ABD’nin geçen yıl yaptırımları geri getirmesinin ardından krizden bir türlü çıkamayan İran otomotiv sektörü, uzmanlara göre “koma” halinde.
ABD’nin uyguladığı yaptırımlar, büyük otomotiv şirketlerinin ambargolara uyarak ülkeden çekilmesi, İran’da otomobil ithalatının yasaklanması ve doların yükselmesi İran otomotiv sektörünün krizle karşı karşıya kalmasına neden oldu.
Tahran’ın en merkezi caddelerinden Veli Asrın üzerinde kapanan galeriler dikkati çekiyor. Başkentte faaliyet gösteren diğer oto galerilerinin önünde de hareketsizlik ve durgunluk göze çarpıyor. Sıfır ve ikinci el araba satan pazarlar da son yılların en hareketsiz günlerini yaşıyor. Fiyatların yükselmesi ve halkın alım gücünün de düşmesi nedeniyle alım-satım eskisi kadar gerçekleşmiyor.
OTOMOTİV DEVLERİ İRAN’DAN ÇEKİLDİ
İran’ın önde gelen ekonomi gazetelerinden İktisat Dünyası’nın haberine göre ABD yaptırımlarına uyan Hyundai, Renault, Peugeot, Citroen, Mazda, Lifan, Great Wall, MG, Brilliance, BYD ve Volvo’nun da aralarında olduğu birçok otomotiv şirketi, İran’daki yatırımlarını durdurarak ülkeden çekildi. Diğer yandan İran hükümeti de otomotiv başta olmak üzere birçok ürüne ithalat yasağı getirdi.
İran Khodro Genel Müdürü Haşim Yekezare’nin yanı sıra Saipa’nın da üst düzey yöneticileri ve Meclis Maden ve Sanayi Komisyonu üyeleri Feridun Ahmedi ile Muhammed Azizi geçen haftalarda otomobil satışlarında yolsuzluk ve usulsüzlük yaptıkları gerekçesiyle tutuklandı. Milletvekilleri Ahmedi ve Azizi daha sonra kefaletle serbest bırakıldı.
Bu gelişmeler sektörün içinde bulunduğu krizi daha da derinleştirdi.
OTOMOTİV ÜRETİMİ GEÇEN YILA GÖRE YÜZDE 81 DÜŞTÜ
İran takvimine göre yıl başından bu yana 4 ay içinde ülkede 9 bin 85 araç üretildi. Bu, geçen yıla göre yüzde 81 düşüş anlamına geliyor.
ABD’nin sektöre getirdiği yaptırımların yanı sıra İran’ın uyguladığı ithalat yasaklarının da bu krizde önemli rol oynadığı belirtiliyor.
“İRAN’IN OTOMOTİV SEKTÖRÜ KOMA HALİNDEDİR”
Ülkenin içinde bulunduğu şartları “koma” olarak nitelendiren İran’ın önde gelen otomotivcilerinden Hüsrevani Otomotiv Genel Müdürü Ali Hüsrevani, sektörde yaşanan gelişmeleri AA muhabirine değerlendirdi.
Devlete bağlı otomotiv şirketlerinden sonra özel sektörde en fazla araç satma rekoruna sahip Hüsrevani, ABD yaptırımlarından sonra birçok pazar gibi İran’daki otomotiv sektörünün de büyük bir krize girdiğini belirterek, “İran’ın otomotiv sektörü koma halindedir. Ne satacak ürün var ne de alıcı. Piyasadaki araçlar kalitesiz ve pahalı.” dedi.
Yaklaşık 2 yıldır İran’a araç ithalatı yapılmadığını ve tüm ürünler gibi araba fiyatının da arz ve talebe göre şekillendiğini aktaran Hüsrevani, arz olmayınca fiyatların yukarı tırmandığını ifade etti.
Hüsrevani, “Ülke yaptırıma maruz kaldı, riyal düştü, dolar yükseldi ve ithalat yasakları getirildi. Bütün bunlar sermaye sahiplerinin ellerindeki parayla araç piyasasına hücum etmesine neden oldu. Araç fiyatlarının yüksek olması pazar endeksini ve enflasyonu da çok etkiliyor. Çünkü arabanın pahalı olması psikolojik bir yük oluşturuyor.” diye konuştu.
“İRANLILAR MALINI MÜLKÜNÜ SATIP TÜRKİYE’DEN EV ALIYOR YA DA KANADA’YA GÖÇ EDİYOR”
Devlet şirketlerini sosyal medyanın gücünü “kendi çıkarları doğrultusunda kullanmakla” suçlayan Hüsrevani, bu kurumlardaki kişilerin otomobil satan birçok siteye bilgi verdiğini ve piyasadaki fiyatları yukarı çıkararak ucuz satanları tehdit ettiklerini ileri sürdü.
İran’da otomobil fiyatlarının kontrolden çıktığını kaydeden Hüsrevani, “İran’da konut ve araba o kadar pahalılandı ki halk, bunları satarak ülke dışında çok iyi bir yaşam sürdürebileceğini fark ediyor. O nedenle İranlılar, malını mülkünü satıp Türkiye’den ev satın alıyor ya da Kanada gibi ülkelere göç ediyor.” ifadelerini kullandı.
“REKABET ORTAMININ OLMAMASI KALİTELİ OTOMOBİL ÜRETİLMESİNİ İMKANSIZ HALE GETİRDİ”
Hüsrevani, yaptırımların geri gelmesinden sonra ülkede üretim diye bir şeyin olmadığını anladıklarını ve İran’da ucuz ve kalitesiz olarak bilinen Pride model otomobili bile yapamadıkları gerçeğinin ortaya çıktığını savundu.
“Devlet, devrimin başından itibaren yersiz himayelerle ve otomotivi kendine bağlayarak bu sektörün bağımsızlaşmasını önledi.” görüşünü dile getiren Hüsrevani, şöyle devam etti:
“Rekabet ortamının olmaması kaliteli otomobil üretilmesini imkansız hale getirdi. Bu koşullarda ithalat yasağı da kaldırılırsa, kaliteli üretim olmadığı için yerli otomotiv sektörü iflas edecektir. Bunları dile getirdiğimizde, üretim ve işçi karşıtı damgası yapıştırıyorlar. Bugünkü şartlarda işçinin daha iyi bir yaşam standardı ve geliri mi var?”
Otomotiv ithalatının yaptırımla alakası olmadığını ve geçmiş yaptırımlarda çok rahat bir şekilde otomotiv ithalatı yaptıklarını kaydeden Hüsrevani, İranlı iş adamlarının, yaptırım şartlarında iş yapmayı öğrendiklerine dikkati çekti.
“BİZİM SORUNUMUZ DAHİLİDİR, HARİCİ DEĞİL”
İranlı iş adamı, “Bizim içinde bulunduğumuz problem kendi kendimize uyguladığımız yaptırımdır. Bizim sorunumuz dahilidir, harici değil. İş adamlarının sermayesi İran dışında. Ülkeye mal getiremedikleri taktirde sermayelerini nasıl buraya çeksinler? Sermayeyi geri getirmenin bir yolu da muhtelif cazibe imkanları oluşturmaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
İran’da otomobil pazarını canlandırmanın tek yolunun ithalatı serbest hale getirmek olduğunu ifade eden Hüsrevani, şartlar bu şekilde devam ederse otomotiv sektöründe daha fazla işsizlik sorunuyla karşı karşıya kalacakları uyarısında bulunarak, sözlerini şöyle noktaladı:
“Sadece ben, 300 kişi için istihdam alanı oluşturdum. Eğer iş yapamazsam bu sayı günden güne azalacaktır. Devletin ithalatı serbest bırakması en doğru olandır. Tarifeleri düşürmeli ve ikinci el araçların da yurda girişine izin vermelidir.”