Sadece biraz tutarlılığa ihtiyacımız var.
Cruelty-free kavramı son yıllarda sıkça gündeme geliyor.
Tüm dünyada çeşitli kuruluşlar sürekli hayvan dostu, cruelty-free ürünler kullanılması ve büyük markaların da testlerden vazgeçmesi için bilinç kazandırmaya uğraşıyor.
Ancak ne yazık ki pek çok marka hala deneylerinde hayvanları kullanmaya ve onlara acı çektirmeye devam ettiriyor. Bunun sebebini de açıklayalım; pek çok markanın hayvan deneylerine devam etmesinin sebebi Çin pazarı. Çin, global markalar için çok büyük bir pazar ve bir markanın Çin’e girebilmesi için hayvan deneyi yapması şart koşuluyor. Çin’in bu anlamsız ve katı politikası yüzünden pek çok marka hjayvan deneyinden vazgeçemiyor.
The Humane Society kuruluşunun geçtiğimiz günlerde yayınladığı bir kısa film, yine dikkatleri bu konuya çekti.
Denek hayvanı olarak çalışan tavşan Ralph’in çektiği acılara rağmen ses çıkarmadan yaşadığı zorlukları anlattığı bu film tüm dünyada yankı uyandırdı.
Kısa filmin etkisi kısa sürede yayıldı ve pek çok influencer bu videoyu paylaştı.
Ünlü influencer’ların bu videoyu paylaşması, sosyal medyada tepki topladı.
Bu tepkinin sebebi normalde sürekli cruelty-free olmayan markaları kullanan ve reklamını yapan fenomenlerin, sanki bu zulme karşıymış gibi bir tavır takınmasıydı.
Üstelik bu videoyu paylaştıktan sonra da her zamanki paylaşımlarına devam etmeleri pes dedirtti.
Örneğin kürk giymek eskiye oranla günümüzde çok daha fazla ayıplanan bir davranış. Çünkü sahte kürk var ve kürk popüler bir giysi değil.
Ancak söz konusu hayvanlar üzerinde test olunca pek çok insan tutarlı olamıyor. Çünkü sadece kozmetik değil; ilaç ve temizlik sektörü çok büyük ve milyonlarca farklı ürün çeşidi mevcut. Dev şirketlerin yönetiminde olan bu sektörlerde sadece “cruelty-free” ürün aramak kişi için biraz zor oluyor. Alışveriş alışkanlıklarının tamamen değişmesi gerekiyor.
Influencer’lar da alışverişten para kazandıkları için bu konuda ikiyüzlü bir tutum içine giriyorlar.
Aslında fenomenlerin bu videoyu paylaşarak firmaların dikkatini çekmeye ve hayvan deneylerini sonlandırmalarını sağlamaya çalıştıklarını söyleyenler de var.
Ancak başta da belirttiğimiz gibi bu büyük endüstri birkaç küçük tepkiyle değişmeyecek; öncelikle Çin’in bu konudaki tavrını değiştirmesi, bu sırada da insanların alışveriş alışkanlıklarını gözden geçirmesi gerekiyor.
Bazen duyarlı rolü yapmak yerine sessiz kalmak bile daha doğru duruyor.
Herkesin her konuda duyarlı görünmek zorunda kaldığı sosyal medya insanları tuhaf bir hale getirdi.
Peki siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?