Çin’in ülke genelinde gerek ödeme yapmak gerek güvenlik konularında kullandığı yüz tanıma sistemi eğitim sisteminde de kullanılıyor. Şimdilik bazı şehirlerde ve pilot okullarda denenen bu sistem öğrencileri okulda ders esnasında takip ediyor. Öğrencilerin dikkati dağıldığında öğretmeni uyarıyor, yüz ifadesinden dersi öğrenme durumunu, ruh ve fiziksel sağlığına dair ip uçlarını değerlendiriyor. Bu verileri öğrencinin notları, öğretmenin kanaatiyle birleştirerek ortaya bir sonuç koyabiliyor. Yapay zekâ sayesinde çocukların yüz hareketleri, mimikleri, göz hareketleri ölçülebilirken aynı zamanda ses tonundan öğrenci ile ilgili pek çok genel veri de elde edilebiliyor. Tüm bu toplanan veri ise doğru kurgulanmış bir yapay zekâ sistemi içerisinde öğrencinin ileride hangi mesleğe yönelmesi gerektiğinden üniversite sınavında yaklaşık kaç puan alabileceğine kadar öngörüler sunabiliyor. Böyle bir sistem toplumda rahatsızlık doğurabilecek olsa da insanlar daha iyi öğrenme deneyimi elde ederse, bu tür rahatsızlıkları göz ardı edebilirler.
Henüz deneme aşamasında olan uygulama başarılı olduğu takdirde sadece örgün öğretim değil aynı zamanda şirketler açısından da faydalı olabilir. Benzeri bir sistem iş yerleri için çalışanların performansını takip etmek için de kullanılabilir. Bunun önündeki engeller ise sistemin güvenilirliği ve elde edilen kişisel verilerin güvenliği. Sistemin doğru çalışabilmesi için ise doğru bir kurgu ile yüksek oranda veriye ihtiyacı var.
Tüm uygun koşullar sağlandığında yapay zekâ, öğrenci ve öğretmenlere yol gösterici olabilir. Sadece örgün eğitim değil aynı zamanda e-eğitim için de kullanılabileceğinin sinyallerini veren sistem, eğitimin kurallarını değiştirebilir.
Verinin güvenliği olmazsa olmaz!
Eğitim siteminde bu gibi uygulamalar yapan Çin, Hindistan, ABD vb. ülkeler, kullandıkları sistemin güvenilir olduğunu sık sık dile getiriyorlar fakat ufak da olsa risk her zaman olabilir. Milyonlarca öğrencinin yıllar boyunca davranış analizlerini yapan ve bu veriyi kullanan sistemin güvenliği çok önemli. Verinin ticari bir kurumun eline geçmesi istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Özellikle psikolojik etki yaparak davranış değişikliği yapmaya çalışan dijital seçin kampanyalarında hedefleme ya da alışverişe yönlendirme için kullanılabilir.
Alışveriş sonrası ödeme yapmakta bile yüz tanıma sisteminin kullanıldığı günümüzde, insanların güveninin artması bu tip yeni sistemlere uyumu kolaylaştıran önemli bir etken. Sistemin ön yargıdan uzak kurgulanmış olması, verinin yüksek kaliteli ve doğru olması ise diğer önemli noktalar. Tüm bu noktalar düzgün çalıştığında AI, özellikle teknoloji alanında ileride yaşanabilecek eğitimli birey eksikliğine çözüm olabilir. Her ne kadar pek çok ülkede deneme aşamasındaysa da geleceğin eğitiminin bu yönde olabileceğini düşünmek pek hayali bir düşünce olmayacaktır. Bunu her şeyi sisteme teslim etmek gibi düşünmemek gerekiyor neticede son kararı yine öğretmenler verebilir.
Serap TORUN
twitter.com/seraptorun73