Böyle olmamalıydı…
Bildiğiniz gibi İstanbul Üniversitesi yönetimi öğrencilerin indirimli yemek haklarını tek öğünle sınırlamıştı ve bu karara karşı çıkan öğrencilere sert bir şekilde müdahale edilmişti.
Bu yaşananların ardından da kimi, öğrencilerin zor şartlar altında okumaya çalıştıklarını düşünürken kimi de “Açsalar, çalışsınlar.” diyerek öğrencileri eleştirmişti.
Tuzu kuru insanların “çalışsınlar” naraları attıkları tartışmalar sürerken İstanbul Üniversitesi öğrencisi Sibel Ünli'nin yaşamına son verdiğini öğrendik.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Türk Dili ve Edebiyatı bölümü 3. sınıf öğrencisi Sibel Ünli'den haber alamayan ailesi polise başvurmuştu. 4 Ocak günü Samatya Sahili’nde, kayalıkların üzerinde bir çanta gören vatandaşların ihbarı üzerine çantanın Sibel Ünli'ye ait olduğu tespit edildi ve ardından Ünli'nin denizden cansız bedeni çıkarıldı.
Sibel birçok zorluk çekmiş. İstanbul'da okuyan bir kadın öğrenci olarak yoksullukla mücadele etmiş ve yeni yıldan tek dileği de “iş bulmak” olmuş.
O da yemekhane protestolarına destek vermiş. Neden vermesin ki?
Çünkü o da birçok öğrenci gibi zor geçinen, kartında kalan üç kuruşun hesabını yaparak karnını doyurmaya çalışan bir öğrenciydi.
Ah beee…
Sibel sadece yoksullukla mücadele etmemiş. Aynı zamanda görüntüsünden dolayı siber zorbalığa da maruz kalmış.
“Gidecek bir yerim yok, yaşamaya değer bir hayatım da” diyerek aramızdan ayrılan Sibel'in yazdıkları hepimizin içini yaktı…
@erenbaskin
@jojobayagii
@melisalphan
Gencecik bir kadın geçim sıkıntısı ve maruz kaldığı siber zorbalık nedeniyle işte aramızdan böyle ayrıldı. “Duyar kasıyorlar” diyenler şimdi ne düşünüyor acaba merak ediyorum!
Ah keşke senin için bir şeyler yapabilseydik!
