Rogozin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yaptığı “uzaya Türk astronot gönderme” teklifi ve Rusya ile Türkiye arasındaki uzay ve savunma sanayisindeki iş birliği potansiyelini, Türkiye’den ilk kez AA muhabiri aracılığıyla değerlendirdi.
Türkiye’yi “dünyanın çeşitli bölgelerinde çıkarlarını koruyan, Batı’da ve Doğu’da farklı ittifaklarda bulunan, büyük, modern bir ülke” olarak tanımlayan Rogozin, “Dolayısıyla Ankara’nın uzaydaki çıkarlarını fark ettiği bir noktaya gelmemiz şaşırtıcı değil. Bu son derece doğal bir süreç. Şu anda Çin ve Hindistan gibi çok sayıda ülkenin ‘uzay güçleri kulübüne’ katılmak için hızla hareket ettiğini görebiliyoruz.” diye konuştu.
Rusya’nın uzaya insan gönderme konusunda dünya lideri olduğunu vurgulayan Rogozin, “Uluslararası ekipleri, Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) bizim gemilerimiz götürdü ve götürmeye devam ediyor. Şimdi bu istasyonun çalışma alanını genişletmeye hazırlanıyoruz. Gelecek yıllarda ISS’deki Rus ekibin çalışma ve yaşam alanlarını genişletecek yeni modüller göndereceğiz. Bu genişlemenin, aynı zamanda uzay programlarını geliştirmek isteyen lider ülkelerin temsilcileri için de ilave fırsatlar yarattığını düşünüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Çok sayıda Müslüman ülkenin uzaya kozmonot göndermekle ilgilendiğini ifade eden Rogozin, “Akla devamlı şu soru geliyor; ‘Neden hala bir Türk astronot yok?’ Bu nedenle Roscosmos olarak uzaya Türk gönderme teklifimiz son derece doğal. Türk pilotları ve uzmanları Kozmonot Eğitim Merkezi’nde görmek isteriz. Hem astronotun kendisini hem de yardımcılarını hızlıca eğitip önümüzdeki yıllarda ISS’ye gidecek hale getirebiliriz.” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE, UZAY GÜÇLERİ KULÜBÜNÜN ÜYESİ OLUR”
Dmitriy Rogozin, Türkiye’nin uzaya ilgi duymasına büyük saygı duyduklarını dile getirerek, “Türkiye, Rusya’yı bu alanda stratejik ortak olarak tanımlarsa bundan mutluluk duyarız. Türkiye’nin gökmenlerini bekliyoruz.” dedi.
Türkiye’nin uzaya çıkmasının sadece sembolik bir adım olmadığına işaret eden Rogozin, “Bu, Türkiye’yi uzay güçleri kulübünün eşit bir üyesi yaparak fırsatlar yaratacak. Çok fazla emek isteyen bir iş… Rusya, böyle bir karar alınmasından ve Türkiye’den ekibin eğitimi için tesislerini sunmaktan mutlu olacaktır. Cumhurbaşkanı Erdoğan da teklifimize son derece olumlu yaklaştı.” diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılının 2023’te kutlanacağını anımsatan Rogozin, Türk ekibin eğitilip ilk astronotun 2023’te ISS’ye gönderilmesi için yeterli zaman olduğunu, Erdoğan’ın MAKS-2019 ziyaretinin hemen ardından Türk meslektaşlarıyla ilave istişareler yaptıklarını ve tekliflerini teyit ettiklerini, şimdi yanıt beklediklerini ve yanıtın olumlu olacağından emin olduklarını söyledi.
“TÜRKİYE’NİN BASKILARA KARŞI DURUŞU BÜYÜK SAYGI UYANDIRDI”
Roscosmos Başkanı Rogozin, Rusya ve Türkiye arasındaki iş birliğinin son derece hassas alanlara taşındığını belirterek, şunları kaydetti:
“Bunu daha önce hayal etmek çok zordu. Ülkelerimiz arasındaki iş birliği şu anda son derece yüksek düzeyde. S-400 hava savunma sistemlerine ilişkin anlaşma imzalandığında da iş birliğimiz yeni bir seviyeye geçti. Türkiye’ye yönelik baskıların ve Türkiye’nin duruşuyla nasıl değerli bir ülke olduğunu gösterdiğinin farkındayız. Türkiye, tehditlere ve şantajlara rağmen çıkarlarının gereğini yaptı. Bu tüm dünyada saygı uyandırdı. Rus toplumu ve uluslararası ortaklarım, Türklere ve Sayın Erdoğan’a büyük saygı duyuyor.”
Rogozin, S-400’lerin ardından iş birliğinin daha da geliştirilebileceğini ifade ederek, “Örneğin, Rusya en modern savaş uçaklarını Türkiye’ye sevk etmeye hazır. Uçaklarımız, Amerikan muadillerine göre hem daha ucuz hem de daha etkili.” dedi.
Uzayın aynı zamanda bir ülkenin güvenliği anlamına da geldiğini belirten Rogozin, “Bu, sadece sivil bir program değil. Ayrıca, her şeyi görme ve duyma olanağı sağlıyor. Bu, Türkiye için özellikle önemli. Çünkü bulunduğu zorlu çevreden ötürü güvenliğine tehlike oluşturan unsurlar var. Bu nedenle Rusya ile detaylı araştırma ve durumun doğru öngörülerini yapabilen yörüngesel bir uzay aracı takımının geliştirilmesinde iş birliği yapılması Türk meslektaşlarımız için çok yararlı olacaktır.” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE, FÜZE TEKNOLOJİSİNİ GELİŞTİRMEK İSTİYORSA DESTEK VERMEYE HAZIRIZ”
Dmitriy Rogozin, Türkiye’nin kendi füze ve fırlatma ekipmanlarını istemesinin ise son derece doğal olduğunu ifade ederek, “Türkiye’de şartlar pek elverişli değil. Çünkü füze fırlatırken ayrılan parçaları hesaba katmak gerekiyor. Bu parçaların, üsse sahip olan ülkeye düşmesi gerekiyor. Ancak bundan bir çıkış yolu var; Türkiye ve Rusya’nın Baykonur Uzay Üssü’ne yönelik iş birliği yapması…” dedi.
Baykonur’un, Türkiye’nin ve Rusya’nın dost ülkesi Kazakistan’da bulunduğunu hatırlatan Rogozin, bunu Kazak dostlarıyla konuştuklarını söyledi.
Rogozin, “Eğer Türkiye, kendi füze teknolojisini geliştirmek istiyorsa motor ve belirli teknolojilerin transferine destek vermeye hazırız. 3 ülke olarak Baykonur’un emsalsiz altyapısını kullanıp bir proje geliştirebiliriz. Projenin katılımcıları, bu tür fırlatmaları organize eden Türkiye, teknoloji transfer desteği sağlayan Rusya ve bu emsalsiz üssü sağlayan Kazakistan olur. Bence bu iyi bir olasılık.” diye konuştu.
RUSYA’DAN TÜRKİYE’YE TEKNOLOJİ TRANSFERİ
Roscosmos Başkanı Rogozin, Türkiye’ye yönelik teknoloji transferinde ilk sıraya Küresel Uydu Seyir Sistemi’nin (GLONASS) konulabileceğine işaret ederek, “Bildiğiniz gibi, Rusya’nın yüksek doğruluk sağlayan ve sivil alanlarda da kullanılan emsalsiz bir küresel seyir sistemi var. Belirli Türk projelerine motorlar ve kontrol sistemleri de temin edebiliriz. Bu konuda bir rezerv görmüyoruz ve Türkiye, Rusya’nın desteğine güvenebilir.” dedi.
İnsansız hava araçlarının (İHA) havada uzun süre kalması gereken akıllı makineler olduğunu vurgulayan Rogozin, “Ancak sadece havada kalmakla yetinmeyip belirli görevleri yerine getirmesi gerekiyor. Eğer sahanın haritasını iyi bir şekilde anlayamazsanız bu görevler yapılamaz. Bu tür makinelerin geliştirilmesinde yer alan Türk ortaklarımızla kontrol sistemleri geliştirmek için birlikte çalışabiliriz. Füze, uçak ve İHA gibi askeri ekipmanların teknolojisinin uzaydan gelen yetkinlerden türemesi gerekiyor.” diye konuştu.
“ROSCOSMOS, İŞ BİRLİĞİNE HAZIR”
Türkiye’nin terörle mücadelesinin, Rusya’da olduğu gibi oldukça önemli olduğuna işaret eden Rogozin, şöyle konuştu:
“Suriye’deki problemler, komşu ülke olarak Türkiye için Rusya’dan daha yoğun. Teknik uzmanlarımız tüm çözümleri sunmak için hazır. Önemli olan siyasi irade ve Sayın Erdoğan, Moskova ziyaretinde bu iradeyi herkese gösterdi. Türk, Rus milletine ve genel olarak tüm dünyaya… Bu nedenle Rusya için Türkiye’nin dostluğu ve Türkiye için de Rusya’nın dostluğu son derece önemli. Yüzyıllar boyunca bizi birbirimize düşürmeye çalıştılar. Türkiye ve Rusya birlikte olduğu zaman halklarımızın çıkarına çok şeyler başarabiliriz. Bu nedenle Roscosmos, iş birliğine hazır.”
UZAYIN ÖNEMİ VE GELECEĞİ
Dmitriy Rogozin, Rusya için uzayın üç ana istikameti temsil ettiğini belirterek, “Savunma, güvenlik ve stratejik potansiyelimiz… On yıllar boyunca Rusya’da stratejik potansiyel ve füze silahlarının varlığı sadece halkımız için değil, aynı zamanda bir bütün olarak dünya için istikrar ve güvenliğin temeli olmuştur.” dedi.
Uzay ekonomisinin ikinci önemli istikamet olduğunu vurgulayan Rogozin, “Yörüngesel takım yıldızı alanını yüksek bir yaşam kalitesi ve ekonominin büyümesi için kullanmak… Üçüncü istimaket ise bilimdir. Bizi rahatsız eden soruları her zaman cevaplamaya çalışacağız, nereden geldiğimiz, nereye hareket ettiğimiz, evrende yalnız mıyız yoksa gezegenimizin dışında da bir yaşam var mı? Bugün aktif olarak robotik teknolojileri geliştirmemizin sebeplerinden biri de bu… Bir robot asla tümüyle insanın yerini dolduramaz ancak insan hayatına tehlike oluşturan durumlarda güvenilir bir yardımcı olabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
Rogozin, uzaya yönelik kalkınmanın benzersiz teknolojiler yarattığını belirterek, şunları kaydetti:
“Örneğin, basit bir şey düşünün; Venüs, dünyadan 10 kat daha yüksek, devasa bir atmosferik basınca sahip bir gezegen… Venüs üzerinde çalışabilecek bir makine kurabilirsek aynı teknolojiyi dünya okyanuslarının dibinde de kullanabiliriz. Uzay araştırmaları, ülke teknolojilerinin gelişimi için benzersiz bir itici güç haline geldi. Bu yüzden Türkiye’nin bunu yapması önemlidir. Uzay endüstrisinde yaratılan bir iş otomatik olarak diğer endüstrilerde dokuz iş yaratıyor. Bu süreç; bilimi, teknolojiyi ve sanayiyi bir bütün olarak ileriye götürmek için güçlü bir teşviktir. Bir millet, seçilen uluslar kulübünün bir üyesi olduğunu fark ettiğinde, uzay güçlerinden oluşan kısa listede yer aldığında bu onur ve öz saygı duygusu verir. Türkiye’nin kesinlikle bu listede olacağına inanıyorum. Bunun için her şeye sahipsiniz ve eğer biri sizi durdurmaya çalışırsa size yardımcı olacağız.”