Doğu Karadeniz’de günler değil, haftalarca gezmek lazım. Her yer uzak, her yere ulaşım zor, her gün yağmur bastırabiliyor; ama her bir köşe görmeye değer. Evdeki plan çarşıya uymuyor bir türlü. Günlük “yaparız nasıl olsa” denen gezi rotası, bir türlü tamamlanamıyor.
Çavuşlu köyünü görebilmek için çok uğraştım. Yağmurdan göz gözü görmedi, seller bastı, yollar kapandı. Gidilecek birkeç noktadan feragat ettik, dönüşü de bir gün ertelemeyi başardım. Nihayet dar ve engebeli yollarla; Borçka’ya 21, Artvin il merkezine 54 kilometre uzaktaki Çavuşlu Köyü’ne vardım.
İyi ki bu kadar uğraşmışım. Gördüğüm manzara, beni benden aldı. Dağlar, yeşil, gol ve işin romantik tarafı; suyun dibinde hissedilen bir yaşam. Üstelik henüz turistler gelmeden, etraf bu denli bâkirken… Sular altında kalan yerler, o batık sehirler, bana başka türlü bir hüzün veriyor. Hasankeyf, Halfeti, Samsat, Yusufeli gibi… Biliyorum, köy yer değiştirmiş; biliyorum, kötü bir şey olmadan aileler yaşam alanlarını başka evlere, mahallelere, şehirlere kaydırmışlar. Ama yine de tarifi imkansız bir tür duygu bu. İçinde hüznü kesinlikle barındıran ama bambaşka şeylerle harmanlanmış bir duygu yumağı daha doğrusu.
İlk turistik geziler bu yaz başladı
Köy, 2002 yılında boşaltıldı, bir yıl sonra da Muratlı Barajı’nın suları altında kaldı. Muratlı, Çoruh nehri üzerinde yapımı tamamlanan ilk baraj. Elektrik üretimi açısından en uygun yer, tam burası, Çavuşlu köyünün olduğu bölgeydi. Geçen 15 yılı aşkın süre boyunca, baraj gölünde türlü türlü balıklar üredi, şu kendi yaşam dekorunu üretti. Nüfusu bir zamanlar 200’den fazla olan köyde, ancak 50 kişi kaldı. Diğerleri başka köylere, kentlere göç etti. Kaçkar Dağları’nın karlı zirvelerinin manzarasında, kimseler tekne turu yapmayı akıl edememiş. Ta ki bu yaza kadar… Şakir Ataman, “Neden olmasın” diye düşündü. Artık yalıya dönüşen evinin önüne bağladığı teknesiyle ilk turist gruplarını gezdirmeye daha yeni başladı. Zaten evini de pansiyona çevirdi. Şimdiye kadar ancak 40 gezgin bu güzellikleri gördü.
Bereketli topraklar üzerinde
Çavuşlu Köyü’nün eski ismi Katophiya. Tarım, köyün yıllar boyunca başlıca geçim kaynağı olmuş. Toprak bereketli mi bereketli. Çay, fındık, mısır, her tür meyve ve sebze; yani ne ekseniz çıkıyor türden. Bu yüzden özel işletmeye ait bir çay fabrikası kurulmuş köyde. Şimdi bacası görünen… İlkokul, sağlık ocağı, cami, her kurumun lojmanları, evler, iki bakkal, kahve ve marangoz atölyesiyle hayat kendine yeter çizgide akmış gitmiş. Haftada bir gelen nayloncular, balıkçılar, elbiseciler, veresiye defterleri, çok çalışan köylüler…
Yapılan projeyle, köyün merkez mahallesinin sular altında kalacağı kesinleşmiş. Evlerini kaybedecek olanlara yeni araziler, evler tahsis edilmiş. Düzeni zaten değişecek ailelerin bir kısmı hepten köyü terk etmiş.
İşini kaybedenler başka diyarlara yelken açmışlar. Tekne turlarına başlayan Şahin Ataman “Dört kardeşiz” diye anlatmaya başlıyor; “Üç kardeşim gitti, her biri başka şehirde. Hepimizin hayatları burada kurulmuştu ama bir tek ben kaldım. Burası benim dünyamdi, burayı bırakmayı göze alamadım. Ne yapabileceğimi düşündüm, turistik gezilerin iyi olacağına karar verdim. Grupları gezdirmeye de daha yeni başladım. Evimi de pansiyon olarak düzenledim, ilçe merkezinde bir evim daha var, ben orada yaşıyorum. Hedefim bu koyun turizmini canlandırmak, insanlara buraları gezdirmek”. Şahin’le bir saat dolaştık. Köyünü, eski hayatını, ailesini, kardeşlerini anlattı. Sanki hem geçmişte hem bir cennetin içinde turladık. Ne bir ses vardı ne başka bir tekne. Kaçkar Dağları şahidim olsun, o öğleden sonrayı çok ama çok huzurlu geçirdik.
Nasıl gidilir?
Arabayla gitseniz daha iyi. Yollar umulandan biraz daha uzun sürebiliyor. Borçka merkeze 21 kilometre mesafede. İlçe merkezinden saat başı minibüsler kalkıyor. Sadece Şahin Ataman tekne turu yapıyor, köyde rahatlıkla bulabilirsiniz onu. Önceden aramak isterseniz daha garanti olur. Tel: 0544 653 66 82.