Dünya genelinde veriler 18 yaşın altındaki 1,1 milyar kız çocuğundan 32 milyonunun ilkokula, 29 milyonunun ise orta öğretime devam edemediğini, yaşam boyu başarı için gerekli olan bilgi birikimi, yetenek ve iş alışkanlıklarını kazanmaktan mahrum bırakıldığını gösteriyor.
BM verilerine göre, özellikle orta ya da düşük gelir düzeyinde olan ülkelerde yaşayan kız çocukları ve genç kadınlar cinsiyet ayrımcılığı, yoksulluk ve diğer dezavantajlara göğüs germek zorunda kalıyor.
UNICEF, küresel çapta kız çocuklarının yemek ve temizlik yapmak, aile üyelerinin bakımı ile ilgilenmek, su taşımak gibi ev içi hizmetleri yapmaya çok erken yaşta başladığını ortaya koyuyor.
Ev işlerinin yükünü kız çocukların daha fazla üstlendiğini ortaya koyan veriler, 5-9 yaş arasındaki kız çocuklarının ev işlerini yaşıtları olan erkek çocuklara göre 30 kat daha fazla üstlendiğini gösteriyor.
Yaşları büyüdükçe kız ve erkek çocuklar arasındaki bu uçurum artıyor. Yaşları 10-14 arasındaki kız çocukları, yaşıtlarına göre günde yüzde 50 oranda daha fazla ev işleri ile uğraşıyor.
Dünya çapında 32 milyon kız çocuğu ilkokula gidemiyor, 29 milyon kız çocuğu da orta öğretime devam edemiyor.
Orta öğrenime devam konusunda cinsiyetler arası farkın en çok görüldüğü yer ise her 100 erkek çocuğa karşın 79 kız çocuğunun orta öğrenim gördüğü Batı ve Orta Afrika.
BM Çocuklara Yardım Fonu'na (UNICEF) göre, her yıl 12 milyon kız çocuğu 18 yaşından önce evlendiriliyor. Dünya çapında her 5 kız çocuğundan 1'i 18 yaşından önce anne oluyor.
Araştırmalar, bu tür evliliklerin ardında yoksulluk ve ekonomik güvencesizliğin, kaliteli eğitime erişememenin, kadına ve kız çocuklarına yönelik şiddetin, çatışma ve insani kriz durumlarının ve sosyal normların yattığını ortaya koyuyor.
Bu evliliklerin yüksek sağlık riskleri, ciddi sağlık sorunları, sosyal izolasyon ve kısıtlama, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve eğitim başta olmak üzere çocuk haklarının ihlali gibi olumsuz sonuçları bulunuyor.
Dünyada her 3 kız çocuğundan biri 18 yaş ve öncesinde, her 9 kız çocuğundan biri 15 yaş ve öncesinde evlendiriliyor.
Reuters
Bu yıl UNFPA tarafından hazırlanan “Sağlık Çalışanlarına Yönelik Çocuk Yaşta, Erken ve Zorla Evliliklerin Önlenmesi Eğitim Uygulama Rehberi”ne göre, dünya genelinde yaklaşık 650 milyon kız çocuğu 18'inci yaş gününden önce evlendirilmiş durumda. Buna göre, halihazırda her 5 kız çocuğundan biri evli.
“Çocuk Yaşta, Erken ve Zorla Evliliklerin Sağlık Riskleri ve Sonuçlarına Çok Sektörlü Yaklaşım Raporu”na göre ise, dünya genelinde her yıl 15 milyon kız çocuğu 18 yaşından önce evlendiriliyor. Buna göre dünyada her 3 kız çocuğundan biri 18 yaş ve öncesinde, her 9 kız çocuğundan biri 15 yaş ve öncesinde evlendiriliyor.
Rapora göre, dünyada en yüksek çocuk evliliği oranına sahip ülke yüzde 76 oranı ile Nijer. Nijer'i, yüzde 68 oranla Orta Afrika Cumhuriyeti, yüzde 67 oranla Çad izliyor.
“2019 itibarıyla dünyada 130 milyon kız çocuğu yok edildi”
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddet Başdanışmanı Upala Devi, 'Erkek Çocuk Tercihinin ve Kız Çocuklarının Değersizleştirilmesinin Önlenmesi Küresel Programı' araştırmasında 2019 yılı itibarıyla dünyada milyonlarca kız çocuğunun doğumdan önce veya sonra yok edildiğini söyledi.
Hürriyet gazetesinden İpek Yezdani'nin sorularını yanıtlayan Devi, “Hindistan ve Çin başta olmak üzere dünyada özellikle Vietnam, Nepal, Bangladeş, Orta Asya ülkeleri, Kafkas ülkeleri ve Kuzey Afrika'da cinsiyet ayrımcılığı yüzünden yaşamı elinden alınan yaklaşık 130 milyondan fazla kayıp kız çocuğu var. Kimse bunu duymak ve görmek istemese de dünyada milyonlarca kız çocuğu daha doğmadan öldürülüyor.” dedi.
Peki, kaybolan kız çocukları nasıl ortadan kaldırılıyor?
Devi bu soruyu şöyle yanıtladı:
“Birincisi ve en yaygın yöntemi doğmadan önce cinsiyeti öğrenerek kürtaj yaptırmak suretiyle, ikinci olarak da doğduktan sonra boğarak öldürmek suretiyle yok ediliyor. Eğer bir kız çocuğu doğumda kürtaj olmaktan kurtulup doğarsa ve öldürülmezse bakımsızlıktan, aşılarının yapılmamasından, beslenme yetersizliği gibi her türlü kız çocuğuna ayrımcılık ve ihmal sonucunda hayatını kaybediyor. Bugüne kadar 3 temel sebep yüzünden dünyada erkek nüfusunun aşırı arttığı bilimsel olarak kanıtlandı. Ultrason gibi modern teknolojinin çok küçük köylere kadar ulaşması sonucunda pek çok aile bebeğin cinsiyetini önceden öğrenebilmesi, ataerkil toplumların kurallarıyla erkek çocuğa daha fazla değer verilmesi ve tüm dünyada doğurganlığın azalması, en başta gelen sebepler.”