Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, AA muhabirine yaptıkları yazılı açıklamada, Keşmir’deki gelişmelerin bölgedeki istikrarsızlığı arttırdığına dikkati çekerek, Hindistan’ın Keşmir’de attığı adımlardan endişe duydukları bildirildi.
Bölge halkına yönelik devam eden baskı ve tutuklamalardan oldukça endişe duyulduğunu vurgulayan yetkililer, şunları kaydetti:
“İnsan haklarına bağlı kalmak, yasal prosedürlere uymak ve bu durumdan etkilenenler ile diyalog başlatılması konusunda çağrıda bulunuyoruz. Hindistan Başbakanı (Narendra) Modi’nin, Cammu ve Keşmir’in kısa bir süre içinde normale döneceği şeklindeki açıklamasından memnuniyet duyuyoruz.
Hindistan ile Pakistan arasında Keşmir ve diğer endişe verici konulara ilişkin doğrudan diyalog kurulmasını destekliyoruz.”
KEŞMİR’DE NE OLUYOR?
Hindistan, anayasanın yarım asırdan uzun süredir Cammu Keşmir’e ayrıcalık tanıyan 370’inci maddesini 5 Ağustos’ta iptal ederek bölgenin özel statülü yapısını ortadan kaldırmış ve Cammu Keşmir’i iki birlik toprağına ayırmıştı.
İngiltere’den bağımsızlığın kazanıldığı 1947’den bu yana Cammu Keşmir, kendi yasalarını çıkarabilen ayrıcalıklı bir konumdaydı. Bu özel statü, yabancıların bölgeye yerleşmesine ve mülk edinmesine izin vermeyen vatandaşlık yasasını da içeriyordu.
Seçim kampanyası döneminde yaptığı konuşmalarda Cammu Keşmir’in özel statüsünün kaldırılacağına dair söz veren Hindistan Başbakanı Narendra Modi liderliğindeki milliyetçi Hindistan Halk Partisi hükümeti, bağımsızlık sonrası bölgeye tanınan otonom yapıyı verdiği kararla ortadan kaldırarak Cammu Keşmir’in ayrıcalıklı konumuna son vermişti.
Bu karardan beri bölgeye çok sayıda asker yığan Hindistan, bölgeden çıkan haberlere göre keyfi tutuklama, yaralama ve kaçırma gibi insan hakları ihlalleri yapmaya başladı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 1948’den itibaren aldığı kararlarda Keşmir’in askerden arındırılması ve geleceğinin halkoyuyla belirlenmesi gerektiği belirtiliyor.
Hindistan, halk oylamasına sıcak bakmazken Pakistan ise BMGK kararlarının uygulanmasını istiyor.