Bu hafta dikkati çeken yeni bir haber ABD’nin önde gelen sağlık kuruluşlarından olan Mayo Clinic’ten geldi. Dijital sağlık alanında Google ile iş birliği yaptığını açıklayan Mayo Clinic, Google ile iş birliği yaparak, dijital teşhis yöntemleriyle sanal tedavi geliştirmeyi, tıbbi araştırma gücünü artırmayı, tedavi ve hastalıkların klinik sonuçlarını iyileştirmeyi sağlayacak yeni makine öğrenimi modellerini hayata geçirmeyi hedefliyor.
Öte yandan teknoloji lideri bazı küresel şirketlerin de sağlık sigorta şirketleri ve sağlık kurumları ile yaptığı yeni ortaklıklar dikkat çekiyor. Geçtiğimiz günlerde Alman Özel Sağlık Sigortası Birliği (PKV) 100 milyon Euro’luk yeni bir girişim sermayesi fonu başlatacağını duyurdu. Genel koşul olarak, derneğe katılan özel sağlık sigortası şirketleri, Almanya’da tıbbi bakımın kalitesini dijitalleştirmeye yönelik çalışmaları için bu fondan yararlanabilecek.
Teknoloji şirketleri dijital sağlık alanında ön planda
Dijital sağlık, sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesine, kişiselleştirilmesine, artan nüfusa daha iyi hizmet götürebilmesine, AR-GE faaliyetlerinin artmasına, eğitim kalitesinin yükseltilmesine yardımcı olmak için teknolojiden faydalanmak olarak tanımlanabilir. Teknolojinin sunduğu hemen hemen her imkândan faydalanan sağlık sektörü için dijital sağlık geleceğin çözümü olarak görülüyor.
Dijital sağlık alanında AI, makine öğrenimi, AR (Artırılmış Gerçeklik, VR (Sanal Gerçeklik), MR (Karma Gerçeklik), ses teknolojisi, IoT (Nesnelerin İnterneti), Cloud (Bulut) Blockchain (Blok zinciri), mobil sağlık ve giyilebilir teknolojiler dahil her gelişmeden faydalanılıyor.
Sektörde de yine büyük teknoloji şirketlerini ön planda görmek mümkün. Bir yandan günlük kullanıma yönelik mobil ve dijital çözümler üretilirken diğer yandan yapay zekâ ile teşhis ve tedavide daha etkili sonuçlar için çalışmalar yapılıyor.
Tüm bu verilerin dijital ortamlara aktarılmasıyla birlikte Big Data (Büyük veri) ve veri analitiği sektöründe de talep artıyor. Yeni bir rapora göre küresel öngörücü sağlık analizi piyasasının 2025 yılına kadar yaklaşık 8 milyar ABD Doları’na ulaşması bekleniyor.
Yatırımlar sonucunda bireylerin hastalık risklerini önceden ve doğru olarak öngörmek, yaşanan sağlık sorunlarına anında müdahale edebilmek, doğru sağlık bilgisi ve hizmete ulaşımı kolaylaştırmak, hekim yoğunluğunu azaltmak, tedavi ve ilaç kullanımını kişiselleştirmek gibi faydaların sağlanması amaçlanıyor.
Dijital sağlık hayatımıza neler getirecek?
Özetlemek gerekirse; yapay zekâ, doğumdan itibaren tutulan veriler (genetik, yaşam koşulları vb. dahil) sayesinde olası sağlık risklerini öngörebilecek ve hekim o yönde bireye özel sağlık önerileri getirebilecek. Bu veriler gerek beyan gerekse kullanılan IoT cihazlar hatta internette yapılan davranışların takibi ile sisteme ulaşabilecek. Olası risk önlenemeyip hasta olunduğunda, teşhis kolay ve çabuk hatta çoğu zaman ev ortamında yapılabilecek. Aynı zamanda teşhisin doğruluk payı da yükselebilecek. Tedavi olanakları genişleyecek. İlaçlar bireye özel üretilebileceği gibi uygulaması da daha kişiselleşmiş olabilecek. Kullanılan akıllı cihazlar ile sağlık personeli hastanın durumunu eş zamanlı takip edebilecek. Böylelikle önceden ya da anında müdahale söz konusu olabilecek. Hekimler gerek eğitim gerekse çalışma ortamlarında daha hızlı ve doğru bilgiye ulaşabileceğinden tıp alanındaki ilerlemenin de hız kazanması öngörülüyor.
Tüm bunlar yavaş yavaş hayatımıza girmeye başlasa da bazı ileri uygulamalar için henüz hukuki ve etik şartlar tam olarak oluşmadı. Zaman içerinde bu konuların da çözümlenmesi ise sistemin genel kullanımının artması, insanoğlu için daha uzun ve sağlıklı yaşamın kapılarını açabilir.
Serap TORUN
twitter.com/seraptorun73