Dünyaca ünlü Nobel Ödüllü ünlü Fransız ekonomist Jean Tirole’ye göre, toplumun dijitalleşmesi olgusu 21. yüzyılda yaşanan ekonomik ve sosyal değişiminin tam merkezinde yer alıyor. Yazar, “Economics for the Common Good (Kamu yararı için ekonomi)” kitabında da eninde sonunda herkesin hatta sürpriz kurumların bile bu değişime ayak uyduracağı görüşünü savunuyor.
Sosyal medya platformlarının dijital ekonominin yeni gardiyanları olacağını düşünen Tirole, arz-talep dengesinin kesiştiği, alıcı ve satıcıların birbirleriyle etkileşime girdiği piyasanın artık Visa, Sony, Alphabet, Facebook gibi şirketlerin aracılığıyla iki taraflı bir piyasa dönüştüğünü vurguluyor.
İki taraflı piyasalarda aracılar farklı tüketici gruplarının bir araya gelebileceği, iletişim kurabileceği ve etkileşim gerçekleştirebileceği bir ortam (platform) oluşturuyor.
Çeşitli teknoloji şirketlerinden oluşan Libra konsorsiyumu ile “aracılık” görevinin bir nevi bankalardan alınmak istediği anlaşılıyor ve bu nedenden dolayı da Libra kullanımının klasik piyasa işleyişinde aksaklıklara neden olacağı ve buna devletlerin müdahelesinin gerekli olup olmadığı gündemde.
1,7 milyar kişi geleneksel finansal sistemin dışında
Libra projesinin detaylarının açıklandığı “White Paper”a göre dünya genelinde 1.7 milyar yetişkinin geleneksel finansal sistemin dışında yer aldığı ve bunlardan da 1 milyarının telefon kullanıcısı olduğu, yarım milyarının da internet erişimine sahip olduğu vurgusu Facebook’un potansiyel kullanıcı hedefi konusunda ipuçları veriyor. Yine “White Paper”da “Dünyada, daha az parası olan insanlar finansal hizmetler için daha fazla para ödüyorlar. Zor kazanılmış gelir, havale ve ATM masrafları nedeniyle azalıyor.” açıklamasıyla da Libra’nın diğer sistemlerden daha ucuz olacağına işaret ediliyor.
Bütün bunların yanında özellikle Facebook’un dünya çapında 2,4 milyar kullanıcıya sahip olduğu da düşünülürse piyasaya sürülecek Libra’nın, diğer kripto paraların ulaşabileceğinden çok daha fazla kişiye ulaşma imkanına sahip olduğu tahmin edilebilir.
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Saltoğlu, yaptığı açıklamada, özellikle gelişmekte olan ülkelerde merkez bankalarıyla koordineli şekilde bu sürecin yönetilmesi gerektiğini ileri sürdü.
“Merkez bankacılığı eskisi gibi olmayacak”
Son yaşanan gelişmelerle birlikte artık merkez bankacılığının eskisi gibi olmayacağına dikkati çeken Saltoğlu, “Merkez bankalarının senyoraj denilen para yaratma ve tutma etkisi giderek kayboluyor. Bankacılık dışı kesim artık finans alanına girmeye başlayacağı için buradaki gelişmeleri izlemek ve ciddiye almak lazım.” diye konuştu.
Saltoğlu, Libra’nın Türkiye gibi ülkelerde “bankacılık işlemleri” için kullanımının daha sınırlı olabileceğini belirterek, temel bankacılık faaliyetlerinin göreceli olarak kısıtlı olduğu ancak Facebook gibi sosyal medyanın yaygın olarak kullanıldığı Afrika gibi ülkelerde Libra’ya ilgi gösterilebileceğini kaydetti.
Gelişmekte olan ülkeler bankalarını korumalı
Facebook’un kurucularından Chris Hughes geçtiğimiz günlerde İngiliz Financial Times için kaleme aldığı yazısında Libra’yı ciddi bir şekilde eleştirerek, “Libra’nın orta derecede başarılı olması halinde bile paranın kontrolünün büyük bölümünün merkez bankalarından Visa, Uber ve Vodafone gibi bu özel şirketlere geçebileceği uyarısında bulundu.
Hughes, açıklamasında, özellikle gelişmekte olan ülkelerin bu konuda daha dikkatli olması gerektiğini vurgulayarak, “her şeyin Facebook’un planladığı gibi gitmesi durumunda dünyanın en büyük şirketlerinden bazıları, İsviçre’de 10 milyon dolarlık üyelik ücretine sahip bağımsız bir organizasyon aracılığıyla bu yeni para birimini denetleyecek.” ifadelerini kullandı.
Dünyanın dört bir yanındaki hükümetlerin “bekle ve gör” yaklaşımını benimsemeyi göze alamayacağını söyleyen Hughes, G7 grubu ve IMF ile birlikte Libra projesini gözden geçirmek için bir çalışma grubu oluşturduğuna dikkati çekti.
Gelişmekte olan ülkelerdeki piyasa düzenleyicilerin, yerel bankaların ve ödeme işleme ağlarının Libra’yı kabul etmesini engelleyerek Facebook’un baskılarını yavaşlatması gerektiğini ileri süren Hughes, ” Eğer, Libra kullanıcısı dijital parayı yerel bir banka hesabına aktaramazsa veya yerel para birimi cinsinden nakit olarak çekemezse, Libra kullanımı yaygınlaşmayacaktır. Bunun kalıcı bir önlem olması gerekmiyor ama bu ülkelere Libra kullanımının olası sonuçlarını düşünme adına zaman kazandırır.” değerlendirmesinde bulundu.
“Facebook Çinli ‘Alipay’e rakip çıkarmaya çalışıyor”
Financial Times’ın baş ekonomi yorumcusu Martin Wolf ise, Facebook’un Çinli Alipay’e rakip olabilecek dijital bir ödeme sistemi yaratmaya çalıştığını öne sürüyor.
Yapay zekayla desteklenen enformasyon devriminin özellikle finans sektörünü dönüştüreceğine dikkati çeken Wolf, Facebook’un tehlikeli sularda gezdiğini 2020’ye kadar 100 üyeyle yola devam etmesi beklenen “Libra konsorsiyumu”na tıpkı bir banka gibi güvenilebilir mi sorusunun cevabının iyi verilmesi gerektiğini belirtti.
Wolf, finansal sistemde “güven” unsurunun hayati öneme sahip olduğuna dikkati çekerek, güvenlik problemleriyle sık sık gündeme gelen Facebook, üzerinden oluşturulacak ödeme sisteminin büyük sorunları da beraberinde getirebileceğini ileri sürdü.
“Faiz ve getiri gelirini aralarında bölüşecekler”
Bahçeşehir Üniversitesi Blockchain Araştırma Uygulama Merkezi Direktörü Dr. Bora Erdamar ise Libra’nın diğer kripto paralardan farklı olarak konsorsiyum blok zinciri olduğunu, Bitcoin’de isteyen herkesin bu blok zincirinin bir parçası olurken Libra projesinde sadece izin verilenlerin ağın bir parçası olduğunu belirtti.
Libra’nın iş modeline de değinen Erdamar, “Bu birliği oluşturan diğer firmalar aslında bankalara göre çok daha düşük komisyonlar alsalar da Libra’nın işlem hacmi sayesinde buradan bir gelir modeli oluşturacaklar. Aynı zamanda bu notlarda toplanan bütün paradan faiz veya getiri gelirini aralarında bölüşülecekler. Yani bu konsorsiyumu oluşturan firmaların topladıkları gelirleri aralarında paylaşacakları bir iş modeli aslında bu.” şeklinde konuştu.
Libra dolarla desteklenecek
Libra’nın bitcoin gibi kendiliğinden bir değeri olmayacağına dikkati çeken Erdamar, değerinin yüzde yüzünün fiat birimi ile desteklenecek bir sistem olduğunu anlattı. Erdamar, “Diğer kripto paralarda gördüğümüz fiyat dalgalanmaları Libra’da olmayacak. Tam anlamıyla merkeziyetsiz olmaması değerinin market akışına bırakılmaması sebebiyle nedeniyle Libra tam bir blok zinciri olmadığı yönünde eleştiriler alıyor.” dedi.
Facebook neden kripto para çıkarıyor?
Facebook’un bir sosyal medya platformu olmasına rağmen kripto para biriminde birçok avantajları olduğuna vurgu yapan Erdamar, sosyal medya devinin en büyük avantajının kripto paraların başarıya ulaşmada en önemli engelleri olan yaygınlık ve etkinlik gibi özelliklere sahip olması olduğunu belirtti.
Erdamar sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kripto paraların toplam hacmi şu anda geldiğimiz noktada yaklaşık 300 milyar dolar. Facebook ise yaklaşık 600 milyar dolar değerinde. Aynı şekilde kripto para kullanıcılarının sayısı kabaca 100 milyon. Facebook’un kullanıcı sayısı ise 2 milyardan fazla. Bununla beraber bu kulanıcıların yaklaşık 600 milyonunun bankalara erişimi olmadığını biliyoruz. Dolayısıyla burada Facebook’un bir ödeme sistemi getirmesi bunu da üstelik işbirlikleri ile yapıyor olması onu, yaygınlık ve etkinlik açısından mevcut blok zincir projelerinden daha avantajlı hale getiriyor. Buradaki iş modeli başarıya ulaşabilecek bir iş modeli gibi gözüküyor.”
Libra’ya güvenebilir miyiz?
Yaygınlık ve etkinlik dışında iki temel zorluk daha olduğuna değinen Erdamar, bunların mevzuat eksikliği ve bu iş üzerine çalışan geliştiricilerin eksikliği olduğunu söyledi.
Facebook’un bu anlamda çok ciddi bir yazılım ordusu olduğuna dikkati çeken Erdamar, sosyal medya platformunun sahip olduğu lobi gücüyle de devletlerle anlaşarak düzenlemelere takılmayabileceğine vurgu yaptı.