AXA Sigorta, iklim değişikliği nedeniyle yaşanan afetlere karşı parametrik sigortayı geliştirip, pazara sundu. Parametrik sigorta ile özellikle enerji, tarım, inşaat gibi sektörlerde oluşan gelir kaybı karşılıyor. Axa Sigorta CEO’su Yavuz Ölken, iklim değişikliğinin artık kurumlar ve bireyler için önemli hale geldiğini ve hayatı zorlaştırdığını belirterek, yatırım ikliminin değiştiğini, sigortacıların hizmetlerini, hasar sonrası çalışmalarını yeniden yapılandırması gerektiğini söyledi. Yeni sigorta ürünleri çıkartılmasının gerektiğine değinen Ölken, “İklim değişikliği yetersiz su, yetersiz güneş, yetersiz rüzgar demek. Bunun için de dünyada parametrik sigortacılık diye bir kavram başladı. Türkiye’de de parametrik sigorta uygulamasına geçildi ve birçok tesis buna ilgi gösteriyor” dedi.
GELİR KAYBINI KARŞILIYOR
Yavuz Ölken, İngiltere, Almanya, Fransa’da iklim değişikli ve buna bağlı zararları engellemek için parametrik sigorta üzerine fonlar kurulduğunu ve bu konuda da başı Axa Global’in çektiğini ifade ederek, şunları söyledi: “Axa olarak 40 ülkede parametrik sigortada aktifiz. Özellikle tarım ve enerjiden çok fazla talep geliyor. Türkiye’de ise son iki yıldır bu ürün konuşuluyor. İklim değişikliğinden tarım, inşaat, enerji sektörlerinin etkileneceği kesin. Henüz istenen seviyede kullanım yok ama iklim değişikliği konusunda bilinç arttıkça parametrik sigortaya talep de artacak.”
Türkiye’de özellikle enerji, inşaat ve yiyecek-içecek sektörlerinden parametrik sigortaya talep geldiğine de dikkat çeken Ölken, “Şuana kadar 10’unun üzerinde tesisi parametrik sigorta ile sigortaladık. Bir-iki senede pazardaki parametrik teminat oranının 20 milyon TL’ye ulaşmasını bekliyoruz. Hava koşullarında beklenen değişimlerin yanı sıra tazminat ödemede fiziksel hasar şartı bulunmaması ve ekspertiz süreçlerinin ortadan kalkması sebebiyle Türkiye pazarında da sigortalanma oranı artacaktır” şeklinde konuştu.
KARTLAR YENİDEN DAĞILIYOR
İklim değişikliğinin önemine de dikkat çeken Yavuz Ölken, kartların yeniden dağıtıldığını belirterek, şunları söyledi: “Sigortacılar için Mayıs’ın 15 ile Eylül’ün 15’i arası afet dönemi. Bu dönemlerde, geçmiş 20 yılda görmediğimiz olayları yaşıyoruz. Hortum oluyor, seller yaşanıyor, fırtınalar çıkıyor, ani yağışlar bastırıyor. Bunlar devam edecek. Türkiye’de düne kadar sigortacıların doğal afetler nedeniyle ödediği hasarlar, toplam hasarın yüzde 8-10’ydu. Şimdi ise bu oran yüzde 15’lere çıktı. Artık İstanbul’u bile küçük bölgelere ayırıyoruz. İki sene önce dolu afeti yaşandı, sigortalı bina ve araçlar için 2 milyar lira ödedik. Ekonomiye zararı ise 5 milyar lirayı buldu. Bu yüzden kartlar yeniden dağıtılıyor diyorum. Sigortacılar olarak bizler tüm sektörlerde, tüm doğal afetlere karşı teminat verebilecek durumdayız. Ama bizim iki sorunumuz var. Birincisi, sigortalanma oranı düşük. Afet olduğunda zararın yüzde 50’si kişilerin üzerinde, yüzde 50’si de devletin üzerinde kalıyor. İkincisi ise sigortacılar olarak bizim artık büyük hasar tahmini yapmamız lazım. Bir hasarda ciddi rakamlar oluşuyor, modellemelerimizi yeni koşullara göre revize etmeliyiz.”
PARAMETRİK SİGORTA NEDİR?
Yavuz Ölken, parametrik sigortanın temelinde hava ve iklim verileri olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi: “Güneş ışığı, rüzgar, yağmur gibi endeksler var. Bu endeksleri sigortalının ciro kaybı ile ilişkilendirip, buna göre sigorta teminatı veriyoruz. Örneğin, Anadolu’da güneş enerjisi santraliniz var diyelim ve buna parametrik sigorta koruması alarak, güneş ışığının az olması durumunda oluşacak gelir kaybını sigortalatmak istiyorsunuz. Biz, bir yıllık güneş ışığı endeksini ölçüyoruz ve eşik noktalarını seçiyoruz. Diyelim ki, enerji santraline 3 milyon dolarlık sigorta teminatı verdik. Sigortalının, güneş ışığı ortalaması yüzde 30’nin altına indiğinde, hasarın bir milyar lirasını ödüyoruz. Eğer yüzde 50’nin altına düşerse 3 milyar liralık zararın tamamını ödüyoruz.”