Koronavirüs ile mücadele edilen bu dönemde hareketsiz kalmak ve aşırı kilo eklem sorunlarına neden olabiliyor. Bunlardan biri; eklem kireçlenmesi olarak dizlerde, kalçada, ayaklarda oluşan ve hareket kısıtlılığa yol açan osteoartrit.
Eklem kireçlenmesi yani tıbbi adıyla ‘osteoartrit’in en sık görülen eklem hastalıklarından biri olduğunu ifade eden Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Tuluhan Yunus Emre, diz ve kalça ağrısının en yaygın nedeni olan bu rahatsızlığın; eklem kıkırdağının yapısının bozulması, aşınması, incelmesi ve bazen kıkırdak kaybına neden olabileceğini, ayrıca, eklem kıkırdağının altındaki kemik dokusunda da değişiklikler sonucu, kemikte büyümeler ve eklem kenarında çıkıntılar (osteofit) gelişebileceğini dile getirerek osteoartrit ve korunma yöntemleri ile ilgili ipuçları verdi.
TEDAVİSİ OLDUKÇA ZOR
Osteoartrit, eklemlerin normal yapısını bozarak, hareketlerde kısıtlanmaya ve ağrıya neden olan bir hastalıktır. Bu hastalık genç ya da yaşlı herkesi aynı şekilde etkilemekle beraber 40 yaş üstü özellikle aktif bireylerde daha sık görülür. Özellikle diz ve el eklemlerinde gelişen osteoartritler kadınlarda daha sık görülür. Osteoartrit genellikle 45 yaşından sonra başlar. 50’li ve 60’lı yaşlarda başlaması en sık görülen durumdur. Osteoartrit kalıtsal bir hastalık değildir, ama bazı osteoartrit tipleri ailesel geçiş gösterir.
Birçok insanda özellikle diz ve kalçada gelişen eklem kireçlenmesinin en önemli sebebi fazla kilolardır. Aşırı kilo nedeniyle ekleme aşırı yük binmesi, eklem kireçlenmesinin hızlı gelişmesine ve ağır seyretmesine sebep olur. Bu hastaların tedavisi oldukça zordur. Eklemin bir travma ya da büyük bir ameliyat geçirmesi, yıllar sonra osteoartrit gelişmesine sebep olabilir. Doğuştan olan bazı eklem hastalıkları da ileri yaşlarda osteoartrit gelişmesine yol açabilir. Ayrıca bazı meslekler bazı eklemlerin daha fazla kullanılmasına sebep olur ve bu eklemlerde erken yıpranmalar olur.
EN SIK GÖRÜLEN BELİRTİLER
En sık görülen belirtileri, eklemde ağrı ve sertliktir. Ağrı, hareket sonrası ve akşama doğru artar. Eklem sertliği ise dinlenme ile birkaç dakika içinde geçer. İlerlemiş hastalarda ağrı, çok şiddetli ve sürekli hale gelebilir. Bu durumda olan hastalarda ağrının şiddeti dinlenmeyle ya da geceleri azalmaz. Örneğin; dizi tutan eklem kireçlenmesi hastasının, merdiven inip çıkması, oturup kalkması ve çömelmesi zorlaşabilir.
Eklem eskisi gibi rahat ve normal hareket edemez. Eklemde şişlik, kemikte gelişen osteofitler yani eklemde ağrı ve hareket sınırlılığı ile kendini gösteren romatizmal bir hastalık ya da eklem içi sıvısında artış olması, eklemin şiş görünmesine sebep olabilir. Bu durumda eklem hassastır ve dokunulduğunda ağrı duyulur. Hastalığın tanısını koymak için röntgen filmi çektirmek gerekebilir. Sebeplerini belirlemek için ise, bazı kan tetkikleri, MR veya tomografi gibi ileri tetkikler gerekebilir.
DÜZENLİ EGZERSİZ BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR
Eklem kireçlenmesi tedavisinin ana amaçları; ağrıyı gidermek, hareketteki kısıtlanmayı düzeltmek, günlük yaşam aktivitelerinin sorunsuz yapılmasına yardımcı olmak ve hastalığın ilerlemesini engellemektir. Bu rahatsızlığın tamamen düzelmesini sağlayan bir tedavi yoktur. Aşınmış olan kıkırdak dokusunu yenilemek mümkün değildir. Vücut ağırlığının ideal kiloya inmesi, düzenli egzersizlerle ekleme binen yükün azaltılması ve kas gücünün artırılması oldukça yararlı olmaktadır.
Günlük işlerin ve önerilen egzersizlerin gün içerisine dengeli bir şekilde dağıtılması çok önemlidir. Eklem ağrısı için öncelikle basit ağrı kesiciler, erken evrede bir takım ilaçlar ve eklem içi enjeksiyonlar uygulanabilmektedir. Uygun durumlarda sıcak veya soğuk uygulamalar da ağrı kesici etki sağlamaktadır.