‘Atların Annesi’ eski Adalar Noteri Berran Altuntecim, üç yıl boyunca tanık olduğu atlara zulmü anlattı. “Faytoncu atın yarasını diker, üstüne pudra şekeri döküp, atla aynı renk ayakkabı boyasıyla boyar” diyen Altuntecim, çoğu tayın da denize atıldığını ya da canlı olarak köpeklere verildiğini aktardı.
Ankara Barosu’na kayıtlı olarak 22 yıl avukatlık yapan Berran Altuntecim,5 yıl önce Rize’de noter olarak görev yapmaya başladı. İkizdere’de hayvanların bakımı konusunda birçok projeye imza atan ve kamuoyu oluşturan Altuntecim, 2016 yılında İstanbul Adalar’a tayin oldu. Adalar Noteri olarak görev yapan Altuntecim, faytonlarda kötü şartlarda çalıştırılan atlar konusunda çalışmalar yaptı.
“1600 at var bir tane bile veteriner yok”
Yıllar içinde birçok atın bakımsızlıktan ve kötü koşullar nedeniyle öldüğünü gören Altuntecim tanık olduğu olayları Hürriyet gazetesine anlattı. Adada yaşadığı süre boyunca bir çok olaya tanık olduğunu söyleyen Altuntecim şöyle konuştu:
“Çoğu tay adanın arkasındaki uçurumdan atılır”
Atların yaralarını faytoncuların diktiğini söyleyen Altuntecim dayak yediği için kör olan bir atı kurtaramadıklarını şöyle aktardı:
“Parçalanan atlardan biri Pendik, diğeri adanın arka tarafında karaya vurdu”
Adalara at sokulmasının yasak olmasına rağmen kaçak yollarla adaya at sokulduğunu ve bu sırada hayvanların hayatlarını kaybettiğini söyleyen Altuntecim, “Atların bileklerine çok koşturulmaktan kan birikir. Bunları faytoncular enjektörle kendileri çekerler. Yıllardır at karantinası olması, yani güya adaya at giriş ve çıkışlarının yasak olmasına rağmen her sezon adaya motorlarla kaçak at getirilip gece yarısı boyunlarına bağlanan iple suya atılırlar. Daha sonra o atlar adaya çekilirken bir kısmı teknenin motoruna bacaklarını kaptırarak can verirler. En son 6 ay önce parçalanan atlardan biri Pendik, diğeri adanın arka tarafında karaya vurdu. Bu görüntülere dayanmak mümkün değil” dedi.
“Kalıcı çözüm olan fayton taşımacılığına son vermektir”
Adalarda yaşanan sorunların ortadan kalmasının tek çözümünün fayton taşımacılığının kalkması olduğunu söyleyen Altuntecim şöyle devam etti:
“Gördüğüm manzaraya dayanamıyordum”
3 yıl görev yaptığı Büyükada’dan tayin isteyerek ayrılan ayrılış nedenini ise şu sözlerle anlattı:
“Yüzlerce örnek verebilirim. Yaşadıklarım ve gördüklerimden sonra, herkesin ismini andığında gözlerinin parladığı Büyükada’dan ayrılmak için tayin istedim. Zira evden çıktığımda gördüğüm manzaraya dayanamıyordum. Atların yüzlerine bakmamaya çalışıyordum. Sanki o gözler bana hep ‘Neden bir şeyler yapıp bu zulmü durdurmuyorsun’ diyordu. Bu bir kâbustu.”