Projeyi geçen sene duyuran Som Dona Hotel’in Genel Müdürü Joan Enric Capella, “Kadın kitleye odaklanan ve gittikçe artan bir trend” olarak piyasada bir boşluk gördüklerini anlatıyor. Capella, sadece yetişkin, eşcinsel ve hatta vegan kişileri kabul eden otellerin hali hazırda piyasada oldukça uzmanlaştığını fakat sadece kadınlara hizmet veren hiçbir yerin olmadığını belirtiyor. Otel zinciri kapsamında müşterilere yapılan anketlerde ‘sadece kadın’ oteli fikrinin beğenildiği keşfedilmiş ve bu doğrultuda yola çıkılmış.
Haziran ayında kapılarını misafirlerine açan Som Dona, ilerleyen aylarda; yaşam merkezi, fitness, sağlık ve detoks gibi paketler de sunacak. Tüm bunların yanı sıra yalnız gezen kadınların sosyalleşmesi ve Mallorca’nın kültürel olanaklarını keşfetmelerine yardımcı olacak paketler de ilave olarak müşterilerin isteği doğrultusunda hazırlanacak. Otelde, bir dizi bütünsel tedavi sunan spa, restoran ve sağlıklı yaşam merkezi hali hazırda bulunuyor.
Otelin Genel Müdürü Capella, otelin çoğu çalışanının kadın olacağını da sözlerine ekliyor ve şöyle devam ediyor: “İspanya’nın eşitlik kanunlarına uygun olarak, çoğu çalışanımızın kadın olmasını istiyoruz. Hedeflerimizden biri de geleneksel olarak erkeklere özgü işler yapan kadınların belli bir görünürlük kazanmasıdır.”
Kadınlara özel konfor, dinlenme, sağlıklı yaşam, sanat ve Akdeniz mutfağı sunan Som Dona Hotel’in fiyatları, gecelik 100 Euro gibi bir fiyattan başlıyor. Otelin konumu, muhteşem Drach Mağaraları’na, kumlu ve kayalık plajlara yaklaşık iki dakikalık bir mesafede bulunuyor. Plajların arasında ise Porto Cristo, Cala Petita ve Cala Murta gibi güzel plajlar da yer alıyor.
Som otellerinin felsefesi ise genel olarak neden kadınlara özel bir otel açtıklarını açıkça anlatıyor: “Her şeye farklı bir bakış açısı ile bakılabileceğine inanıyoruz. Bu yüzden Katalanca’da ‘biz’ anlamına gelen ‘som’ kelimesini, ticari ismimiz olarak kökenlere ve başlangıçlara atıfta bulunan bir kelime olarak seçtik. Hem turizm hem de hizmet sektöründeki tüm faaliyetlerimizi besleyen bir felsefedir bu…”