Hakkari’de Türkiye’nin en yüksek ikinci dağı Cilo’daki buzullar, Bitlis’te yemyeşil doğasıyla ziyaretçileri cezbeden Aygır Gölü ve Van Gölü’nün mavi suları arasında yükselen Akdamar, Çarpanak, Adır ve Kuzu adalarının ‘kesin korunacak hassas alan’ ilan edilmesi turizmde beklentileri yükseltti. Son yıllardaki iklimsel değişimlerle kısmen erimenin gözlemlendiği buzullar ile Akdamar Kilisesi, Ktouts ve Lim manastırlarının bulunduğu adalarıyla Van, Bitlis ve Hakkari’nin öne çıkan turizm değerleri, bundan sonra alınacak ek tedbirlerle daha iyi korunacak. Canlıların doğal yaşam alanları, tarihi yapılar ve doğal dengenin tamamen korunacağı bölgelere doğa turizmi kapsamında daha çok ziyaretçinin gelmesi hedefleniyor.
Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırmalar Raporu da hazırlanıyor
Van Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ali Kemal Atlı, Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonunca Hakkari, Şırnak, Muş, Bitlis ve Van’da 58 alanın ‘kesin korunacak hassas alan’ ilan edilmesi için başlatılan çalışmaların sürdüğünü anlattı. Ayrıca, 29 bölgenin ‘Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırmalar Raporu’nun hazırlandığını söyledi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde kurulan 7 komisyondan birinin Van’da çalışmalarına devam ettiğini belirten Atlı, “5 Temmuz’da Cumhurbaşkanımızın imzasıyla komisyonumuzun 5 noktada yaptığı çalışma nihayete erdirildi ve kesin korunacak hassas alan edildi” dedi.
“Gelecek nesillere aktarılmasını amaçlıyor”
Sürdürülebilir doğa için çalışmaların aralıksız süreceğine dikkat çeken Atlı, ‘Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma’ çalışmaları kapsamında ekiplerin söz konusu bölgelerde bir yıl boyunca bitkilerin yetiştiği ortam, doğal dengenin işleyişi, canlıların yaşam alanlarıyla ilgili numuneler alarak bilimsel rapor haline getirdiğini anlattı.
Atlı, ‘Kesin korunacak hassas alanlar’ listesine eklenen yerlere hiçbir şekilde müdahale edilemeyeceğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Bu alanlarda denetimlerimiz sürüyor. Jandarma, belediyeler ve ilgili birimlerle ortak çalışma yürüteceğiz. Buralarda doğal dengenin korunması, yaşanılabilir ve sürdürülebilir çevrenin gelecek nesillere aktarılmasını amaçlıyoruz. Bu doğrultuda çalışmalarımız devam edecek.” Koruma altına alınan alanları tüm detaylarıyla incelediklerini anlatan Atlı, şöyle konuştu:
“Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporları, yaz kış izlenerek ve oradaki doğal denge gözetilerek hazırlanıyor. Bu bölgelerde kuş yuvalarından endemik bitkilere kadar her detay inceleniyor. Son zamanlarda dünyada doğa turizmi revaçta. Bu durum yakın zamanda bölgemize de yansıyacak. Doğa turizminde de bunun meyvelerini alacağız. Bu doğa hepimizin. Bunu gelecek nesillerimize aktaracağız. Çevreye zarar vermeden doğamızı koruyarak bir yaşamı inşallah her beraber sağlayacağız.”
“Bu çalışma bölgenin turizm çeşitliliğini artırır”
Tur operatörü Engin Pişkin de bazı bölgelerin kesin korunacak hassas alan ilan edilmesinin çok önemli bir karar olduğunu söyledi. Söz konusu bölgelerin tanıtım ve koruma çalışmalarıyla şehirlerin turizm potansiyelini artıracağını belirten Pişkin, şunları anlattı: “İnsanlar artık yeni destinasyonlar görmek istiyor. Bu çalışma bölgenin turizm çeşitliliğini artırır. Sadece buzulları görmek için yurt dışından insanlar geliyor. Buraları tur kapsamına alacağız. Turistler artık şehirden uzak doğa turizmine yöneldi. Van Gölü havzası bu anlamda çok önemli. Van Gölü’ndeki dört ada da turizme açılırsa bölge bu sektörde söz sahibi olur. Bizler de konaklama gün sayısını arttırmayı hedefliyoruz. Yeni rotalar oluşturularak buralar daha iyi değerlendirilmeli.”