Etimoloji gerçekten şahane bir bilim. Günlük hayatta kullandığımız sözcüklerin kökenine indiğimizde bizi sürprizlerin karşıladığını görüyoruz. Sizin de etimolojiye ilginiz varsa vakit kaybetmeden içeriğimize geçelim.
Yararlanılan kaynaklar: TDK, Vikipedi, ekşi sözlük, Türkçenin Diriliş Hareketi, etimolojiturkce.com
1. Kel alaka gibi dursa da “köpek” ve “köpük” sözcüklerinin de etimolojik ilişkisi var.
2. “Tavşan” sözcüğü, Eski Türkçede “tavış”tan geliyor.
“Tavış(mak)”, seğirtmek(hızla koşmak) anlamındadır. “-gan” ise fiilden isim yapan bir ek. “Tavışgan“, günümüze kadar tavşan olarak evrilmiş.
Ekleme: “tavış-” kökünün bir varsayım olduğunu belirtelim.
3. “Gavat” sözcüğü, eşlerinin başka erkeklerle yatmasına izin veren erkekler için kullanılıyor. Peki, nereden geliyor ki bu sözcük?
Şah I. Kavat, 488-531 yılları arasında Sasani İmparatorluğu’nun hükümdarıydı. Bir Zerdüşt mezhebi olan Mazdekizm’i seçen bu hükümdar, bu mezhebin lideri Mazdek’e saygısını göstermek için eşinin Mazdek ile yatmasına izin vermiş. O dönemden bu yana İran taraflarından bize de geçen bir sözcük haline dönüşmüş.
4. İngilizcedeki “crime” sözcüğünün aslında “cürüm” sözcüğünden gelmesi.
“Cürüm” sözcüğü yerine daha çok “suç” sözcüğünü tercih etsek de bu sözcük dilimizde sıkça kullanılmaya devam ediyor. Arapça “crm“ kökünden gelir ve dilimize geçtiği gibi İngilizceye de geçmiştir.
Sözcüğün kökenine dair şöyle bir düşünce de var: Kökeni “crimne, cemere” gibi eski Frenk ve Latin sözcüklerden geliyor. 10-12. yüzyıllara kadar kullanımı var.
5. “Dudak” sözcüğünün “tutmak” sözcüğü ile olan ilişkisi:
“Dudak” sözcüğü eski metinlerde “tutak” şekliyle kullanılmıştır. Bu haliyle “gaga” anlamında kullanılmış olan sözcük zaman içerisinde şekil değiştirerek “dudak” halini almıştır.
6. “Göz” sözcüğü, Eski Türkçedeki “gö”den türemiştir. “Gö”nün anlamı “yuvarlak”tır ve “göz, göl, gök ve hatta göt” sözcükleri aynı köke dayanır.
Bu bilginin kaynağı üniversite hocamdır, ne kadar doğrudur bilemiyorum ancak güvenilir adamdı. (Bazı kaynaklarda “gö”nün çukur anlamına geldiği söylenmiş.)
Düzeltme: Eski metinlerde bu sözcüklerin ilk hali “köl, köz, kök” olarak da geçiyor. “Gö-“den türedikleri de bir varsayım olabilir.
7. “Yaprak” ve “yorgan” sözcükleri arasındaki bağ:
İkisi de “örtmek” anlamındaki “yapurmak” eyleminden türemiştir. “Yapurak”, yaprağa; “yapurgan” da yorgana dönüşmüştür.
8. “İsot”un adı “issi ot”tan gelir. “İssi”nin anlamı “yakan, sıcak” demektir. “Sıcak” sözcüğü de buradan gelir; “issi-cek”
9. Fincedeki “kalabaliikki” sözcüğü, Türkçedeki “kalabalık” sözcüğüyle aynı anlama gelir.
“Kalabalık” sözcüğünün Türkçeden İsveççeye, oradan da Finceye geçtiği tahmin ediliyor. Fakat asıl şaşırtıcı olan bu değil; ilginçlik Türkçede anlamsız olan “kala”nın Fincede “balık” anlamına gelmesi. Aynı anlama gelen benzer sözcüklerin ikisinde de “balık” geçiyor ilginç bir şekilde.
10. Sadece harf olarak benzedikleri düşünülse de “sancak” ve “sancı” sözcükleri aynı kökten geliyor.
Uygurcada “sançığ”; “ucu sivri şey, kanca” anlamının dışında “karın ağrısı, sivri ağrı” anlamına da gelir. “sanç-“, “saplamak, sokmak” fiilinden “-ığ” sonekiyle türetilmiştir.
11. “Kumral” sözcüğünün kökü, Eski Türkçeye uzanıyor.
Eski Türkçede kestane rengi “konur(kongur)”dur. Bu sözcüğün anlamı kaynaklarda “yanık al, yağızımsı al” diye verilmektedir. “Konur” + “al”, zamanla “kumral” olmuştur.
12. Bizdeki “kolonya” sözcüğü, Almanya’nın Köln şehrinin Fransızcada “Colognia” olarak geçmesine dayanıyor.
Tarihi Macarlara uzanan kolonya, Köln’de bugünkü haline yakın şekilde pazarlanmaya başlanınca bir parfümcü “Köln Suyu” anlamına gelen “Eau de Cologne” adını vermiştir.
13. Bayrak, Türkçe bir kelimedir ve “badruk” sözcüğünden gelir. Sonraları “batırak” olmuştur ve günümüze bu haliyle ulaşmıştır.
Toprağa(yere) batırıldığı için “batırmak”tan geldiği düşünülebilir ancak Eski Türkçede “-ak” diye bir ek bulunmuyor.
Düzeltme: Türkçede “-ak” eki bulunuyor.
14. İngilizcede “erkek kardeş” anlamındaki “brother” sözcüğü ile bizdeki “birader” sözcüğü aynı etimolojik kökene dayanıyor.
İngilizcedeki ve bizdeki bu sözcükler, Farsça “birādar” sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük Eski Farsça ve Avesta(Zend) dilinde aynı anlama gelen “brātar” sözcüğünden evrilmiştir.
Bu sözcük Sanskritçe aynı anlama gelen “bhrātar” sözcüğü ile eş kökenlidir. Sanskritçe sözcük Hintavrupa Anadilinde aynı anlama gelen yazılı örneği bulunmayan “bhrāter” biçiminden evrilmiştir.
15. “Karalama” anlamında kullandığımız “müsvedde” sözcüğü Arapçadan geliyor.
Sözcüğün kökü “svd“den gelir ve “esved” sözcüğü “siyah” anlamındadır.
16. Eski Türkçeden gelen “gömlek” ve “gönül” sözcüklerinin aralarındaki ilginç bağ:
“Gönül” ve “gömlek” sözcüklerinin eski biçimleri “köngül” ve “könglek“tir. “Köngül” sözcüğü “göğüs” anlamına gelmektedir. Bu sözcüğe getirilen “-ek” ekiyle “göğüslük, göğsü kaplayan giysi” anlamlarını kazanan sözcük “köngülek”, önce “könglek”e ve yüzyıllar içerisinde de “gömlek” şekline dönüşmüştür.
17. Kayseri isminin kökenini okurken; “kaiser” sözcüğünün Olağan Şüpheliler filmindeki “Keyser Söze” karakteri ile bir alakası var mıdır diye düşündüm, biraz araştırdım ve sonuç:
Filmi izlemeyenler için büyük spoiler olacak ama yazamadan edemiyorum:
Filmin DVD’sindeki “yönetmenle yapılan geyikler” bölümünde “Keyser”in anlamının Almancadaki “hükümdar” sözcüğünden geldiği söyleniyor. “Söze” ise Kevin Spacey’nin kullandığı “Verbal” adının Türkçe karşılığı olan “sözlü“den geliyor, ki zaten bu karakterin Türk olduğu söylenmişti. Yani “Verbal”ın Türkçe karşılığını düşünsek, filmin sonunu tahmin edecekmişiz.
18. İlginç ama gerçek: Kayseri şehrimizin ismi Roma İmparatoru Sezar’dan geliyor.
Roma İmparatoru Sezar(Caesar) öldükten sonra, oğlu Augustus(Ağustos sözcüğü de buradan gelir) onu onurlandırmak adına kendi isminin başına bir unvan olarak “Caesar“ı eklemiştir.
Zamanla bu unvan kalıplaşmış ve “Roma İmparatoru” anlamına gelmeye başlamıştır. Romalılar, Anadolu’yu ele geçirdiklerinde eski adı Mazaka olan Kayseri’ye dönemin İmparatoru Caesar Tiberius adına “kralın şehri” anlamına gelen “Caesaria” adını vermişlerdir.
Daha sonra Araplar “Kayseriya” demişlerdir, Osmanlı döneminde “Kayseriye” olmuştur ve Cumhuriyet’ten sonra Kayseri’ye dönüşmüştür.
Ayrıca Almancada “hükümdar” anlamında kullanılan “kaiser”(kayzer) de aynı kökten türemiştir.
19. Hindi demişken… Bu kuşun Hindistan’dan gelmesi nedeniyle kuşa “Hint kuşu” denmiştir.
Bu ad, sonrasında “Hint ülkesinden gelen” anlamında kısaltılarak hindiye dönüşmüştür. Burada bir aşağılama söz konusu değildir.
20. “Baharat” sözcüğü Hindistan’dan gelir. Hindistanlılar ülkelerine “Bharat” derler.
Baharatlar Hindistan’dan yayılmıştır. Hindistanlıların ülkelerine verdikleri Bharat adı, eski efsanevi krallarından biri olan Bharata’dan gelmekte. “Sevgiyle anılan” demektir. Kendilerini onun soyundan saymaktadırlar. Ancak tüm dünya onlara Hindistan(India) diyor. Bu ad, Indus Nehrinden geliyor. Eski Farsçada Hinduš, Sanskritçede Sindhu diye geçer. Hindistan sözcüğü Farsçadan dilimize geçmiştir ve “Hindusluların ülkesi” demektir. Sanıldığı gibi “hindi” kuşu ile ilgisi yoktur.
21. Peki, hindiye İngilizcede neden “turkey” diyorlar?
Bu konudan başka bir içerikte söz edilmişti ancak konu buraya geldiği için kısaca bahsedelim:
Batılılar bu kuşu Türk tüccarlardan almışlardır. Bu yüzden İngilizler bu kuşa “Türk kuşu” anlamında “turkey” demişlerdir.
Ancak Türk ülkesi için 14. yy’dan önce Latinceden aldıkları Turchia sözcüğünü kullanan İngilizler, nedense sonrasında kuşa verdikleri adı ülkemize de vermişler.
Keşke Turchia olarak kalsaymış.