İzlerken Seyirciye Birbirinden Farklı Duygular Yaşatan Filmler ile İlgili Ufkunuzu Genişletecek 18 Bilgi

Dallas Buyers Club'ın senaryosu bir filme dönüştürülmeden önce 20 yıl boyunca öylece bekledi. Başladıktan sonra 137 kez iptal edildi.

Filmin bütçesi 6 milyondan daha azdı. Bu yüzden, makyaj sanatçıları sadece 250 dolar kazanıyordu. İşlerini iyi yapabilmek adına, kömür kullanmak durumunda kaldılar ve bununla birlikte Oscar Ödülleri'nde En İyi Makyaj kategorisinde ödül aldılar. Film, 55 milyon dolardan fazla para kazandı.

Lady Gaga, Bradley Cooper’ın A Star Is Born filmine çalışırken, aslında filmde kendini, yani az insanın başarılı olacağına inandığı yetenekli bir şarkıcıyı tasvir ettiğini itiraf etti.

Bir röportajından şunları söyledi: “Karakterle aramdaki tek fark ben bir şarkıcı olabilmek için elimden gelen her şeyi yaptım ve hareket etmek için her zaman hazırdım. Klavyemle birlikte New York'un her yerini gezip, her kapıyı çaldım. Kendime gerçekten inandım.” Şarkıcı ayrıca çocukluk anılarının ona sette yardımcı olduğunu söyledi: “Okuldayken, insanlar hayallerime gülerlerdi ve o anılar rolümü oynamam adına bana yardımcı oldu.”

Bu arada, Gaga neredeyse filmin tamamı boyunca hiç makyaj kullanmadı. Cooper'ın, Gaga'nın ilk seçmesinde tüm makyajını sildiği söyleniyor. Bunun yapılma nedeni ise, yeteneğine ve görünümüne karşı öz güvenli olduğunu göstermek istemekti.

Leonardo DiCaprio'nun inandırıcı bir aksiyon yıldızını canlandırabilmesi için Tarantino, oyuncunun profesyonellerin gözetimi altında sıkı bir diyet uygulamasını istedi. Ekibin söylediklerine göre DiCaprio çok sevdiği makarna, tatlı veya şeker içeren diğer yiyecekleri tüketmeyi tamamen kesti. Kişisel eğitmeni her gün birkaç yüz şınav çekmesini sağladı. Titanik yıldızı role hazırlanırken oldukça zorlandı.

Ayrıca, Tarantino oyuncuların orijinal senaryoya dikkatli bir şekilde bağlı kalması konusu hakkında oldukça ciddi. Ancak yine de, oyuncuların doğaçlama yaptığı iki sahne var. DiCaprio'nun karakterinin çekimler sırasında repliklerini unuttuğu ve bir sinir krizi geçirdiği bir an var. Sinir krizi sahnesi tamamen doğaçlama olarak ortaya çıktı. Pitt de filmin en akılda kalıcı repliklerinden olan “Sen Rick Dalton'sın. Bunu sakın unutma.”  repliği, Pitt'in kariyerinin başlarında ona bunu söyleyen biri tarafından ilham alınarak söylendi.

Karakterinin ruh halini tasvir edebilmek için Joaquin Phoenix birçok farklı şekilde gülmeyi öğrendi: kıkırdamaktan, hüngür hüngür ağlamaya veya çok sesli bir şekilde çılgın kahkahalar atmaya… Bunu yapmadan önce; oyuncu, kontrol edilemez gülmeden muzdarip insanların video kayıtlarını izledi.

Bu arada, Joker karakterini canlandırmış tüm oyuncuların, yani Jack Nicholson, Heath Ledger ve Jared Leto'nun Oscar ödülleri var. Artık Joaquin Phoenix'in de.

Sinemanın efsanevi ismi Martin Scorsese, The Irishman filmini çekmek için 10 yıldır uğraşıyordu ancak bir türlü herhangi bir stüdyoyla anlaşamamıştı. Yapımcılar ya filmin bütçesine kısıtlamak istiyordu ya da süresini. Sonunda, yönetmen filme uygulamak istediği her şeyi sağlayan Netflix ile anlaşma imzaladı. The Irishman 159 milyon dolara mal oldu ve süresi 3 saatten fazla. Film, Oscar Ödülleri'nde 'En İyi Film' kategorisinde aday oldu ancak kazanamadı.

Taron Egerton, Elton John'ın hayatını anlatan filmde şarkıcıyı canlandırdı ve oyuncu seçimi oldukça yerindeydi. Oyuncu gerçekten çok iyi bir şekilde şarkı söyleyebiliyordu ve Elton John da bunu biliyordu. Ayrıca Taron, Kraliyet Dramatik Sanat Akademisi'ne girmeye çalışırken Elton John'ın şarkılarından birisini söylemişti. Daha sonrasında; Egerton rolü kapınca, ünlü müzisyen Taron'ı birlikte takılmak için davet etti. Ona kıyafetlerini ve anı yazılarını gösterdi. Bunun yanında da hayatı hakkında pek çok şeyi paylaştı.

Ayrıca, filmde çalışan makyaj sanatçısı Egerton'ı, Elton John'ın saçındaki kel yerlerini gösterebilmek adına saçını tıraş etmesi için ikna etti. Elton John, oyuncunun rol için girdiğini görünümün fotoğrafını ilk defa gördüğünde kendisini gördüğü söylemişti.

Jim Jarmusch'un vampirlerle ilgili olan bu dramı, özel atmosferi ve ilginç karakterleriyle insanların kalbini kazandı. Öğrendiklerimize göre ise, vampirleri canlandıran oyuncuların perukları özel olarak insan kılı, tibet sığırı kılı ve keçi kürkü ile karıştırılarak oluşturuldu. Makyaj sanatçıları bu pek de bilinmeyen materyallerin kullanımını, karakterleri daha vahşi gösterebilmek adına seçti.

Rami Malek, Freddie Mercury'yi canlandırırken çok iyi bir iş çıkardı ama aynı zamanda hiçbir zaman bir Queen hayranı olmadığını ve şarkılarını pek de bilmediğini kabul etti. Ancak çekimlerden sonra, Mercury'nin çalışmalarını o kadar çok sevdi ki, hayranı oluverdi.

Malek, müzisyene daha çok benzeyebilmek adına özel diş protezleri kullanmak durumunda kaldı. Çekimlerden sonra, protez dişi anı olarak sakladı.

Guardians of the Galaxy'nin çekim sürecinden sonra Chris Pratt, çok iyilikçi bir nedenden dolayı Star-Lord kostümünü çaldı. Röportajlarının birinde, bunu hasta çocukları Star-Lord kostümü ile ziyaret edebilmek için yaptığını söyledi. “Diğer oyuncuların örnek davranışlarını takip etmek ve çocukları ziyaret etmek istiyorum. Bu harika bir fırsat. Bence filmi daha özel bir hale getiriyor.” dedi.

Eddie Redmayne; Stephen Hawking'in hayatını anlatan The Theory of Everything'de çalışmaya başlamadan önce, ünlü bilim insanı ile tanışmıştı. Oyuncu; dört ay boyunca, vücudunu kontrol edebilmeyi daha iyi öğrenmek için bir dans öğretmeniyle çalıştı ve amyotrofik lateral skleroz hastalığından muzdarip 40 kişiyi ziyaret etti. Çekimler sırasında ve arasında Redmayne boynunu eğerek hareketsiz kaldığı için omurgası eğrildi. Role kafayı takmıştı ve gerçekten çok sevmişti.

Tüm bu çabası da boşa gitmedi. Stephen Hawking; filmi izledikten sonra filmin yönetmenine, Eddie'nin oyunculuğunu çok sevdiğini söyleyen bir e-posta yolladı. Hatta bazen, ekranda birebir kendisini izliyormuş hissine kapıldığını söyledi.

Öğrendiğimiz bilgilere göre NASA, çalışanlarına hazırlık amacıyla Armageddon'ı izletiyormuş. Şirketin gelecekteki çalışanları filmi izlerken, olabildiğince hata bulmaları bekleniyor. Şimdiki bilgilere göre filmde tam 168 hata var. En büyük hata ise, dev bir risk olduğu için NASA'nın profesyonel olmayanların asla uzaya gitmesine izin vermeyecek olması.

Elizabeth: The Golden Age'de Kraliçe Elizabeth St.Paul's Cathedral'a vardığında, orası hala inşaat halindeydi. Hatta film çekilirken, katedrale restorasyon yapılıyordu. O yüzden yönetmen bunu kullanmak istedi ve inşaatta çalışanlara taş kesmeleri için kostümler ve aletler verdi. Yani, filmdeki çalışanlar gerçek taşçılar ve inşaat çalışanlarıydı.

Benedict Cumberbatch, efsanevi matematikçi Alan Turing rolüne kendini o kadar kaptırmıştı ki, The Imitation Game filminin çekimlerinin sonunda sinir krizi geçirdi. Alan'ın hayatının ne kadar trajik olduğunu düşünmekten kendini alamadığı için sürekli ağladığını itiraf etti. Bildiğiniz gibi Alan Turing'e eşcinsel olduğu için 1952 yılında dava açılmıştı. Turing intihar ederek hayatına son verdi.

It Chapter Two'nun yönetmeni, 'Dans Eden Palyaço' Pennywise'ı canlandıran Bill Skarsgård'ın gözlerini aynı anda farklı yönlerde hareket ettirebildiğini bilmiyordu. Başlamadan önce, ilk filmde bu efekti hangi teknolojiyle başardıklarını sordu. Ardından o an kostümü ve makyajıyla orada oturan Bill, “Bundan mı bahsediyorsun?” diyerek gözlerini hareket ettirmeye başladı ve bununla birlikte iş arkadaşlarının bazılarını gerçekten korkuttu.

İzleyicilerin tamamı bunu fark etmemiş olabilir ancak dekorasyonda, kostüm detaylarında, iç kısımlarda ve ışıkta, tüm film boyunca parlak kırmızı rengi görülebilir. Bunu yapılma amacı, izleyiciye 3 parlak kırmızı billboard üzerinde ana karakterin yazdığı mesajı sürekli hatırlatmak.

Viggo Mortensen, başlangıçta Tony Lip'i oynamak istemedi çünkü Danimarkalı bir adamın, makul bir şekilde İtalyan birini oynayamayacağını düşünüyordu. Biraz ikna sürecinden sonra rolü kabul etti ama aynı zamanda rol için biraz kilo alması gerekti. Gazeteciler ona kilo almak için ne yaptığını sorduğunda, İtalyan diyetine bağlı kaldığını söyledi: aşırı miktarlarda pizza, makarna ve tatlı yemek.

Mia'nın gün batımında Sebastian ile dans ettiği en meşhur sahnelerden birinde, Emma Stone'un karakteri filmin en ünlü sembollerinden biri haline gelen parlak sarı bir elbise giyiyor. Bu elbiseyi yaratmak için kostüm tasarımcısına ilham veren kişi, Emma'nın ta kendisiydi. 2014 yılında The Amazing Spider-Man'in galasında sarı bir elbise giymişti.

Filmde, kapalı bir odada beklenmedik bir sel yaşanan bir sahne var. Bu, akademi öğrencileri için yapılan sınavlardan birisiydi. Yönetmenin söylediklerine göre, bu sahnenin çekimi kısmen su altında gerçekleşti ve o anı, kariyerindeki muhtemelen en zor deneyim olarak açıkladı. İlk günden trajik bir şey olabilirdi: bir bilgisayar hatası nedeniyle, tüm set ve mürettebat su altında kalmıştı. Yönetmen, “Oyuncular rol yapmıyorlardı, kesinlikle dehşete düşmüşlerdi.” dedi.