Türkiye'de adalete güven son yıllarda giderek azaldı. Gallup araştırma şirketinin 2013'te yaptığı ankete göre şehirlerde yaşayan insanların yargıya güven oranı yüzde 66 idi. Geçen Temmuz ayında ise Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay bu oranın yüzde 38 olduğunu belirtti.
Hak ve adalet arama talebinde ise sosyal medyada geniş bir yer tutmaya başladı. Özellikle şiddet olaylarının üzerine, sosyal medyada gösterilen tepkilerle gidildi ve gündemden düşürülmesi engellendi.
Son dönemlerde hangi olaylarda sosyal medyanın etkisi görüldü? Yargılanma sürecinde bu adalet arayışının nasıl katkısı oldu? Detaylara birlikte bakalım.
#ŞuleÇetİçinAdalet
Şule Çet Davası en güçlü örneklerden biri. Çet, Mayıs 2018’de bir plazanın 20’inci katından atılarak hayatını kaybetti. Ölüm sebebi kayıtlara “intihar” olarak geçecekken, sosyal medyada yaratılan kamuoyu üzerine Çet’in patronları tarafından itilerek düştüğü iddiası mahkemeye taşındı.
Şule Çet’in ağabeyinin 13 Temmuz'da açtığı Twitter hesabından yaptığı paylaşımlar olayın duyulmasını sağladı. Daha önce iki kere gözaltına alınıp serbest bırakılan sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand, 14 Temmuz'da olayın sosyal medyada yayılmasından sonra tutuklandı.
Çağatay Aksu müebbet artı 12 yıl, Berk Akand ise 18 yıl 9 ay hapis cezası aldı.
#RabiaNazicinAdalet
11 yaşındaki Rabia Naz Vatan, Nisan 2018’de Giresun'un Eynesil ilçesindeki evinin önünde, yaralı bir halde bulundu. Adli Tıp Kurumu raporuna göre Rabia Naz’ın ölümü “yüksekten düşme sonucu” gerçekleşti. Ancak babası Şaban Vatan kızına bir araba çarptığı ve çarpan kişinin korunmaya çalışıldığını iddia ediyor.
Baba Vatan 2018 yılının Nisan ayından itibaren sosyal medyada olayın detaylarını insanlarla paylaşmaya başladı fakat çok büyük kitlelere ulaşmadı. 24 Şubat 2019’da Twitterı aktif olarak kullanan Metin Cihan’ın konuyla ilgili araştırmalar yapıp, paylaşımlar yapması üzerine milletvekilleri dahil yetkililer olaya müdahil oldu.
Dosyadaki birçok şüpheli durumdan dolayı bu yıl Meclis'te tüm partilerden vekillerin olduğu Çocuk Ölümleri Araştırma Komisyonu kuruldu. Komisyonun açıkladığı bulgular da baba Şaban Vatan’ı destekler nitelikte. Yargı süreci devam ediyor.
Babanın iddiasına göre olayın örtbas edilmeye çalışılmasının sebebi ise kızına çarpanların Giresun Belediye Başkanının ailesine mensup kişiler olması.
#Kazdağınadokunma
Mart 2019’da Kanadalı Alamos Gold firmasına Kaz Dağları‘nda altın arama ruhsatı verildi. Sosyal medya üzerinden bölgede arama faaliyetlerinin başladığına dair paylaşımlar yapıldı. Fakat konu ile ilgili henüz bir görsel yoktu. Temmuz ayında ise Kaz Dağları‘ndaki ağaç katliamının ilk duyurulduğu boyuttan çok daha büyük olduğu paylaşılan drone videoları ile anlaşıldı.
On binlerce yurttaşın sosyal medyada yaptığı çağrılarla Su ve Vicdan Nöbeti adı altında Kaz Dağları'nda nöbete başladılar. Bu nöbetin sonucunda, Ekim ayında ruhsatı biten Kanada firmasının ruhsatı yenilenmedi. Şimdilik maden çalışması durmuş durumda.
#EmineBulut
Türkiye'de 2019’da 430 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Emine Bulut da o kadınlardan biri. Emine Bulut’un Kırıkkale’de çocuğunun yanında öldürüldüğünü gösteren görüntülerin sosyal medya üzerinden yayılması günlerce toplumun her kesiminde infiale yol açtı. Katil zanlısı Fedai Varan olayın ardından yakalandı. Mahkeme ikinci duruşmada zanlıyı müebbet hapis cezasına çarptırdı.
#NadiraKadirovayaNeOldu
Özbek vatandaşı Nadira Kadirova, bakıcı olarak çalıştığı AKP İstanbul milletvekili Şirin Ünal'ın Ankara'daki evinde, Eylül ayında yaşamını yitirdi.
Ankara Emniyet Müdürlüğü, Kadirova’nın ölümünün “silahla gerçekleştirilmiş bir intihar' olduğunu açıkladı. Ancak ardından Kadirova ile birlikte çalışan bir arkadaşının, “taciz iddialarını” dillendirmesi ve yine Kadirova’nın ağabeyinin sosyal medyada yaptığı paylaşımlar, olayın seyrini değiştirdi.
Twitter’da açılan etiketle, vakada farklı iddialar olduğu kamuoyuna yayıldı. Kadirova ailesinin avukatı, genç kadının intihar etmediğini iddia ederken, kimi vekiller konuyu Meclis’e taşıyarak soru önergeleri sunuldu. Dava devam ediyor.
#DipsizGöl
Gümüşhane’de bulunan Dipsiz Göl define aramak için kurutuldu ve dibi kazındı. Üstelik bu kaçak bir kazı da değildi. Gümüşhane Valiliği ile Kültür ve Turizm Müdürlüğünün yasal izni ve İçişleri ile Maliye Bakanlıklarının temsilcilerinin yanı sıra Müze Müdürlüğü ve jandarma ekiplerinin gözetiminde yapılan bir “define” kazısıydı.
Gölün define avı için kurutulduğunun sosyal medyaya yansıması üzerine birçok insan görüntüleri paylaştı ve sorumluların cezalandırılmasını talep etti. Baskılar sonucu Gümüşhane Valiliği ve Kültür ve Turizm Bakanlığı çifte soruşturma başlattı. Define kazısı için olumlu görüş bildiren yetkililer açığa alındı.
Çalışanlara şiddet.
Beşiktaş'ta bir mekanın sahibi o geçerken çalışanlar ayağa kalkmadığı için biri kadın diğeri erkek iki kişiyi ağır şekilde defalarca tokatladı. Nisan ayında meydana gelen olayın faili Şahin Ş. şikayet üzerine gözaltına alındı fakat hakkında hiç bir işlem yapılmadı.
Darp edilenlerden Gaye Akıl olayın savcılığa ve emniyet birimlerine bildirildikten 20 gün geçmesine rağmen herhangi bir işlem yapılmaması üzerine olayın kamera görüntülerini ve detaylarını sosyal medyada #kadınaşiddetehayır ve #adaletistiyorum hashtagleriyle 29 Mayıs'ta paylaştı.
30 Mayıs'ta ise şüpheli yeniden gözaltına alınıp bu sefer haftada bir gün evine en yakın güvenlik merkezine giderek imza vermesini gerektirecek adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakıldı. 2 Haziran 2020'de dava görülmeye başlanacak.
Baklavacı kardeşler.
Pendik'te, içerisinde hamile bir kadının da olduğa araca saldıran ve kamuoyunda 'baklavacı kardeşler' olarak tanınan Hasan ve Hüseyin Sel'in videosu sosyal medyada yayılınca büyük tepki topladı.
Yapılan şikayet üzerine gözaltına alınan kardeşler, kanıtların artık karartılamayacağı ve yetkililerle işbirliği içerisinde oldukları gerekçesiyle yurt dışına çıkış yasağı getirilerek serbest bırakıldı. 20'şer yıl hapis cezası istemiyle yargılanmaları devam ediyor.
Davada Hüseyin Sel şu anda neredeyse iflas noktasına geldiklerini, kendilerine verilen en büyük cezanın sosyal medyada yapılan 'linç' olduğunu belirtti.
Bu olayın yaşanmasının ardından, yerel basında çıkan haberlere göre Seydioğlu markasının sahipleri kardeşler, vatandaşların ürünlerini boykot etmelerinden dolayı bazı şubelerini kapatmak durumunda kaldıkları belirtildi.