Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile BM Genel Merkezi’ndeki görüşmesinin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Guterres ile önemli ve kapsamlı bir görüşme yaptıklarını belirten Akıncı, son iki yıldır Crans Montana’dan bu yana KKTC’nin istikrarlı duruşunu sürdürdüğünü, Rum kesimin ise bulanık bir tavır sergilediğini söyledi.
Rum kesiminin, özellikle siyasi eşitlik ve kararlara etkin katılım konularında bulanıklıklar yaratmanın ötesinde, Crans Montana’dan bu yana farklı söylemlerde bulunduğunu ifade eden Akıncı, şöyle devam etti:
“İki devletlilikten, konfederasyona, gevşek federasyondan decentralize federasyona, dönüşümlü başkanlık yerine, dönüşümlü başbakanlığa, başkanlık sistemi yerine parlamenter sisteme varıncaya kadar çok farklı söylemleri, farklı zaman dilimlerinde farklı ortamlarda, farklı kişilere seslendirmişlerdir.”
“Sayın Lute, yeniden bölgeye gelebilir”
BM Genel Sekreteri Guterres’ten, ekim, kasım aylarında üçlü ya da beşli bir araya gelişlerle ilgili inisiyatif alacağı mesajını aldıklarını aktaran Akıncı, şunları kaydetti:
“Bu konuda tabii Guterres’in Kıbrıs meselesi için görevlendirdiği geçici özel danışmanı Sayın Jane Holl Lute’un taraflarla yeniden görüşmesinin söz konusu olacağını anlıyoruz, yeniden bölgeye gelebilir Sayın Lute. Daha sonraki bir tarihte ya tekrar New York’ta ya da Genel Sekreter’in Avrupa’da bulunduğu bir dönemde uygun bir şehirde bir araya geliş söz konusu olabilir ama asıl yapılacak olan bunun hazırlığıdır.”
Rum tarafının bulanıklıkları artık bir tarafa bırakması ve neyin hedeflendiğinin berraklaşması gerektiğini vurgulayan Akıncı, şöyle devam etti:
“Birincisi, çözümün siyasi eşitlik içinde olacağı çok net olduğuna göre bu ‘siyasi eşitlik’ kavramının dönüşümlü başkanlık ve kararla etkin katılım unsurlarının net olması, bunun artık tartışma konusu olmaktan çıkması gerekiyor. İkincisi de artık bir daha konuların etrafında dolanıp, ucu açık süreçlerle oyalanmamak gerekiyor. İyi planlanmış, sonuç odaklı hedefe giden bir süreç kurgulanması gerekiyor.”
Akıncı, Doğu Akdeniz’deki gerginliklerin herkesi tedirgin ettiğine dikkati çekerek, Doğu Akdeniz’de barış ve istikrara katkıda bulunmak için 13 Temmuz’da bir öneri yaptıklarını anımsattı.
Hidrokarbon olayını bir kavga nedeni olmaktan çıkarıp, iş birliği alanı haline dönüştürmek için yaptıkları bu öneriyi, Avrupa Birliğine (AB) olduğu gibi, Guterres’e bir yazıyla gönderdiklerini aktaran Akıncı, BM’nin bundan sonra sürece daha aktif katılım göstermesinin son derece önemli olduğunu vurguladı.
Akıncı, “Kıbrıs Türk halkı, haksız ambargolar ve izolasyonlar altında yaşamaya devam ediyor. Bu bize yapılan büyük bir haksızlık…Yeni bir başarısızlık istemiyoruz.” diye konuştu.
“Önce 3’lü bir araya geliş, hemen ardından 5’liye yönelebilir”
Türk tarafının her zaman barış, istikrar ve adil bir çözümden yana olduğuna işaret eden Akıncı, bunun hangi çerçevede olacağının bilinci içinde bulunduklarını söyledi.
Akıncı, Guterres’in görüşmelerin 3’lü ya da garantör ülkelerin de katılacağı 5’li bir görüşme olup olmayacağına kesin karar vermediğini belirten Akıncı, şunları kaydetti:
“Önümüzdeki dönemlerde taraflarla yapacağı temaslarla şöyle bir tablo da ortaya çıkabilir. Önce 3’lü bir araya geliş, hemen ardından 5’liye yönelebilir. Fakat dediğim gibi bu konuda kesin bir karar aldığını söyleyemem.”
Rum tarafının tavırlarını ”umutlu” olarak değerlendirmenin mümkün olmadığını dile getiren Mustafa Akıncı, bu olumsuz tavrı sürdüremeyeceklerini, bekleyip göreceklerini sözlerine ekledi.