Koronavirüs salgınını ve Çin hükümetinin virüsle mücadele şeklini dünyaya anlatan gazetecilerin ve vatandaşların birer birer ortadan kaybolduğu iddia edildi. Koronavirüs krizi, baskı altında olan basın özgürlüğü tekrar tartışma konusu haline getirdi.
Euronews'den Gizem Sade'nin aktardığı habere göre, Çin'in Hubey eyaletindeki Vuhan kentinde ortaya çıkan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında hayatını kaybedenlerin sayısı 2 bin 600'ü, virüsten etkilenenlerin sayısıysa 77 bini aştı.
Çin'de koronavirüs salgınını en başında, ilk defa dünyaya duyuran gazetecilerden ve vatandaşlardan ise haber alınamadığı iddia edildi.
Vuhan Hastanesi önünde 8 ceset torbasını çekmişti
Kaybolanlardan Fang Bin. Giyim mağazasında satış danışmanı olan Bin, Vuhan Hastanesi önünde çektiği videoda en az 8 ceset torbası olduğunu söylemişti. Bin, internette tanınır hale gelmesini sağlayan 40 dakikalık bu videoyu yayınladıktan sonra 2 haftadan kısa bir süre içinde ortadan kayboldu ve yaklaşık 15 gündür nerede olduğu bilinmiyor.
Kaybolmadan önce Çinli yetkililer Bin'i ceset torbalarını saydığı videoya atıfla “yalan haber yaymakla” suçlamıştı.
Kayıplara karışan bir diğer isim bağımsız gazeteci Chen Qiushi
Profesyonel medyanın devlet tarafından sıkı bir şekilde kontrol edildiği Çin'de koronavirüs krizini anlatan bağımsız gazeteci Chen Qiushi de günler önce kayıplara karıştı. Qiushi'nin ailesi ve arkadaşları zorla karantinaya alındığına inanıyor.
Hastanelerde virüse karşı alınan önlemleri paylaşmışlardı
Qiushi ve Bin'in yayınladığı onlarca videonun ortak noktası, salgının merkezindeki hastanelerden hasta ve hasta yakınlarının durumunu ve Çinli yetkililerin virüsle nasıl başa çıkmaya çalıştığını gösteren görüntülerdi.
Hükümete yönelik 'dozajı düşük' eleştirilerin bile hızla çevrim içi platformlardan kaldırıldığı Çin'de profesyonel medya kuruluşları dışından gelen bu görüntüler, sansüre ilişkin tartışmalar başlattı.
Virüse karşı ilk uyarıyı yapan doktor da baskıya maruz kalmıştı
Kovid-19'u erken döneminde tespit ederek halkı uyarmaya çalışan Vuhanlı doktor Li Wenliang'in ölümüyse Çin'in sosyal medya kanallarından hükümet sansürüne yönelik isyan dalgasına yol açtı.
Doktor Li Wenliang'ın koronavirüs uyarısını geniş çaplı salgının patlak vermesinden haftalar önce yaptığı ancak yerel makamlar tarafından susturulduğu kaydedilmişti.
Li, “internette söylenti yaymak ve kamu düzenini bozmak” ile suçlandı, ifadesi alındı, ilgilendiği hastalardan koronavirüsün bulaşması sonucu 11 Ocak'ta hastaneye kaldırıldı, şubat ayı başlarındaysa hayatını kaybetti.
Çin İnsan Hakları Savunucuları örgütüne göre, Çin'de en az 350 kişi salgınla ilgili “söylenti yaydığı” suçlamasıyla cezalandırıldı
Vuhan kentinden görüntüler paylaşan Fang Bin'de ortadan kayboldu
Fang Bin ise hastaneler ve Vuhan kentinin boş sokaklarından kayda değer görüntüler paylaşan birisiydi. Hazırladığı son videolardan birinde konuşan Bin, yaşadığı yerin çevresinin polislerle çevrili olduğunu söyledi.
Bin, arkadaşlarının güvende olabilmesi için hükümeti eleştirmekten vazgeçmesini söylediğini belirterek, “Dünyanın gözü üzerimizde olduğu için bana bir şey yapmaya cüret edemezler, bu mümkün, ancak duramam, bana bir şey yapamayacak olsalar bile hedefleri siz olacaksınız” şeklinde konuşmuştu.
8 Şubat'ta yayınladığı 13 saniyelik kısa videoda Fang Bin, “Direnin yurttaşlar! Gücü hükümetten alın ve halka geri verin” ifadeleri yazılı bir kağıt gösteriyor.
Son videolarında Doktor Li'nin ölümü ve avukat Chen Qiushi'nin ortadan kaybolmasını da eleştiren Bin'e 9 Şubat'tan beri ulaşılamıyor.