Hacettepe Üniversitesi tarafından hazırlanan rapora göre, savaş bölgesini terk ederek Türkiye'ye gelen göçmenler için, sosyal medyada yer alan ve dezenformasyon barındıran haberlerin aksine şartlar mükemmel değil. Rapora göre, her 37 çocuktan biri, 5 yaşına ayak basmadan hayatını kaybediyor. Ölümlerin yüzde 81’i ise doğumdan sonraki ilk yılda meydana geliyor.
Hacettepe Üniversitesi tarafından hazırlanan “Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması Suriyeli Göçmen Örneklemi Raporu”, savaşın acı yüzünü gözler önüne serdi.
'Çocuk yaşta ve zorla evliliğe sık rastlanıyor…'
Independent Türkçe'den Şeyma Paşayiğit'in haberine göre, UNFPA Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Program Koordinatörü Dr. Gökhan Yıldırımkaya, doğum aralıklarının sık, çocuk yaşta ve zorla evliliklerin yaygın olduğunu belirterek, sunulan hizmetlerin Suriyeli göçmen kadınlar tarafından bilinir ve görünür olması gerektiğini söyledi.
Üniversitenin hazırladığı rapordan öne çıkan başlıklar şöyle
- Çocukların yüzde 79’u resmi
5 yaşından küçük Suriyeli çocukların yüzde 79’u resmi kayıtlı. Suriyeli kadınların yüzde 44’ü 30 yaşından küçük. Suriyeli göçmen kadınların yüzde 78’i evli, yüzde 17’si hiç evlenmedi, yüzde 2’si boşandı veya ayrıldı ve yüzde 3’ünün eşi öldü.
- Yüzde 40 okulsuz kaldı
6 yaş ve üstü Suriyeli hane halkı nüfusunun eğitim düzeyine göre dağılımına bakıldığında; 6 yaş ve üstü kadınların yüzde 40’ı hiç okula gitmedi veya ilkokulu tamamlamadı. Kadınların yüzde 37’si ise ilkokul mezunu veya ortaokulu tamamlamadı. Ortaokulu tamamlayan kadınların oranı yüzde 13 iken, kadınların yüzde 9’u lise ve üzeri seviyede eğitim aldı. Suriyeli kadınlar arasında ortanca tamamlanmış eğitim süresi 4,5 yıl.
Göçmen kadınların yüzde 82’si hiç çalışmadı.
- Yüzde 91 geçici koruma ile sigortalı
Suriyeli göçmen kadınların yüzde 7’si herhangi bir sağlık sigortası kapsamında değil, yüzde 91 gibi büyük çoğunluğu ise geçici koruma altında sağlık sigortası kapsamında.
Akraba evliliği oranı yüzde 46…
Akraba evliliği, Türkiye’deki Suriyeli göçmenler arasında oldukça yaygın. Şu anki eşlerine yönelik yanıt veren evli kadınlar ile son eşleriyle evlilikleri hakkında bilgi veren kadınlar ve boşanmış, eşi ölmüş veya birden çok kez evlenen kadınların toplamda yüzde 46’sı eşleri ile akraba olduklarını beyan etti. Öte yandan evliliklerin yüzde 28’i birinci derece kuzen evlilikleri.
- Her 37 göçmen çocuktan 1’i ölüyor
Her 37 Suriyeli göçmen çocuktan 1’i beşinci yaş gününe ulaşmadan ölüyor. Ölümlerin yüzde 81’i yaşamın ilk yılında, yaşamın ilk yılında meydana gelen ölümlerin yüzde 44’ü yaşamın ilk ayında gerçekleşiyor. Doğum aralığı 24 aydan daha az ve annenin yaşının 18’den küçük olduğu doğumlarda ölümlülük riski en fazla.
Yüzde 27’si en az bir kez düşük yaptı: Evlenmiş Suriyeli göçmen kadınların yüzde 27’si en az bir kez kendiliğinden düşük yaptı. Araştırma tarihinden önceki 5 yılda ölümlerin yüzde 15’i bu şekilde sonuçlandı. Kadınların yüzde 3’ü en az 1 ölü doğum yaptı. Her 100 gebelikten 1’i ölü doğumla sonuçlandı. Göçmen kadınların yüzde 5’i de en az 1 kez isteyerek düşük yaptı.
“Gebelik aralığının iki yıldan az olması riskli.”
Independent Türkçe’ye değerlendirme yapan UNFPA (United Nations Population Fund-Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu) Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Program Koordinatörü Dr. Gökhan Yıldırımkaya, Suriyeli göçmen kadınlarda 18 yaş altı evliliklerin ve doğurganlıkların çok yüksek olduğuna dikkat çekti.
Gebelik aralığının iki yıldan az olmasının anne çocuk sağlığını riske attığını belirten Yıldırımkaya, “Planladığı çocuk sayısı ve toplam doğurganlık hızı farklılığına ‘karşılanmamış aile planlaması ihtiyacı’ diye bir terim kullanıyoruz ve o çok yüksek. Diğer önemli nokta ise yine istenmeyen gebeliği önlemek için modern yöntem kullanımı oranı düşük” dedi.
Yıldırımkaya, Suriyeli göçmen bebek ölüm oranlarının nedenleri hakkında şu bilgileri verdi
“Sağlık davranışı Türkiye’ye geldiğinde değişmiyor. Sağlık farkındalığı ve sağlık arama davranışı düşük. Göç olduğundan dolayı sosyokültürel nedenlerle birlikte bilgiye erişimde kısıtlılık görülebiliyor.
Ataerkil yapıdan dolayı kadının statüsü farklı. Özellikle çocuk yaşta ve zorla evliliklere hem göz yumma hem de toplumda yaygınlık var. Doğum aralıkları sık. Emzirmenin istenmeyen gebelikleri önleyeceği konusunda yaygın bir inanış var.
Fakat beslenme ve çocuğun emme davranışı düzenli olmayınca doğum sonrası dönemde çok riskli şekilde tekrar gebe kalıyor. Bu da çocuğu tehlikeye atıyor çünkü çocuk emzirilmemiş oluyor.
Üstüne annenin ikinci bir gebeliği, anne sütünden uzaklaştırıyor. Yerine koyduğu gıdalar, yoksunluk ve yoksulluktan dolayı çok nitelikli olmuyor.”