Filmleri izlerken beyninizdeki 'Abi sen ne çeşit bir manyaksın?!' nidalarına engel olamayacaksınız…
Bu içerikteki film özetleri Filmloverss'tan alınmıştır.
27 Aralık 1963 Arjantin doğumlu Fransız yönetmen, 1985'ten beri bu işin içinde.
İzleyicilerini dumura uğratmakta ve beyinler yakmakta üstüne olmayan bir yönetmen Gaspar Noé.
“Sanat ve pornografi arasında bir sınır yoktur. Her şeyin sanatını yapabilirsiniz. Bir mum ve bir ses kaydedicisiyle deneysel bir film yapabilirsiniz. Süt içen bir kediyle sanat yapabilirsiniz. Seks yapan insanlarla da bir sanat yapabilirsiniz. Bir fark yok. Olağan dışı yollarla çekilen ya da çoğaltılan herhangi bir şey sanatsal ve deneysel olarak düşünülür.” diyerek aslında varoluşun ve yaşama sebeplerimizin her birinin başlı başına bir sanat olduğunu ifade ediyor.
Filmlerde izleyicinin yer aldığı kısım olarak kabul gören dördüncü duvar olgusunu yıkarak sizi adeta filmin içerisinde hissettiren bir yönetmen.
Aslında Gaspar Noé'nin filmlerinin, günler içerisinde birçok kez yaşanan bu olayların hiçbir zaman açık bir şekilde gösterilmemesini, bu durumda insanların hiçbir şey olmamış gibi davranmasını ya da farkındalık sahibiymişçesine sosyal medyada duyar kasarak parmak egzersizi yapmalarını eleştiriyor.
Gaspar Noé, kulağa biraz tuhaf gelse de filmlerinin şiddete eğilimi olan insanları yatıştıran bir yanı olduğunu olduğunu savunuyor.
Cannes Film Festivali'nde izleyiciyle buluşan 'Irreversible' filmini salonun büyük bir çoğunluğu gerilime dayanamayarak salonu terk ediyor. Hemen hemen her filminde gerilim düzeyi oldukça yüksek .
Bu şekildeki bir diğer filmi de 'Enter The Void' filmi oluyor. Cannes Film Festivali'ndeki gösterimde izleyenler, filmin baş dönmesi ve bulantı yarattığını belirtiyor. Film tam 15 dakika boyunca alkışlanıyor.
Ortaya koyduğu yapıtların, içsel çatışmayla birlikte getirdiği sorgulayıcı tutumun insanın ufkunu açtığını düşünüyor.
Uzun ve sıkıcı denebilecek sahneleri bile 'Eee ne olcak şimdi?!' diyerek bırakamıyor insan. Hiçbir şey beklendiğiniz gibi ilerlemezken her an sizi 'Nasıl ya?', 'Yok artık daha neler!', 'Hasta herif!' gibi tepkilere sevk edebiliyor.
Her filmi ayrı bir görsel şölen sunuyor. Neon ışıkların ve sahnedeki kullanılan arka planlanın beyinde kalıcılığını kullanarak sahnelerin zihinlerde yer edinmesine neden oluyor.
Günler sonra bile aniden bir sahnenin beyninizde canlanması, kaçınılmaz bir durum…
Bir de film afişleri var ki aynı anda hem sanatsal hem de saykodelik hisler yaşatabilecek cinsten.
Tabii en sevdiği yönetmen Stanley Kubrick ve en sevdiği film de bir Kubrick filmi olan '2001 a Space Odyssey' olunca hayal gücünün bu kadar geniş olması şaşırtmıyor.
Filmlerinde 'Nihilizm' ve 'Avangart' izleri görmek mümkünken 'Pisişik Bağımlılık', 'Termodinamik Yasaları' da yer verdiği diğer olgular arasında yer alıyor. Deneyimsel sahneleri, bizzat kendisi de deneyimledikten sonra çekmesiyle de dikkat çekiyor.
Gaspar Noé'nin yapıtlarının hepsini birbirinden ayrı iddialı bulsak da naçizane fikrimiz şu 5 filmi mutlaka izlemeniz yönünde…
1. Climax (2018)
IMDb: 7,1
2. Irréversible (2002)
IMDb: 7,4
3. Enter the Void (2009)
IMDb: 7,3
4. Lux Æterna (2019)
IMDb: 7.0
5. Love (2015)
IMDb: 6,1