Söz konusu skandalın ABD Başkanı’nın Ukrayna Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmeyle ilgili olduğu iddia edilse de ne bu görüşmenin içeriği kesin olarak biliniyor ne de neden büyük bir skandal olduğu
Çünkü Beyaz Saray, istihbarat yetkilisinin bulunduğu şikayet konusunda ABD Kongresi’ni bilgilendirmeyi reddediyor.
Donald Trump’ın mitinglerde ve basın toplantılarında sık sık Demokrat başkan adaylarından Joe Biden ile oğlunun soruşturulması gerektiğini söylüyor. Trump, Biden’ın ABD Başkan Yardımcılığı yaptığı dönemde Ukrayna krizi yaşanırken yasaları çiğnemiş olabileceğini ima ediyor.
Trump’ın gelecek yıl düzenlenecek ABD Başkanlık seçimleri öncesinde olası rakibi Biden hakkında gizli bilgilere erişmek için Ukrayna Cumhurbaşkanı ile görüşmeler yürüttüğü iddia ediliyor.
Eğer doğrulanırsa bu olay Trump’ın bu türden ilk eylemi olmayacak.
Başkan Trump 2016’da seçimler öncesinde açık açık Rus istihbaratının Demokrat başkan adayı Hillary Clinton’ın sızdırılan e-postalarını mercek altına alması çağrıları yapmıştı.
Geçen yıl ise seçimler öncesinde rakipler hakkında bilgi getiren yabancı ülke yetkililerini dinleyeceğini söylemişti.
İstihbarat yetkilisi neyi, nasıl şikayet etti?
ABD istihbarat teşkilatlarından bir yetkili ‘acil müdahale’ gerektiren bir olayı ya duydu ya da gördü.
ABD istihbarat servisleri baş müfettişi Michael Atkinson’a göre yapılan şikâyet, hükümetten bir yetkilinin istihbarat birimleri dışarısından birilerinin gizli görüşmelerini başkalarına aktarması üzerineydi.
Şikâyetin detayları ve içeriği gizli tutuluyor. Ancak ABD basınında yer alan haberler, söz konusu şikâyetin bir olaylar zincirine dayandığını aktarıyor. Bu olaylardan birisi 25 Temmuz 2019’da Trump ile Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy arasında gerçekleşen telefon görüşmesi.
Trump ne diyor?
ABD Başkanı, Zelenskiy ile görüşmesinde Joe Biden’ın gündeme geldiğini kabul etse de Trump’a göre yaşananlar yeni bir siyasi sabotaj girişimi.
Dün gazetecilerin sorularını yanıtlayan Trump, 25 Temmuz’da Zelenskiy’i seçim zaferinden ötürü tebirk etmek için bir görüşme yaptığını söyledi.
Trump, “Joe Biden ve oğlu gibi bizim insanlarımızın zaten kötü durumda olan Ukrayna’daki yolsuzluk durumna katkı sağlamalarını istemediğmizi söyledim” dedi.
Trump daha önce paylaştığı Twitter mesajlarında ise “Çok sayıda ülke lideriyle görüşmelerim oluyor. Bu görüşmeler her zaman usule uygun biçimde yürütülüyor” demişti
Trump “Ne görüştüğümün bir önemi yok” yorumunu da yaptı.
Demokratlar ne diyor?
Demokrat Parti üyesi ve ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, uzun süredir Trump için azil sürecinin başlatılması çağrılarına direniyordu.
Ancak Ukrayna bağlantılarının ortaya çıkmasının ardından, Pelosi resmi azil sürecini başatma kararı aldı.
Konuyla ilgili bir açıklama yapan Pelosi, “Trump hesap vermeli” dedi.
Bugüne kadar hiçbir ABD başkanı bu şekilde azledilerek görevden alınmadı.
Demokratlar’ın çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisi’nde başlatılan azil sürecinin Cumhuriyetçiler’in çoğunlukta olduğu Senato’dan destek bulmasına düşük ihtimal veriliyor.
Temsilciler Meclisi İstihbarat Komisyonu Başkanı Adam Schiff, Pazar günü CNN televizyon kanalına yaptığı açıklamalarda, azil sürecinin başlatılması konusunda “Geri dönülmez noktayı geçmiş olabiliriz” demişti.
Ukrayna’nın rolü ne?
Joe Biden Barack Obama yönetiminde Başkan Yardımcısı olarak görev yaparken, Biden’ın oğlu Hunter Biden, Ukraynalı bir işadamının enerji şirketinde yönetim kurulu üyesiydi.
Trump, burada bir çıkar çatışması olduğunu iddia ediyor ve Biden ailesinin Ukrayna bağlantılarının incelenmesi çağrıları yapıyordu.
Ancak Trump bu çağrıları yaparken herhangi bir usulsüzlüğe işaret eden bir delil ortaya koymuyordu.
ABD’de sorulan soru, Trump’ın Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy’den Biden ailesiyle ilgili bir soruşturma başlatılmasını isteyip istemediği.
Eğer Trump böyle bir talepte bulunduysa ikinci bir soru gündeme geliyor. ABD Başkanı’nın gelecek yıl düzenlenecek seçimlerdeki olası rakibi hakkında Ukrayna liderinden, bu tür bir destek istemesi anayasaya aykırı mı, değil mi?
Bu soruyu şu ana kadar basına yansıyan bilgiler ve yapılan açıklamalar üzerinden yanıtlamak mümkün değil.
Trump için ikinci ‘Rusya krizi’ mi?
Rusya bağlantıları nedeniyle soruşturma geçiren Trump’ın Ukrayna olayında yaşadıkları bazı benzerlikler içeriyor.
Özel yetkili savcı Robert Mueller, 2016 seçimleri öncesinde Rusya’nın seçim sonuçlarını Trump lehine etkilemek için yoğun çaba sarf ettiği sonucuna varmış ancak hazırlanan raporda, bu çabalara Trump’ın ne kadar müdahil olduğunun tespit edilemediği belirtilmişti.
Mueller raporunda “Seçim kampanyası döneminde adaylardan birisine avantaj sağlayacak bilgilerin diğer adaya yabancı bir ülke tarafından verilmesi yasalara aykırıdır” deniyordu.
Ukrayna örneğinde yaşananlar da bu kapsama girebilir ve ‘yasaların çiğnenmesi’ olarak nitelenebilir.
Ancak tam tersinin savunulması da olası. Trump yönetimi Ukrayna’daki yolsuzluklar konusunu sık sık gündeme getiriyor, yolsuzlukların soruşturulması yönünde çağrılar yapıyor. Biden konusunun da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini söylemek mümkün.
Trump’ın avukatı Giuliani neden önemli?
Tüm bu gelişmeler yaşanırken ABD Başkanı Donald Trump’ın avukatı Rudy Giuliani’nin katıldığı bir televizyon programında söyledikleri, Ukrayna ile ilgili iddiaların ve karşı iddiaların daha da karmaşıklaşmasına yol açtı.
Giuliani, CNN’de bir programa konuk oldu ve Ukrayna konusuna dair soruları yanıtladı. “Ukrayna’dan Joe Biden konusuna bakmasını istediniz mi?” sorusuna Giuliani önce ‘Hayır’ yanıtını veriyor ardından da ‘Elbette istedim’ diyordu.
Giuliani, Mayıs ayında Biden soruşturması talebini iletmek üzere Ukrayna’nın başkenti Kiev’e gitmeye hazırlanıyordu. Ancak konu basına sızınca ziyareti iptal etmişti. Giuliani’nin telefon temaslarında bu talebini Ukraynalı yetkililere iletmeye devam ettiği belirtiliyordu.
Giuliani o dönemde paylaştığı bir Twitter mesajında “Eğer Biden’ın oğlu, babası Başkan Yardımcısıyken Rus sevicisi sahtekar bir Ukraynalı oligarktan milyonlarca dolar aldıysa bunun neden soruşturulmaması gerektiğini birisi bana izah etsin” demişti.
Trump ise Fox News kanalının yayınına katıldığında “Büyük bir skandal olduğunu duyuyorum. Ciddi bir sorun” demişti.
İstihbarat yetkilisinin şikâyet dilekçesi nerede?
Dilekçe ‘çok gizli’ niteliğinde ve saklı tutuluyor. Söz konusu şikâyetin içeriğine dair çok az bilgi basına sızdı. Trump yönetimi dilekçeyi ABD Kongresi’yle paylaşmayı da reddediyor.
İstihbarat birimleri baş müfettişi Atkinson, şikâyetin 12 Ağustos’ta kendisine ulaştığını söylüyor.
Dilekçeyi inceleyen Atkinson, iddiaların ele alınması gerektiğini düşünerek iki hafta sonra dilekçeyi ulusal istihbarat bürosu direktör vekili Joseph Maguire’a iletiyor.
İddiaların büronun yetki alanı dışında olduğu sonucuna ulaşan Maguire ise 9 Eylül’de konuyla ilgili olarak Kongre’yi bilgilendiriyor. Ancak Kongre’ye dilekçe içeriği gösterilmiyor.
Başmüfettiş Atkinson, bunun prosedürlere uygun olmadığını, Kongre’nin bilgilendirilmesiyle birlikte dilekçe içeriğinin de paylaşılması gerektiğini vurguluyor.
Temsilciler Meclisi’nin Demokrat üyeleri konunun Trump ile ilgili olabileceğinden şüphelenerek dilekçe içeriğinin paylaşılması için baskıyı artırıyor.
Perşembe günü istihbarat birimleri başmüfettişi Atkinson, Temsilciler Meclisi İstihbarat Komisyonu’na ifade verdi. Ancak Trump yönetiminin talimatıyla dilekçenin içeriği hakkında konuşması yasaklanmıştı.