Kadınların Sağlığı İçin Kesinlikle Tüketmemesi Gereken Besinler

Bir bebek istiyorsanız yemekten kaçınmanız gereken bazı gıdalar var.

Epidemiyoloji dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, günde en az bir alkollü içki içen kadınların, içmeyen kadınlara kıyasla yüzde 50 daha fazla kısırlık riski altında oldukları görülüyor.

Harvard Halk Sağlığı Okulu'ndan araştırmacılar, en fazla hayvansal proteini yiyen kadınların % 39 daha fazla kısırlık riskine sahip olduğunu buldu. aynı araştırmacılar, yüksek miktarlarda bitki bazlı protein tüketen kişilerin gebe kalmaya çalışırken daha az sorunla karşılaşacaklarını bulmuşlardır.

Kılıç balığında bulunan yüksek civa seviyesi bebek için riskli durumlar yaratabilir. Hamileyken cıva almak, bebeğinizin oluşan beynine zarar verir ve sinir sistemini bozabilir. Yayın balığı, pisi balığı, somon gibi daha güvenli balıkları tercih edin ve haftada 2-3 kez tadını çıkarın.

Yağsız yoğurt, özellikle aromalı yoğurt, kan şekeri ve insülin seviyenizi arttıran şeker bombaları olabilir. Ayrıca hamile kalma şansınızı da etkileyebilir. Human Reproduction dergisinde yayınlanan bir çalışmada, az yağlı süt tüketen kadınların, az yağlı süt tüketmeyen kadınlara kıyasla,% 85 oranında daha yüksek kısırlık riski taşıdığı bulundu.

Hormonları dengelemek ve kadına özgü metabolik bozukluklarla uğraşmak arasında kadınlar için kilo vermek özellikle zordur. İşte kilo kaybı için kaçınılması gereken yiyecekler.

Beyaz ekmeğin bir poğaçadan daha iyi bir seçim olduğunu düşünebilirsiniz ancak her ikisi de rafine edilmiş karbonhidratlardır ve vücudunuz rafine edilmiş karbonhidratları şeker olarak işler. Rafine edilmiş karbonhidratlar liflerinin neredeyse hepsinden sıyrılmıştır, bu da kan şekerinizin yükselmesine ve insülin seviyelerinin yükselmesine neden olur. Bu özellikle polikistik over sendromu olan kadınlar için risk taşır.

Polikistik over sendromu olan kadınların insülin direncine sahip olma olasılıkları yüksektir, bu da vücutlarının rafine karbonhidratlardan alınan glikoz gibi glikozu metabolize etmek için üretildiği zaman cevap vermediği anlamına gelir.

Amerikan Geriatri Derneği Dergisi'nde yayımlanan bir araştırmada, düzenli olarak diyet içecek içenlerin 9 yıl boyunca diyet içecek içmeyenlere kıyasla yaklaşık 9 kat daha fazla karın yağının bulunduğu tespit edildi.

Hazır meyve sularını masum görüyor olabilirsiniz ama onlar aslında şekerle doludur. “Glikoz, fruktoz veya herhangi bir şekere sahip olan herhangi bir şey, iltihabı arttırdığı ve kalp iltihabı kardiyovasküler hastalığa yol açtığı için kalbiniz için kötüdür.”

Sıvı haldeki şeker vücudunuz için daha da kötü olduğunu söylüyor. Kan şekerinizi daha hızlı yükseltir ve insülin artışı sağlar, bu da kilo vermenizi sağlar. Kan şekerinizi düzenlemenize yardımcı olacak önemli lif içeren meyvenin kendisini yemeyi tercih edin.

Kalp hastalığı, kadınların bir numaralı katilidir. Kalbinizi yoran bu yiyeceklerden kaçınarak kalp sağlığınızı kontrol altında tuttuğunuzdan emin olun.

Diğer bir sinsi trans yağ kaynağı, çoğu zaman trans yağlarla yapılan kahve kremasıdır.

Kahve kreması gibi, margarin de en yaygın trans yağ kaynaklarından biri olan kısmen hidrojenlenmiş yağlarla yapılır. Bu tip yağ sadece kalp hastalığına yol açmakla kalmaz cildinizin yaşlanmasını da hızlandırabilir! Trans yağlar cildi ultraviyole radyasyona karşı daha savunmasız hale getirir, bu da cildin erken yaşlanmasına ve derin kırışıklıklara neden olabilir.

Kahve, genel olarak sağlıklıdır; Araştırmalar, daha uzun yaşamanıza, kaygıyı azaltmanıza yardımcı olabileceğini, kalbiniz ve vücudunuz için daha birçok faydası bulunduğunu göstermiştir. Ancak fazlası zamanla osteoporoza neden olabilecek kalsiyum atılımına neden olabilir.

D vitamini, kilo kaybını artırmaya, depresyonla savaşmaya ve kemiklerin osteoporoz gelişmesini önlemeye yardımcı olabilir. Fakat D, yağda çözünen bir vitamindir, yani emilmesi için biraz yağa gereksinim duyar.

Birçok kutu, çeşitli yiyecek ve içecek kaplarında kullanılan endüstriyel bir kimyasal olan bisfenol A veya BPA ile doludur. Ulusal Bilimler Akademisi Bildiriler dergisinde yayınlanan bir araştırma, BPA'nın beyindeki hücre fonksiyonunu etkileyebileceğini ve merkezi sinir sistemi gelişimini etkileyebileceğini buldu.

Önemli olan nokta ise kadınlara özellikle zararlı olabileceği; Illinois Üniversitesi'nden araştırmacılar, BPA'nın üreme gelişimi için gerekli olan hormon estradiol üretimine müdahale ettiğini buldu. Başka bir çalışma, BPA'ya maruz kalan farelerin, genç yaşta bile canlı yumurta üretmeyi bıraktığını buldu. Ve bu sadece konserve ürünler değil; BPA da her çeşit plastikte gizleniyor. Etiketlerinizi iki kez kontrol ettiğinizden ve yalnızca özel olarak BPA içermeyen etiketli teneke ve plastik satın aldığınızdan emin olun.