Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) Ülke Notları Grubu Direktörü Ed Parker, Türkiye’nin kredi notu açısından güçlü yönlerinin farkında olduklarını belirterek, “Eğer ekonomi uzun süre bu şekilde pozitif yönde ilerlemeye devam ederse, o zaman ilk yapılacak şey not görünümünün durağana döndürülmesi olacaktır” dedi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Parker, Türkiye’nin makroekonomik görünümünün, Türk Lirası’nın aşırı değer kaybettiğini ve cari açığın yaklaşık 60 milyar dolar seviyesine ulaştığı bir yıl öncesine göre daha pozitif olduğunu söyledi. O dönemde cari açığın nasıl finanse edileceğine dair belirsizliklerin mevcut olduğunu ve resesyona girildiğini anımsatan Parker, “Şu an Türkiye’de cari açığın düştüğünü görüyoruz. Türkiye cari açıkta ihtiyaç duyduğu finansmanı sağlayabildi” dedi. Parker, bu durum Türk bankalarının özellikle diğer yabancı ortakları ile derin ilişkisi tarafından da kısmen ortaya konduğunu belirtti. Sendikasyon kredilerinde bunun görüldüğüne dikkati çeken Parker, geçen yıl eylül-ekim aylarında Türk bankalarının maliyeti biraz artmış olsa da ihtiyaç duyduğu finansmana erişebildiğini söyledi.
DENGELENME SÜRECİ
Parker, Türkiye’nin ekonomik olarak dengelenme sürecine girdiğini vurguladı. Şu anda enflasyonun düştüğünü ve büyümenin iyileştiğini ifade eden Parker, Türkiye’nin kredi notu ve not görünümüne ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye’nin kredi notu açısından güçlü yönlerinin farkındayız. Düşük kamu borcu ve dinamik bir ekonomi olması güçlü yanları. Ayrıca Türkiye’nin bu zorlu süreçte yolunu bulabileceğine inanıyoruz. Son veriler de bu görüşümüzü destekler nitelikte. Eğer ekonomi uzun süre bu şekilde pozitif yönde ilerlemeye devam ederse, o zaman ilk yapılacak şey not görünümünün durağana döndürülmesi olacaktır.”
Parker, Türkiye ekonomisinin 2019’da sadece yüzde 0.5 daralmasını beklediklerini söyledi. Gelecek yıl büyüme projeksiyonları hakkında da bilgi veren Parker, “2020 yılında ise ekonomide büyümenin tekrar geri dönmesini ve yaklaşık yüzde 3 seviyesinde büyüme kaydedilmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu. Parker, bu ay içerisinde yayımlanacak olan Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’nda büyüme öngörülerini güncelleyeceklerini belirtti. Enflasyonda şu anki yüzde 15 seviyesinin yıl sonunda biraz daha azalmasını beklediklerini ifade eden Parker, bunun birçok açıdan Türk Lirası’nın seviyesine bağlı olacağını söyledi.
BAZI RİSKLER DE BULUNUYOR
Ed Parker, Türkiye’nin ekonomik görünüme ilişkin olası riskler hakkında da şu değerlendirmeleri yaptı: “Türkiye ekonomisi için dikkate değer aşağı yönlü risklerin de olduğuna inanıyoruz. Ekonomik dönüşüm devam ederken, bütçe açığı ve bankaların bilançosu gibi gerilimler söz konusu. Türkiye’nin küresel ortamdaki şoklara ve politik şoklara maruz kalmaya devam ettiğini düşünüyoruz. Türkiye ekonomisinin nominal çıpasının eksik olduğuna inanıyoruz. Eğer Türk lirasında yeniden zayıflama görülürse bu durumda enflasyonun düşünü devam etmez. Hatta potansiyel olarak yeniden yükseldiğini görebiliriz.” Parker, Türkiye’nin mevcut döviz rezervine ilişkin, toplam ve net döviz rezervlerinin ikisine de baktıklarını söyledi. Fakat toplam döviz rezervinin daha önemli bir gösterge olduğunun altını çizen Parker, “Çünkü dış borcun ödenmesine ilişkin bu rezervler döviz likidite tamponu oluşturuyor. Toplam döviz borç yükümlülüklerinin büyük çoğunluğunun bankalar ve şirketlerle ilişkili olması nedeniyle toplam döviz rezervine bakmanın daha mantıklı olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.