönelik olumlu bir perspektife sahip. Ankara, AB adaylığının açıklandığı 1999’daki Helsinki Zirvesi’nin 20’nci yılına denk gelen bu dönemi, ‘Helsinki ruhunun’ canlandırılması için kullanmayı hedefliyor. Finlandiya’nın tavrı ise büyük ölçüde Ankara’nın yaklaşımına ve atacağı adımlara bağlı olacak.