(Ayrıntılar ve geçmiş bilgi eklendi)
ANKARA, 15 Ekim (Reuters) – Merkezi Yönetim Bütçesi Eylül ayında 17.7 milyar TL açık verirken ekonomideki yavaşlama ve artan güvenlik harcamalarıyla ilk 9 aylık açık geçen yıl aynı dönemdeki 56.7 milyar TL'den 85.8 milyar TL'ye yükseldi.
Ekonomi yönetimi, 30 Eylül'de açıklanan Yeni Ekonomi Programında bütçe açığının 125 mlyr TL'ye yükselmesi beklediğini açıkladı. Ekonomistler de YEP sonrası güncellediği tahminlerinde bütçeye için 2019 hedeflerinin tutacağını belirtiyorlar. 125 milyar TL'lik açık GSYH'ye oran olarak -%2.9'a denk geliyor.
Bütçe Temmuz ayında Merkez Bankası ihtiyat akçesinin desteğiyle fazla vermiş, akçe Ağustos ayında da gelirlere destek olmuştu. Tek seferlik gelirlerle bütçe desteklenmişti. ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre 2018 Eylül'de 6 milyar TL açık veren bütçe, 2019 yılı Eylül ayında 17.7 milyar TL açık verdi. 2018 Eylül ayında 4.3 milyar TL faiz dışı fazla verilirken 2019 Eylül'de 5.6 milyar TL faiz dışı açık veriledi.
Verilere göre 2018 yılı Ocak-Eylül döneminde 56.7 milyar TL açık veren bütçe, 2019 yılı Ocak-Eylül'de 85.8 milyar TL açık verdi. 2018 ilk 9 ayda 3.7 milyar TL faiz dışı fazla verilmiş iken 2019 aynı dönemde 4.3 milyar TL faiz dışı açık verildi.
BÜTÇE/GSYH'DE YENİ HEDEF -%3'ÜN ALTINDA KALMAK
Bu yıl toplamda 40 milyar TL'yi aşan TCMB ihtiyat akçesinin yarattığı tek seferlik gelire rağmen hem hükümet hem de ekonomistler yıl sonu bütçe açığı/GSYH'nin yılı %3 civarında tamamlayacağını öngörüyor. Bu bütçe açığında ciddi bir artış anlamına geliyor.
Eylül ayının sonunda açıklanan ve 2020-2022 yılları arasını kapsayan Yeni Ekonomi Programı'nda yer alan güncel temel ekonomik tahminlere göre bütçe dengesi/GSYH tahmini 2019 için %-2.9 seviyesinde bu tahmin bir önceki YEP'te %-1.8 seviyesindeydi. Benzer şekilde 2020 yılı bütçe dengesi/GSYH tahmini de -1.9'dan -2.5'e revize edildi.
Geçmiş yıllara bakıldığında bütçe açığının GSYH'ya oranı 2013'ten 2016 yılına kadar yaklaşık %-1 seviyesinde kaldı. Düşük kamu borcu Türkiye piyasalarını da destekleyen önemli bir unsur oldu. 2017 yılında bütçe açığı/GSYH -%1.5, 2018'de ise -1.9'a genişledi.
Bu veriler geçmiş yıllara bakıldığında bütçe açığında ciddi bir artış trendi anlamına geliyor. Ancak benzer ülkelere bakıldığında Türkiye'nin son dönemdeki artışa karşın hâlâ bir çok ülkeden daha düşük bütçe açığı vermeye de devam ediyor.
Ekonomi yönetiminin güncel mesajlarına göre bütçede önümüzdeki yıllarda GSYH'ya oranın olarak Maastricht kriteri olan %3'ün altında kalmanın esas alınacağı bir uygulama yapılacak. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak YEP açıklamalarında “Bütçe açığını her halûkarda %3'ün altında tutacağız” dedi. Albayrak önümüzdeki yıllarda da Maastricht kriteri olan %3'ün altının hedefleneceğini belirtti. ekonomisinin makro anlamda, özellikle de benzer ülkelere kıyasla, en güçlü olduğu alanların biri olan bütçe dengesi, 2016'da yaşanan darbe girişiminin etkilerini azaltmak için alınan önlemlerle kısmen bozulmaya başladı.
Bunun yanı sıra başta Kuzey Irak ve Suriye olmak üzere jeopolitik gelişmeler nedeniyle güvenlik harcamalarındaki artış da bu etkiyi tetikledi.
Geçen yıl 24 Haziran seçimleri öncesi kamu emekli ve çalışanlarına yönelik atılan genişlemeci adımlar ise harcamalar tarafındaki yükselişin kalıcı olarak hızlanmasına neden oldu.
Bu yıl ise ekonomideki yavaşlama ile birlikte azalan vergi gelirleri ve ekonomide toparlanmayı destekleme adımlarının yarattığı ilave gider ve/veya gelir kayıplarıyla birlikte bütçe açığında artış hızlanmış durumda.
Bütçe açığı 2018 yılında yüzde 52 artışla 72.6 milyar TL olmuştu. Güncel OVP'de ise bu yıl 125 milyar TL önümüzdeki yıl 138.9 milyar TL bütçe açığı öngörülüyor.
Artan bütçe açığı Hazine'nin borçlanma maliyetlerine de yansımış durumda. Hazine ilgili maliyetleri düşürmek adına yaklaşık 1.5 yıldır 10 yıllık gösterge tahvil ihracına çıkmıyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın internet sitesinde yer alan verilere göre 2018 Ocak'ta 71.4 ay olan iç borçlanmanın ağırlıklı ortalama vadesi bu yıl ortalamada 28.9 aya düşmüş durumda. Buradaki belirleyici faktör ise Hazine'nin artan borçlanma maliyetlerinin uzun vadede borç stokuna etkisini sınırlamak adına uzun vadeli sabit faizli borçlanmayı tercih etmemesi. verilerine göre TL cinsi sabit faizli iç borçlanmanın ağırlıklı ortalama maliyeti ise Ocak 2018'deki %12.8'den 2019 Nisan itibarıyla %25.8'e kadar yükseldikten sonra düşüş eğiliminde.
Öte yandan YEP sonrası piyasalar Hazine'nin borçlanma limitlerini yukarıya çekecek bir yasal düzenlemenin de TBMM gündemine gelebileceğini de öngörüyor.