Kanal İstanbul projesi ile ilgili, Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunda, güzergahtaki tarihi eserlerin akibeti ile ilgili olarak 'proje sahası içerisinde kalan ve inşaat faaliyetleri ile yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunan tarihi köprü, tarihi yol, korugan, tabya gibi yapıları Hasankeyf’te olduğu gibi koruma, bir başka yere taşıma' önerisi yer aldı.
ÇED raporu önerisi: 'Başka yere taşıma ve orada sergileme'
'Güzergahta 25 tescilli kültür varlığı var'
Arkeologlar Derneği İstanbul Şube Başkanı Yiğit Ozar, raporda yer alan ifadeleri şöyle değerlendirdi:
'Orman ve tarım alanları yok olur'
Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Meryem Kayan, konuyla ilgili açıklamasında proje sonucu Sazlıdere Barajı ve Terkos Gölü’nün etkilenmesiyle birlikte ÇED raporunda da ifade edildiği üzere yılda 32.7 milyon metreküp su kaybedileceğini belirtti. Kayan, açıklamasını şöyle sürdürdü:
'Proje, batan inşaat ağalarına yeni bir rant sahası oluşturma hedefi taşımaktadır'
Kuzey Ormanları Savunması'ndan Ayşe Yıkıcı ise, projeyi şu sözlerle değerlendirdi:
Yarımburgaz Mahallesi sakinleri Kanal İstanbul'u istemiyor
73 yaşındaki Sabahattin Altay 1959’dan beri bu mahallede yaşadığını vurgulayarak “Kanal İstanbul’u istemiyorum. Mahallem için bu proje tehlikeli çünkü beni bırakmayacaklar ki burada. Birçok yerde bunlar yaşandı. Rant almış, yürümüş kızım. Bunun ilerisi var mı” diye sordu.
Yarımburgaz Mahallesi Birlik ve Dayanışma Derneği Başkanı 75 yaşındaki Nurettin Yılmaz da projeden sonra arazi fiyatları soranların arttığını belirterek “Biz de mahallemizin bekçisiyiz. Mahallemiz bir adım ileri gitsin istiyoruz. En büyük sıkıntımız imar” ifadelerini kullandı.